Faiz Oranı Değişmedi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 14'te sabit tuttu.
Beklentiler de bu yöndeydi çünkü Aralık ayı PPK toplantı metninde ‘...para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat
artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının
tamamlanmasına karar vermiştir, kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek..’ ifadeleri
kullanılmıştı. Bu ifadelerden 2022 yılının ilk 3 ayında faiz oranında bir
değişikliğe gidilmeyeceği sonucu çıkarılmıştı. Beklentiler doğrultusunda PPK’nın
son 3 toplantısında da faiz oranı sabit tutuldu.
2022 Ocak ayında yine TCMB tarafından yayımlanan enflasyon raporunda,
enflasyonun yılın ortasında yüzde 50-55 seviyesinde zirve yapacağı, 2022 yılı
sonunda ise yüzde 23,2’ye ineceği tahmin edilmişti.
Ancak bu kısa süre zarfında yaşanan dış gelişmeler, diğer bir
ifadeyle Merkez Bankası’nın kontrolü dışında vuku bulan olaylar ülke
ekonomisine olumsuz yönde yansıdı. FED'in 3 yıl sonra faiz artırması ve faiz
artışının devam edeceği yönünde mesaj vermesi, kuzeyimizde yaşanan krizin
enerji ve gıda fiyatlarına etkisi, bu çatışmalar uzadığı takdirde turizm
sektörünün zarar görecek olması ve 2 yıldır devam eden küresel salgının bir
türlü bitmemesi ekonomik görünümü bozan unsurların başında geliyor.
Enerji fiyatlarındaki artış ve belirsizliklere bağlı olarak
bu yıla ait turizm gelirlerindeki muhtemel düşüş de cari dengeyi negatif yönde
etkileyecektir.
Geçen aya ait toplantı metninde yer alan ‘cari
işlemler dengesindeki iyileşme
eğiliminin güçlenerek devam ettiği ve 2022 yılında cari fazla verilmesi öngörülmektedir’ cümlesi çıkarılırken,
yerine ‘...cari işlemler dengesinde
enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler
yakından takip edilmektedir. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir
seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir...’
ifadesinin koyulması da bu durumu teyit ediyor.
Mart ayı PPK toplantı metnine bakıldığında; enflasyonda yakın
dönemde gözlenen yükselişte; sıcak
çatışma ortamının yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri,
küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik
süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmelerinin
etkili olduğu vurgusu yapılmış.
Enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risklerin geçici
olarak nitelendirilmesi dikkat çekiyor. Buna ilaveten takip edilmektedir
ifadesi de bir süre daha faiz oranının değişmeyeceğine
işaret ediyor.
TÜİK verilerine göre Şubat ayı enflasyonu yüzde 54,44’e
yükselmişti ki bu artışta Ukrayna’da yaşananlar henüz etkili olmamıştı. Piyasa
beklentileri de fiyatlardaki artışın önümüzdeki dönemde de devam edeceği yönünde
ağırlık kazanıyor.
Öte yandan bundan 3 ay önce 18 TL’yi geçen dolar kuru için de
benzer tahminler yapılıyor, dolar kurunun Mart ayına kadar 22-25 TL’ye çıkacağı
iddia ediliyordu. Çünkü gidişat bunu gösteriyordu. Ancak kur korumalı mevduat
sisteminin devreye girmesiyle bu tablo değişti ve döviz kurunda bir istikrar
sağlandı.
Aynı başarıyı fiyat istikrarı için de beklerken, umuyoruz ki enflasyondaki
bu yüksek seyir geçici olur ve fiyatlar bir an önce normale döner.