Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2978.30
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Kasım 2021

Faiz belası

Önce Merkez Bankası faizi indirdi. Ardından kamu bankaları… Sıra özellerde… Yüksek faizin ekonominin sırtına bindirilmiş en büyük kambur olduğunu görmek için ekonomist olmaya gerek yok sanırım. Kime sorsanız size şunları rahatlıkla söyleyebilir: Faiz indikçe piyasalar kıpırdar, kredi kullanımı yaygınlaşır; konut, araç ve eşya alımı kolaylaşır; pandemi döneminde bunalmış olan esnaf ufaktan ufaktan da olsa rahatlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir iddiası var. Yüksek faizin ekonomik büyümenin önündeki en büyük engel olduğuna inanıyor ve iddialı şekilde faizi indirmeye çalışıyor. Bir zamanlar rahmetli Erbakan’ın yaptığı mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor. İyi ki de sürdürüyor. Şanssızlığı ise bu mücadeleyi verirken çevresinde kendisi gibi inanan ve düşünen ekonomistlerin azlığı…

Şükürler olsun ki Cumhurbaşkanı sonunda kendisini anlayan bir Merkez Bankası başkanı buldu. Merkez Bankası’na kimi atasa, faizi indirmek yerine batılı zihniyetin oyun kurallarına uymaya kalkıyordu. Sonuçta kazanan parasını faize yatıran tuzu kurular, zarar gören dar gelirli vatandaş oluyordu. Kompradorların faiz geliri indikçe sesleri fazla çıkmaya başlıyor çünkü.

Batılı eğitim kurumlarında yetişmiş, batılı gibi düşünen insanlar faizin topluma verdiği zararı bir türlü anlayamıyor, anlayamazlar da… Onlara kalsa faizin ucunu açık bırakacaksın, parası olan kazanacak! Peki ya gariban! Parası olan aldığı faizden memnun ise niçin zahmet çekip yatırım yapsın ki? Para kazanmak için niçin ticari faaliyetlere girsin ki?

***

Konut kredisi alacaksınız, amacınız başınızı sokacağınız bir ev sahibi olmak, bir baz puanda bile alacağınız kredi milyonlarca lira oynuyor. Bir otomobil alırken ister bankadan, ister finans kurumundan destek alın, faiz düşük olunca geri ödeyeceğiniz rakam bir hayli azalıyor.

Pandemiyi adım adım geride bırakırken sıra evin içini, ekonomiyi düzenlemeye geldi. Dün mahalle pazarını gezdim fiyatlar oldukça makul düzeye inmişti. Bir de pazardaki fiyatlarla marketleri karşılaştırayım dedim. Baktım ki marketler arasında uçurum var.

Yakın zamana kadar hep birlikte hareket ediyor, gayri resmi olarak ortak karar alıp vatandaşı kazıklıyorlardı. Devlet biraz üzerlerine gidince artık birlikte hareket etmeye çekinir oldular. Caddenin sağındaki markette muz fiyatı 18,5 liraydı. Hemen karşısındaki markete girdim, onlar muz fiyatını pazar rakamına çekerek 9 liraya düşürmüşlerdi. Demek ki, denetim artınca marketler arasındaki kartel oluşturma çabaları azalıyor. Ticaret Bakanlığı müfettişlerine bu aşamada çok işi düşüyor.

***

Geçenlerde Fransızlara sığınmış olan Cem Uzan, esip savuruyordu. Faizi yüzde 19’da tutmanın bile başarı oluğunu, böyle giderse doların 20 liraya çıkacağını iddia ediyordu. Bir de Erdoğan’ın adam sanarak sorumluluk verdiği, şimdi her konuda esip gürleyen ve kendisini inançlı olarak vasıflandıran muhalifler var. Merkez Bankası faizi indirdikçe indiriyor ama onların gıkı çıkmıyor.

Başını ABD’nin çektiği 10 ülke Türkiye’ye ültimatom verdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan rest çekti “Sizi istenmeyen adam ilan edip süreriz” dedi. Reste restle karşılık veremediler, geri adım attılar. Bu da gösteriyor ki, Türkiye dik durdukça Batılılar geri adım atmaya devam edecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın inandığı doğrular var. Onlardan asla taviz vermiyor. Bir ara şehir hastaneleri üzerinde çok durmuştu, çok başarılı olduğu halde bunu hızlandırmayan Sağlık Bakanı’nı görevden aldı. Şehir Hastaneleri’nin faydasını pandemi döneminde gördük. Erdoğan, faizle mücadele konusunda da oldukça kararlı. Amaç, yatırımları artırmak, işsizliği azaltmak ve alt gelir gruplarını rahatlatmak. Refahın toplum kesimlerine eşit dağılması için faizin aşağılara çekilmesi şart. Aksi takdirde Necip Fazıl’ın ifadesi ile bozuk düzen işlemeye devam eder:

“Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.”