Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Şubat 2015

Faiz indirimi 24 şubat'a mı ertelendi?

Ocak ayı enflasyon verileri hiç bu kadar merakla beklenmiyordu.

Şundan; eğer enflasyonda bir puanlık bir düşüş gerçekleşirse, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun(PPK) 4 Şubat'ta olağanüstü toplanarak halen yüzde 7,75 olan gösterge faizini 0,75 ila 1 puan arasında indirime gidebileceğine kesin gözüyle bakılıyordu.

Hükümetin bir kanadı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası'nın faiz politikalarını kamuoyu önünde eleştiren yaklaşımları da bu ihtimali güçlendiriyordu.

İşte bu şartlarda ocak ayı enflasyonu kritik önem taşıyordu.

Acaba enflasyon 1 puan düşecek miydi?

Düşerse faiz de inecekti.

Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) bu sualin cevabını Salı günü verdi.

Tüketici Fiyat Endeksi(TÜFE) Ocak ayında yüzde 1,10 ile beklentilerin üzerinde arttı.

Yıllık bazda yüzde 7,24'e geriledi.

Önceki yüzde 8,17 idi.

Düşüş 93 baz puanda kaldı.

Yaklaşmakla beraber 1 puana ulaşılamadı.

Merkez Bankası bunun üzerine 4 Şubat'ta yapmayı düşündüğü olağanüstü toplantıdan vazgeçtiğini açıkladı.

Açıklamada; "Para Politikası Kurulu enflasyon görünümünü 24 Şubat toplantısında detaylı bir şekilde ele alacak" denildi.

Serbest piyasada 2,43'ten işlem gören dolar, kararın ardından2,39 seviyesine geriledi.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gelen açıklamalar sonrası dolarbir rekora daha imza atarak 2,45'i gördü.

TL, dolar karşısında son derece hassas.

Gerçi şu sıralar dünyada bütün para birimleri dolar karşısında benzer durumda.

Ama Türkiye'de bu oynaklık had safhada.

Son dönemde TL, en çok değer kaybeden ikinci para birimi oldu.

Yılbaşından bu yana Ruble yüzde 14,4 ile en fazla değer kaybeden para birimi olurken, onu yüzde 4,5 ile TL izledi.

Kurlardaki bu aşırı oynaklık nedeniyle faiz bir türlü istenilen seviyeye çekilemiyor.

Bu yönde bir hamle yapılsa kurlar zıplıyor.

Dizginlemek için faiz silahı kullanılıyor.

Geçtiğimiz yıl Ocak ayında da böyle olmadı mı?

ABD Merkez Bankası(FED) para musluğunu kısacağını ima etmesiyle birlikte dolar birden 2,40 TL'ye fırlayınca Merkez Bankası politika faizini yüzde 4,5'ten yüzde 10'a yükseltmişti.

Bir yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen faiz eski seviyesine inemiyor, uzun bir süre daha inmeyecek gibi görünüyor.

Dış kaynağa muhtaç olduğumuz sürece sadece parasal politikalarla başarılı olmak zor.

Dövizimiz kıt.

Döviz gelirimiz giderimizden az.

Açığı kapatmak için sürekli borçlanıyoruz, dolayısıyla dış borcumuz artıyor.

Kamunun borcu makul seviyede iken özel sektörün borcu 250 milyar doları aşıyor.

Bu durum ekonomiyi kırılgan hale getiriyor, Merkez'in elini zayıflatıyor.

Dünyada faizler negatife bile inerken Türkiye'de kredi faizleribu yüzdenyüzde 15'lerde geziniyor.

Şu öneriyle yazımızı noktalayalım; Merkez Bankası biraz ketum olmalı.

Kendisini taahhüt altına sokacak ve piyasaları dalgalandıracak söylemlerden kaçınmalı.

Siyasi iktidar da eleştirilerini alenen değil, kapalı kapıların ardında yapmalı, spekülatörlere fırsat verilmemeli.

[email protected]