FAİZ İNDİRİMİ OLACAK MI?
İktisat biliminin en önemli uğraş alanlarından biri olan faizin giderek siyasallaştırılarak tartışılması ve siyasi propaganda malzemesi haline dönüştürülmesi, Merkez Bankalarının hatalı kararlar almasına neden olabilir, ülkeleri krizlere sürükleyebilir.
Bu yüzden gelişmiş ülkelerde Merkez Bankaları özerk yapıya sahiptirler.
Parasal politikalar ve bu meyanda faiz oranı tespit edilirken siyasetin talebi değil, öncelikle fiyat istikrarının sağlanması ve korunması gözetilir.
Küresel krizin enflasyonu ikinci plana atması nedeniyle işsizlik, büyüme ve finansal istikrar da ilgi alanlarına girmiştir.
ABD Merkez Bankası(FED) da, politika faizini belirlerken istihdam ve büyüme verilerini çok yakından takip etmektedir.
Son açıklanan tarım dışı istihdam rakamlarının beklenenden iyi çıkması ve ekonominin canlanmasının hızlanması, FED'in faiz artırımını erkene çekebileceği ihtimalini güçlendirdi.
FED'in yayımladığı haziran ayı toplantı tutanaklarında, ekonomide her şey iyi giderse tahvil alımlarını ekim sonunda sonlandıracağının planlandığı anlaşılıyor.
Akabinde faiz artışı gündeme gelecek.
Piyasaların beklentisi gelecek yılın ortasıydı.
Büyüme ve işsizlik verileri olumlu seyretmeye devam ederse faiz artışının yılın ilk çeyreğinde yapılabileceği, piyasa aktörlerince konuşulmaya başlandı.
FED'in alacağı kararlar başta Türkiye olmak üzere gelişmekte olan ülkeleri fazlasıyla ilgilendiriyor.
Çünkü sıcak paranın azalacağı kritik bir döneme giriliyor.
Oysa gelişmekte olan ülkelerin büyümesinin motoru bu para.
FED'in tahvil alım programını sonlandırması ve faizi yükseltmesi para bolluğunun sonu demek.
Hem büyümeleri yavaşlayacak hem de finansal istikrar sarsılacak.
En fazla etkilenecek ülkelerin başında Türkiye gelecek.
Zira döviz açığı inişe geçse de hala tehlike sınırlarında geziniyor.
İşte bu süreçte faiz indirimi nasıl gerçekleşecek?
Sıcak paranın ülkemize akışını özendiren ve cazip kılan yüksek faiz.
Küresel piyasalarda para kıtlaşırken"paranın fiyatı olan faiz oranının" indirilmesi piyasa şartlarında zor görünüyor.
Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan faiz indirimi konusunda ısrarlı.
Her konuşmasında Merkez Bankası'nın faiz politikasını sert üslupla eleştiriyor, beğenmediğini ifade ediyor.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan hariç, ekonomiyle ilgili diğer bakanlar da Başbakan'ı destekleyen mesajlar veriyor.
Bu yazımızı Perşembe günü kaleme alıyoruz. Bugün Merkez Bankası Para Politikası Kurulu(PPK) toplanıyor.
Merakla beklenen en önemli gündem maddesi faiz.
Acaba Başbakan Erdoğan'ı tatmin edecek seviyede bir faiz indirimine gidilecek mi?
Piyasa beklentisi 0,25 puan.
Siz bu yazıyı okurken belli olacak.
Yazımızın başına dönerek sözlerimizi şöyle bağlayalım;
Faiz gibi son derece teknik bir konu, ülkenin ekonomik yapısı ve dünya konjonktürü dikkate alınarak iktisat biliminin ışığında tartışılmalıdır.
Popülizmdenuzak durulmalıdır.
Aksi halde ülkenin krizlere sürüklenmesi geçmişte olduğu gibi kaçınılmaz olur.
İktisadi olayların "emir-komut" ile zapt-ı rapt altına alınamayacağı bilinmelidir.
Enflasyondizginlenmeden cari açık makul ve kabul edilebilir seviyeye çekilmeden faizde sert indirime gidilmesinin doğuracağı tehlikeleri iyi hesap etmek gerekir.