Fahiş fiyatlara neşter
“Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır” da…
Yıkılınca ne olacak?
Hem sonra,
“Yıkmak insanlara
yapmak gibi kıymet mi verir?” dememiş
mi Merhum İstiklâl Şairi…
Bir de…
Malûm, “Sultan İkinci
Abdülhamit Han Meselesi.”
Bekâra kolay gelirmiş “kadın”
boşamak!
Merhum Üstad’ın dediği gibi…
“Benimse alın yazım,
yokuşlarda susamak!”
Her neyse…
Gelelim, “fahiş fiyat meselesi”ne…
“Amaç Hükümeti Düşürmek!”
Sabah Gazetesi’nden Mahmut
Övür, bu başlık altında yazmıştı geçtiğimiz günlerde.
Yazının başlıktan sonraki cümlesi şöyle:
“Günlerdir tartışılan
temel gıda maddelerindeki fahiş fiyat meselesine artık bir neşter atılmalı.”
Evet, “artık” bir
neşter atılmalı!..
Zira…
Nereye gitsem, kimle konuşsam, hangi kapıyı çalsam karşımda
buruk acı!
Övür, mezkur makalesinde, bir takım çevrelerin “akıl almaz” bir kampanya yürüttüğüne vurgu yapıyor.
Ardından, yani Tarım Bakanı Prof.Dr.
Vahit Kirişçi’nin, Türkiye’nin tarım ve hayvancılık alanında ne kadar iyi
durumda olduğunu, ortada üretim açısından bir problemin bulunmadığını izah
etmek için söylediklerini aktarıyor.
Ve şu soruyu gündeme getiriyor:
“Peki, problem yoksa ve
Türkiye üretiyorsa neden temel gıda
maddeleri fiyatı bu kadar yüksek?”
*
Neden olabilir?
Yazarın cevabı şu cümlelerde:
“Fahiş fiyatlar sadece
siyasetçilerin ve muhalif yazarların algı operasyonlarıyla ilgili değil, işin
arka planında o siyasetçilerle ilişkili güçlü bir marketler zinciri ve
stokçular gerçeği var. Siyaseti yönlendirmek istiyorlar. Bu gerçeğe aylar
önce Başkan Erdoğan, ‘5 büyük market zinciri...’ diyerek dikkat çekmişti.”
*
Bu cevabı, “çarpıcı”
ifadelerin altını çizerek tekrar okuyabilirsiniz:
“Siyasetçilerle
ilişkili güçlü bir marketler zinciri ve stokçular gerçeği”
Ve sonrasında…
“Bu gerçeğe
aylar önce Başkan Erdoğan, ‘5 büyük market zinciri’ diyerek dikkat çekmişti.”
“Aylar
önce…”
“O” siyasetçilerle ilişkili güçlü marketler zinciri ve stokçular,
siyaseti yönlendirmek istiyorlar!
Sayın Cumhurbaşkanı, bu konuya aylar önce dikkat çekiyor.
Ve bunlar, bu işleri “aylardır” yapmaya devam ediyorlar!..
Amaç?
İşte yazının başlığı:
“Hükümeti düşürmek!”
Yazıda, Meclis Tarım
Komisyonu’nun AK Partili Başkanı Prof.Dr.
Yunus Kılıç’ın “müthiş” sözleri de
var.
Durumdan çarpıcı ifadelerle “şikâyetçi”
olmuş Sayın Tarım Komisyonu Başkanı.
Mahmut Övür’ün yazısından aynen alalım:
"Burada kesinlikle kasıt
var. Mevzu para kazanmak değil, seçimde son yıla girilirken toplumun
moralini bozup ona göre siyasi bir tercih yaptırmak
istiyorlar. Adamın 15 bine yakın market zinciri var. Beş market
zincirinin mesajlarla nasıl anlaştığını da gördük. Büyük bir güç...
Gıdayı tüm ülkelerde raflara ulaştıran büyük şirketler var. Bu
firmaların gücüne bakarsak, dünyadaki on ülkenin gücünden fazla.
Amaçları da hükümet düşürmek."
