Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.70
Gram Altın
2981.76
BIST 100
9949.01
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Farkında mıyız!

Uzun zamandır arayamamıştım ablamı!

— Nasılsın ablacığım?

— Hakikaten beni özlediğin için mi aradın yoksa eve sığamadığın için mi aradın?!

— Aşk olsun ablam! Bir metre yere bir buçuk metre kefene sığan adam bilmem kaç metre olan eve mi sığmayacak.

— Daha önce de bu evde yaşamıyor muydun sen?

— Yaşıyordum abla, yaşıyordum da nasıl yaşadığımı bilmeden galiba.

— Umarım dediğin gibidir!

— Seni aradığıma pişman etme abla. Kusurlarımı yüzüme vuracaksan telefonu kapatayım. Derdimi deşeceksen seninle konuşmayayım. Bunca yılın ayrılığına daha da ayrılık ekleyeceksen susayım.

— Ah benim kınalı kekliğim. Bir bilsen bugünü ne kadar çok bekledim. Sesini duymayı ne çok özledim. Endamını görmeyi, kokunu almayı ne kadar çok Allah’tan istedim. Lakin bir türlü olmadı. Şimdi ancak sesini duyabiliyorum hem de çok uzaklardan.

— Sesini de çok özlemişim ablam. Keşke anam yaşasaydı da onun da sadece sesini duyabilseydim yeterdi bu hüzünlü demlerimde.

— N’oluyor kardeşim! O nasıl konuşma. Bu hüzünlü demler falan filan...

— Pek bir şey yok abla!

— Ne demek pek bir şey yok abla! Bak çok fena öksürüyorsun. Ateşin var mı?

— Var biraz abla, lakin korkulacak gibi değil.

— Oğlum korkutma beni! Yıllar sonra buldum seni. Bana hasta olduğunu söyleme sakın.

— Hasta olsaydım eve sığıyorum der miydim? Telaşlanma öyle hemen ablam.

— Oğlum senin sadece ablan değil aynı zamanda ananım ben. Aha yüreğimin tam şurasındaki sızı artmaya başladı.

— Abla lütfen hakkını helal et. Sana çok çektirdim. Sen anamın bile yapamayacağını bana yaptın. Hele eniştemin hakkını nasıl öderim bilemem. Lütfen hakkınızı helal edin.

— Dur oğlum dur! Tekrar yaralama beni. Sönecek şu ateşi yeniden canlandırma. Lütfen bana doğruyu söyle! Sen şu anda nereden arıyorsun?

— Çok yalnızım abla, çok yalnız. Ölümle pençeleşenlerin, trajik bir şekilde ölümü bekleyenlerin arasında hayata tutunmaya çalışıyorum. Son ümidim senin sesin ablacığım. Belki bir daha... N’olursun hakkını helal et!

— Biliyordum günlerdir yüreğimi kaplayan bu sızının sebebinin çok yakınımda olacağını. Ah canım kardeşim hatta evladımdan da öte karındaşım. Bu nasıl bir derttir seni yakalamış ve dize getirmiş.

— Hiç sorma abla. Ben ki ele avuca sığmayan hiçbir kayda gelmeyen kardeşin şu anda nefes alamıyor ateşler içinde yanıyorum. Her an öksürükten boğulacak gibiyim abla.

Biliyor musun abla hiç böyle bir son hayal etmemiştim. Daha çok yaşayacak, sonunda sakinleşerek bütün normal sonlar gibi bir sonum olacak zannederdim hep.

— Dur oğlum dur. Lütfen yorma kendini. Neden öyle konuşuyorsun. Kim öle, kim kala Allah bilir.

— Ağlama benim güzel ablam. Çok yakınlaştığımı biliyorum ölüme. Hayatım sinema şeridi gibi geçiyor gözümün önünden. Yaptıklarımın sevincinden çok, yapamadıklarımın üzüntüsü beni kahrediyor. Rabbim tarafından verilenlerin hakkını verememenin utancı beni kahrediyor. N’olur ömrümü uzatsa. Ölmek zor işmiş be abla.

— Yapma kardeşim. Beni de burada öldürmek mi istiyorsun! Dayanamam senin ölümüne. Ayrılığına alışamamışken ölümüne alışmak Allah korusun.

— Bu hastalığın pençesinde kıvranan bizler, insanlığın azizleri ve havarileri değiliz abla, bir mucize ile kurtulalım. Bir bilsen buradan kurtulmak için neler vereceğimizi. Öhhö öhhö öhhööööö öhhöööööö ablaaaa!

— Lütfen kendini zorlama! Ablan kurban olsun sana!

— Abla bak beyazlar içinde maskeliler geliyor! Onlar melek olabilirler mi! Sürekli birilerini alıp götürüyorlar abla. Beni de götürecekler abla, beni de götürecekler. Tut elimden götürmesinler abla, tut elimden götürmesinler. İnan abla bana doğru geliyorlar. Abla abla abla.....

Ohhhh! Elhamdülillah! Bu bir rüyaymış! Bak sular içindeyim. Ateşim şükürler olsun yok! Öksürük, o da yok! Bak nefes de alıp verebiliyorum! Allah’ım başka bir şey istemiyorum. Başka bir şey istemiyorum. Sabah ilk işim bütün sevdiklerimi arayıp helallik dilemek, yapabileceğim bütün gecikmiş iyilikleri yapmak olacaktır. Özellikle de ablamı arayayım. Lanet olsun dünya malına! Yok yok, şimdi arayayım ablamı. Ne olacak ki?

Aman Allahım! Ablam on defa aramış! Ne çok uyumuşum. Hayırdır inşallah! Umarım önemli bir şey yoktur.

— Alo Abla!

— Buyurun beyefendi.

— Ablamın telefonu değil mi?

— Sakin olun lütfen. Ben Doktor Can. Ablanız şu anda yüksek ateşli malum hastalarımız arasında durumu da kritik. Lütfen metanetinizi koruyun. Sadece şunu bilin, ablanız sürekli sizin isminizi sayıklıyordu.

— Yani doktor sayıklıyordu ne demek!

— Evet artık sayıklayamıyor. Pek konuşamıyor ablanız.

— Lütfen doktor bana gerçeği söyleyin!

— Ablanız sizlere ömür beyefendi. Belediye diğerleri gibi ablanızın da şu anda defin işlemleri ile uğraşıyor. Çok uzaktasınız galiba yetişemezsiniz!

Lütfen dikkat edin kendinize! Diğer acil hastalarıma bakmam lazım. Başınız sağ olsun!

— Ablam ablam ablam...