Faiz belası
Önce Merkez Bankası faizi indirdi. Ardından kamu bankaları… Sıra özellerde… Yüksek faizin ekonominin sırtına bindirilmiş en büyük kambur olduğunu görmek için ekonomist olmaya gerek yok sanırım. Kime sorsanız size şunları rahatlıkla söyleyebilir: Faiz indikçe piyasalar kıpırdar, kredi kullanımı yaygınlaşır; konut, araç ve eşya alımı kolaylaşır; pandemi döneminde bunalmış olan esnaf ufaktan ufaktan da olsa rahatlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir iddiası var. Yüksek
faizin ekonomik büyümenin önündeki en büyük engel olduğuna inanıyor ve iddialı
şekilde faizi indirmeye çalışıyor. Bir zamanlar rahmetli Erbakan’ın yaptığı
mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor. İyi ki de sürdürüyor. Şanssızlığı ise bu
mücadeleyi verirken çevresinde kendisi gibi inanan ve düşünen ekonomistlerin
azlığı…
Şükürler olsun ki Cumhurbaşkanı sonunda kendisini anlayan
bir Merkez Bankası başkanı buldu. Merkez Bankası’na kimi atasa, faizi indirmek
yerine batılı zihniyetin oyun kurallarına uymaya kalkıyordu. Sonuçta kazanan parasını
faize yatıran tuzu kurular, zarar gören dar gelirli vatandaş oluyordu.
Kompradorların faiz geliri indikçe sesleri fazla çıkmaya başlıyor çünkü.
Batılı eğitim kurumlarında yetişmiş, batılı gibi düşünen insanlar
faizin topluma verdiği zararı bir türlü anlayamıyor, anlayamazlar da… Onlara kalsa
faizin ucunu açık bırakacaksın, parası olan kazanacak! Peki ya gariban! Parası
olan aldığı faizden memnun ise niçin zahmet çekip yatırım yapsın ki? Para
kazanmak için niçin ticari faaliyetlere girsin ki?
***
Konut kredisi alacaksınız, amacınız başınızı sokacağınız bir
ev sahibi olmak, bir baz puanda bile alacağınız kredi milyonlarca lira oynuyor.
Bir otomobil alırken ister bankadan, ister finans kurumundan destek alın, faiz
düşük olunca geri ödeyeceğiniz rakam bir hayli azalıyor.
Pandemiyi adım adım geride bırakırken sıra evin içini,
ekonomiyi düzenlemeye geldi. Dün mahalle pazarını gezdim fiyatlar oldukça makul
düzeye inmişti. Bir de pazardaki fiyatlarla marketleri karşılaştırayım dedim.
Baktım ki marketler arasında uçurum var.
Yakın zamana kadar hep birlikte hareket ediyor, gayri resmi
olarak ortak karar alıp vatandaşı kazıklıyorlardı. Devlet biraz üzerlerine
gidince artık birlikte hareket etmeye çekinir oldular. Caddenin sağındaki markette
muz fiyatı 18,5 liraydı. Hemen karşısındaki markete girdim, onlar muz fiyatını
pazar rakamına çekerek 9 liraya düşürmüşlerdi. Demek ki, denetim artınca
marketler arasındaki kartel oluşturma çabaları azalıyor. Ticaret Bakanlığı
müfettişlerine bu aşamada çok işi düşüyor.
***
Geçenlerde Fransızlara sığınmış olan Cem Uzan, esip
savuruyordu. Faizi yüzde 19’da tutmanın bile başarı oluğunu, böyle giderse
doların 20 liraya çıkacağını iddia ediyordu. Bir de Erdoğan’ın adam sanarak
sorumluluk verdiği, şimdi her konuda esip gürleyen ve kendisini inançlı olarak
vasıflandıran muhalifler var. Merkez Bankası faizi indirdikçe indiriyor ama
onların gıkı çıkmıyor.
Başını ABD’nin çektiği 10 ülke Türkiye’ye ültimatom verdi,
Cumhurbaşkanı Erdoğan rest çekti “Sizi istenmeyen adam ilan edip süreriz” dedi.
Reste restle karşılık veremediler, geri adım attılar. Bu da gösteriyor ki,
Türkiye dik durdukça Batılılar geri adım atmaya devam edecek.
“Allah’ın
on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.”