Dolar (USD)
35.32
Euro (EUR)
36.41
Gram Altın
3003.30
BIST 100
10075.17
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Kasım 2018

Fanatizm Kör Ve Sağır Eder 2

Hadisimizi yeniden hatırlayalım. Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Bir şeyi aşırı sevmen, seni kör ve sağır eder. Bir şeyden aşırı nefret etmen de kör ve sağır eder” Resulullah (sav) ın işaret ettiği bu hastalığa müptela insan çoktur. Ancak günümüzde bunu sistematik hale getirmiş ve zirve derecesinde yaşayan üç gruptan bahsetmiştik. Fetö, Şia ve tekfirci hariciler.

İşin garibi bunlarda bu hastalık iki yönüyle de zirve yapmış durumdadır. Hem sevgi hem nefret… Bunlar kendi meşreplerini veya liderlerini sevmede kör ve sağır olmuş, hiçbir olumsuzluk kabul etmemektedirler. Kendilerinden başkasından ise nefret etmekte zirvededirler, onların hiçbir olumlu yanlarını görmezler. Sevdiklerinin şerlerini hayra yorarlar, nefret ettiklerininse hayırlarını şerre yorarlar.

Bir önceki yazımızda Fetö’den bahsetmiştik. Şunu da ekleyelim ki Fetö, bu hastalığı nedeniyle birçok yerde Allah (cc) a isyan etmektedir. Allah (cc) müminlere karşı mütevazı alçak gönüllü ve merhametli olmayı, kâfirlere karşı ise onurlu ve vakarlı olmayı emretmektedir. Ama bunlar yer değiştirmiş, tam tersini yapmaktadırlar. Mümin kardeşlerine karşı düşman muamelesi yaparken, İslam düşmanlarına karşı ise, en samimi dost muamelesi yapmaktadırlar. Kör ve sağır olmak böyle bir şey…

Şia’ya gelince onlar da başta Ashabı Kiram (Rıdvanullahi aleyhim ecmain) olmak üzere tüm ümmete düşmandırlar. Ehlisünnete olan kin ve nefretleri onları kör ve sağır etmiştir. Dolayısıyla hiçbir olumlu taraflarını görmemektedirler. Ebubekir Sıddık, Ömer, Osman, Aişe ve Hafsa (Rıdvanullahi aleyhim ecmaîn) hazeratına olan kinleri ise katmerlidir.

Ancak takiyye ustası olarak gereğinde, kinlerini muhabbet gibi de gösterebilirler. Bilindiği üzere takiyye, onlarda imanın rükünlerindendir. Dolayısıyla onların yüzünüze gülümsemesi sizi aldatmasın. En samimi dost olarak görünüp içlerindeki kin ve nefreti sahte gülücükler olarak gösterebilirler.

Tarih boyu İslam ümmetine karşı her tür plan ve komplo içine girmişlerdir. Yıllardır Afganistan’da İslam düşmanlarıyla her tür flört ve işbirliğine girmeye devam ediyorlar. Son zamanlarda İran’da, Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, Libya’da, birçok Afrika ülkesinde ve ellerinin ulaştığı her yerde, İslam ümmetine karşı her çeşit hainlikleri ibadet aşkıyla yapmaya devam ediyorlar. Aslında bu şirretlikleri hep vardı. Sadece son yıllarda kısmen deşifre oldular.

Yakıyorlar, yıkıyorlar, yağmalıyorlar, ırzları, harimi ismetleri kirletiyorlar. Kısaca değil İslam, insanlığa dahi asla sığmayacak cürüm ve vahşetleri ibadet aşkıyla işliyorlar. Ehlisünnete kinlerini din edinmişler. Ehli Beyt sevgisiyse istismardan başka bir şey değil. Ehli Beyt onların bu cürümlerinden beridir. Sapık görüş ve akidelerinden uzaktır.

Tüm bunları yaparken hala; “vahdet” “birlik” “İslam kardeşliği” vb. türkülerini de söylemeye devam ediyorlar. Sayısız yerde Müslümanlara füze ve bombalar, ABD İsrail vb. emperyalist zalimlere karşı ise sloganlarını atmaya devam ediyorlar.

Ancak daha garip ve acı olanı bizim buralarda Şia’nın dolmuşuna binenlerdeki fanatizmdir. Geçmişte Şia’nın bu münafıkça tutumlarını kabullenmek istemiyorlardı. Şia’nın kendi kaynaklarından onlarca delil de gösterseniz, bir şekilde te’vil ediyorlardı. Irak ve Suriye’de olan bitenlerden sonra kerhen de olsa kısmen kabul ettiler. Ancak bu defa da şöyle savunma yapıyorlar. Biz Şia’nın akide mezhebiyle alakalı değiliz. Sadece siyasi olarak destekliyoruz. Ya da daha ustaca kamufle ederek, “ümmetin birliği” “İslam düşmanlarına karşı dayanışma” gibi gerekçelerle onlara olan desteklerini devam ettiriyorlar. Şöyle veya böyle ümmetin kuyusunu kazan bu güruha arka çıkıyorlar.

Ümmet kan ağıyorlarken, bu kanların sebebi de büyük oranda Şia’yken zaten önemli olan siyasi destektir. Bu savaş ve güç dengesinde asıl etki eden itikadi veya ameli görüşlerden ziyade siyasi görüş ve destektir. Sonuç itibariyle Şia’nın ustaca manevraları, sinsi planları, ümmet içinde güç kaybına fitne ve tefrikaya devam ediyor. Bunun sebebi, Şia’nın fanatizm derecesinde ehlisünnete hatta sahabelere duydukları kin ve nefrettir. Şia’dan bu fanatizmi terk etmelerini belemek beyhudedir. Çünkü bu onlar için derin bir akideye dönüşmüştür. Ancak onların dolmuşlarına binmiş bulunan iyi niyetli saf Müslümanlar, bu konuyu yeniden masaya yatırsalar, kendilerinin dünya ahiret hayırlarına olur. Selam ve dua…