Faizle Sünnet!..
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hedefe yerleştirilmesine sebep olan 23 Ağustos 2019 tarihli hutbede, “İslam faizin HER TÜRÜNÜ kesin olarak haram kılmıştır.” deniyor…
Resmi rakamlara göre ekseriyeti “doğrudan” faize bulaşmış milyonlarca vatan evlâdına “HER TÜRÜ” haram kılınan faizi terk etmedikleri takdirde “kabirlerinden şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkacaklarını” bildiren Kuran-ı Kerim hükmü hatırlatılıyordu…
Gözümüzden kaçmadıysa, faiz konusunda o güne kadar irâd edilmiş en “yalın” en “net” hutbeydi.
Geçtiğimiz günlerde yanımıza gelip bir konuda “dertleşmek” istediğini söyleyen genç…
Hutbede zikredilen “faize bulaşanların kabirlerinden şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkacaklarını” bildiren hükümden çok etkilendiğini söyledi.
Devamında da “Çünkü” dedi:
“Evlenebilmek için bankadan kredi çektik ve şu anda faiz ödüyoruz. Her türü haram ya bu işin…”
Sıkıntılı bir durum…
Ne dersin?
İş işten geçmiş…
Faizle borç çekmiş…
Hem de, Allah Rasulü’nün (s.a.v.) sünnetini gerçekleştirmek için giriştiği mübarek eylemi tamamlayabilmek için.
Şimdi…
Sayıyor da sayıyor “haklı” olarak:
“Düğün istediler, takı istediler, şunu istediler, bunu istediler… Eşyaydı, kiraydı, depozitoydu, şuydu, buydu…”
Yüz küsur bin Türk Lirası, yuvarlak hesap “20 bin Amerikan Doları!”
“Karşı” taraf “El-âlem ne der?” hesabıyla “her bir şey tastamam olacak!” dayatmasında bulunmuş.
“Damat adayı” her bir şeyi tastamam edememişse de, sağdan soldan toplayabildiğine eklediği “faizli” parayla işi halletmeyi başarmış…
Şimdi…
Asgari ücretin biraz üzerindeki geliriyle, “faizli borcun” taksitlerini ödemeye çalışıyormuş…
Evliliklerinin en güzel “yılları” böyle geçiyormuş…
“Borcu hallederiz de Allah’ın izniyle” dedi genç, “Kabirden şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkmak” var.
Bu durumda ne denebilir bilemedim.
“Evlâdınız olacak gence bunca yüklenmenin anlamı ne!” diye düşündüm.
Söylemedim.
Aklımdan geçenlere bak:
Serbest piyasa ekonomisi…
Piyasanın açılması, işsiz ebeveynlerin evlerine ekmek götürebilmesi için “faiz oranlarının” biraz daha düşürülmesi gerekiyor!..
Faiz oranları düştüğünde, özellikle inşaat piyasası canlanır, bundan da hemen bütün sektörler “nema”lanır!..
İnşaat sektörü canlanırsa, “arz-talep” mevzuundan dolayı gayrimenkul fiyatları artar!..
Daha fazla “faizli” kredi çekmek gerekir!..
Cami görevliliğinden emekli emlakçı tanıdığımız, “Bankadan kredi çekenlerin daha da artması halinde işlerin Allah’ın izniyle açılacağını” söylemişti.
Kulağımda o cümleler…
Sünnet’e uyarak “yuva kurmak” isteyen gencimiz bir şeyler anlatırken beynimde düşünceler uçuşuyor…
Faiz bir gerçek!..
Dünya gerçeği…
Peki…
“Faizsiz bir dünya” mümkün mü?..
Elbette mümkündür, mümkün olmasa “Hüküm” mü olur!..
Gençle konuşken daha doğrusu genç konuşurken, ben “kamuda tasarruf”u düşünüyorum…
Diyorum ki…
Kemerleri sıksan sıksan, faiz oranlarındaki iki puanlık artışın maliyeti kadar tasarruf yapabilir misin acaba?..
Ticarette en mahir insanlarımızın çıktığı ilimizdeki faiz müesseselerinin elde ettikleri “kâr”, o maharetli insanlarımızın toplam elde ettiğinin elli katıymış!..
Ne hazîn bir durum.
Sünnete icabetle evlenen gencin durumu da hazîn…
Hele…
Bir de “Rızık helâl olmayınca, dua da kabul olmazmış öyle mi!” diye sormaz mı…
“Yarım hoca dinden eder”miş, bizde o yarımın yarısının yarısı kadar da hocalık yok.
Bu meseleleri “Diyanet yetkilileri” ile konuşmanın çok daha sağlıklı olacağını söylemekten başka bir şey yapamadık haliyle…
Ya biz ne yapacağız?
Bulduk bir “yetkili.”
Sorduk…
“Kalbimizin bu dertlerle dertlenmesinin ne kadar önemli olduğunu” söyledi.
O gencin de, çektiği “gönül sıkıntısının” mükâfatına kavuşmasını ümit ettiğini belirtti.
“Bir de hiç aldırmayanlar var maalesef!” dedi.
Nerden geldiyse aklıma Gülden Karaböcek geldi.
Alâkasız şeyler uçuşur ya beyinde…
Karaböcek’in “Eğer ağlıyorsam yaşıyorum ben!” şarkısı çınlar gibi oldu kafamda.
Sonra…
Merhum Necip Fazıl’ın “Bütün bir kâinat muşamba dekor, bütün bir insanlık YALANA teslim” diye haykıran “Çile”si…
Ben de…
“Bütün bir insanlık FAİZE teslim!” dedim.
Yok mu bunun bir çaresi?..
İnsanlık faize teslim, faizin “HER TÜRÜ” haram!..
“Borcu hallederiz de Allah’ın izniyle, kabirden şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkmak var!” diyen gencin “çile”si…
O “çile” ne güzel.
Ah, bir de “evlenecek gençleri” bu kadar zorlamasa aileler!..