Fakir Sözleri
Şükürler olsun ki Zaferler Ayı Ağustos, aziz milletimizin büyük galibiyetleriyle geçti. Mağlupların ise oturup düşünmesi, kendilerini sorgulaması ve nerede hata yaptıklarını düşünmesi gerekiyor. Neyse biz yine ilme, sanata ve kültüre yönelip günümüze de ışık tutacak küçük bir dev eserden bahsedelim.
Sahaflarda dolaşmanın en büyük faydası, kitapçılarda bulamayacağınız hazine değerinde eserlere tesadüf etmenizdir. Onlardan biri ile geçenlerde karşılaştım. H. L. Şuşud'un Fakir Sözleri isimli eseri. İstanbul'da 1958'de basılmış kitap. Kitap dediğime bakmayın bir risale aslında. Topu topu 32 sayfa, yani iki forma. Kitabın başlığının altında "Itlak Tasavvufundan Latifeler" ibaresi var. Belli ki sıra dışı bir eserle muhatabız. Yalnız burada geçen dinu00ee ve tasavvufu00ee tabirleri sözlüklerden arayıp bulmak gerekiyor. Aslında lügatlerle daha da yakınlaşmamız şart. Çünkü her yeni dost kelime, bize yeni kapılar ve ufuklar açar. Eser 25 Temmuz 1966 tarihinde müellifi tarafından imzalanmış. Ve kitabın içinden bir yazı çıkıyor. Hikayeci Fahri Celal Göktulga'nın köşe yazısı, Fakir Sözleri hakkında. Yeni İstanbul gazetesinde 23 Ağustos 1959 tarihinde yayımlanmış. Mevlana'nın sözleri okuyucuları karşılıyor ilkin: "Yoku var ve muhteşem gösterdin, / Yeli gizledin, tozu gösterdin."
Peki H. L. Şuşut kim? Eski tasavvuf ehli bazı yazarlar, isimlerini yazmayı pek sevmezmiş. Mecbur kaldıklarında sadece soyadlarını kullanırlarmış. Mevlana muhibbi Refi Cevat Ulunay gibi. Yazar yazılarında ve bazı kitaplarında sadece Ulunay soyadını kullanmış. Şuşud'un H. L.'sini düşünürken bir taraftan yazar sözlüklerini tarıyor, diğer yandan daha önce duyduğum bu ismi hatırlamaya çalışıyordum. Tamam, şimdi buldum. Yıllar önce rahmetli Ergun Göze, bu yazardan Hasan Lütfi Şuşud'dan bahsetmiş ve önemli bir tasavvuf adamı olduğunu söylemişti. Sonra da bir eserini, başında bulunduğu Boğaziçi Yayınları arasında neşretmişti. İslam Tasavvufunda Hacegan Hanedanı adlı kitabın tanıtımında "Şimdiye kadar böylesine bir kitap yazılmadı. Merhum Hasan Lütfi Şuşud bizzat feyz aldığı kaynağı, bağlandığı Türkistan'ın mana büyüklerini titizlikle ve çok değişik bir perspektiften vermektedir." deniliyordu. Fakir Sözleri'nin önsözünde H. L. Ş.'nin şu satırlarını okuyoruz: "Bu latifeler sohbet mevzu00fblarıdırlar. Saf İslam tasavvufundan nasibi olanlara mahsus ve insanlıktan uyanacak kimselerin malıdırlar. İtlak tahassürüne, tahkik iştiyakına erişmişler bunların kadrini bilir. Alışılmış telakkilere aykırı görünen cihetleridir bu zevata şevk veren, Kevn'den çıkma yolunu gösteren. Akıl ve nakil efsanelerinden henüz bu00eezar bulunmayanlara da izahları mümkündür. İnsanda, yani idrak'da, hudu00fbtsuz uçurumlar vardır, daha ulu hakikatleri de hazm eder: kalbin mührünü fek etmek şartiyle."
Fakir Sözleri, özlü söz, vecize tarzında hazırlanmış bir kitap. Bir çırpıda okunuyor. Bazı güzel sözleri seçtim, paylaşmak istiyorum. Şöyle ki: "Hakaiki bulmayanlar, merasimi din edindiler.", "Allah'tan konuşan çok, Allah'ı bilen yok.", "İnsan için kurtuluş vardır, insanlıktan ötede.", "Ne kadar yoksan o kadar hakimsin, ne kadar varsan o kadar mahku00fbmsun.", "Muşahhasta kalma, mücerrede eriş.", "Uyanık insan çok, insanlıktan uyanmış yok.", "Tok gezdiğin gün kendini salik sayma.", "Kudret'i Acz'de ara, Serveti Fakr'da ara, Hayat'ı Ölüm'de ara, Varlığı Yok'ta ara.", "Her şey maddedir, amma madde madde değildir.", "Malu00fbmat Gayb'a perdedir.", "Doğarken kaybettin, öldükte bulursun.", "Tasavvuf bilmek değil, bitmektir.", "Kapı kapı dolaşma, muradlar sendedir.", "Müridlere bak mürşidi anla.", "Riyazetsiz beden akordsuz çalgıdır.", "Tahkike erişen kurtuldu: Bugün zulmetten, yarın kulluktan."
Hikmet deryasından inci mercan toplamayı sürdürüyoruz. Elbette her söz üzerinde durmalı, her fikir üzerinde zihin temaşasında bulunmalı. O altın sözlerin devamı var: "Allah'ı bulan her şeyi buldu.", "Göz verildi, görülmezi göresin diye. Ayak verildi, erilmeze eresin diye.", "Evvel zaman karanlıktır nuranu00ee. u00c2hir zaman bir aydınlıktır zulmanu00ee.", "İş, vücu00fbddan vecde gidiştir.", "Rehber deniz feneridir: Hedef değildir, ışığını da gizlemez.", "Dünya seraptır, zehirli. İbadattır panzehri.", "Sen ölmeden gönlün dirilmez.", "Envar, esrardan mahrum kılar."
Arada bir gönlü dinlendirip nefes almalı. Zira akıl terazisi, bu kadar hikmet goncasını yekten tartamaz. Biz yine yolda olalım: "Seni senden öteye götürmektir, rehberin işi.", "Açlık ölüyü diriltir, tokluk diriyi öldürür.", "Ne aradın da İslam'da bulmadın?", "Gafil varlıklarla, kamil yokluklarla beslenir.", "Fena ehli ateşte hayat bulur, semender gibi.", "Seni yakarsa o sanat eseridir.", "u00c2lem muhteşem bir yalandır.", "Yokluk vatandır, varlık gurbettir: ulu meşrepli kimseye.", "İçinden çıkmadıkça dünya bilinmez.", "Fakr gibi servet olmaz, açlık gibi gıda olmaz." Kitapçığın sonunda metinlerde geçen tabirlerin açıklaması var. Bir yayıncı, bu eseri tez elden alıp yayınlamalı. Zira toplum olarak böyle rehber sözlere çok ihtiyacımız var.