Sayın Komisyon Başkanı, durumdan gayet “çarpıcı” ifadelerle “şikâyetçi” olmuş değil mi?..
Durun acele etmeyin.
Dahası da var:
Sayın Tarım Komisyonu Başkanı, zincir marketlerin kendisini hem de yazılı
olarak “tehdit ettiklerini” söylüyor!
Bu ne haldir Allah aşkına?
İktidar Partisi’ne mensup Meclis Komisyonu Başkanı, hem de yazılı olarak tehdit
edilmekten “şikâyetçi”!
Konu tam da buraya gelmişken…
“Bu zincir marketler, Sayın
Komisyon Başkanı’nın iddia ettiği kadar güçlüyseler, nasıl oldu da bu kadar
güçlü hale geldiler? Nasıl oldu da,
memleketin neredeyse her mahallesinde
teşkilâtlanacak kadar yaygınlaştılar? Nasıl oldu da, dünyadaki 10 ülkenin
gücünden daha fazla bir güce eriştiler? Nasıl oldu da, iktidar önde gelenini yazılı
olarak tehdit edebilecek güce eriştiler! Onlar bu güce erişirken, gariban
üreticinin hali nice oldu? Mahallemdeki gariban küçük esnafın hali nice
oldu?” sorularını gündeme taşımakta fayda var mı?
Sayın Övür’ün işaret ettiği “siyasetçilerle ilişkiler” boyutunu, geçmişten bugüne kurcalamak konunun çözümüne katkı sağlar mı?
Tartışılabilir…
Peki…
Ak Partili Tarım Komisyonu Başkanı Sayın Kılıç’ın ifadelerinin aslında
bir “suç duyurusu” anlamına
geldiği tartışılabilir mi?
Sayın Başkan, birer ticari müessese olarak faaliyet göstermesi gereken markaların,
aralarında “gizli anlaşmalar”
yapmak suretiyle vatandaşın moralini bozmaya ve siyasete böylece yön vermeye…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
Hükümeti’ni bu yolla
düşürmeye çalıştıklarını iddia ediyor.
İddiasına göre,
-Ortada “organize işler”
var.
-Amaç, para kazanmak değil.
-Ticaret yapmak değil.
-Fiyat oyunları ve gizli anlaşmalar ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti
Hükümeti’ni Düşürmek!
-İşin içinde bir de yazılı tehdit iddiası var!..
Yani efendim…
Ne mevzular, ne mevzular!
***
TOPLA DAĞIT KARTELİ!
Rekabet Kurumu raportörlerinin hazırladığı raporda, “organize faaliyete” dair iddiaların yer aldığına dair haberleri bilirsiniz…
Raportörler, Tarım Komisyonu Başkanı’nın isim vermeden işaret ettiği
zincir marketlerin, “satışa sundukları pek çok ürünün satış
fiyatlarının tespiti amacına sahip, topla-dağıt karteli niteliğindeki
anlaşmalar veya uyumlu eylemler yoluyla 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal
ettikleri..” iddiasında
bulunmuşlar!
Ne zaman bulunmuşlar?
Taaaa, 6 ay önce!..
O zamandan bu yana fiyatlar kaça katlandı kim
bilir!
*
Topla, dağıt karteli!..
Hatırlarsınız:
Bir vakitler “Kartel
Medyası” vardı.
O “Kartel Medyası”nın
köşe başlarında bulunanlardan bir kısmı, sonraki dönemlerde de “muteber” oldular, başka mesele!
*
Bu “acıklı yazı”nın
sonunda…
Sabah Yazarı Mahmut
Övür’ün giriş cümlesindeki temennisine “katılıyorum” kaydıyla işaret edeyim müsaadenizle:
“Günlerdir tartışılan
temel gıda maddelerindeki fahiş fiyat meselesine artık bir neşter atılmalı.”
Evet…
“Artık” bir neşter atılmalı…
Yani “Artık”
bir neşter atılmalı…
Kesinlikle “Artık” bir neşter atılmalı.
*
Zira…
Bugünlerde hangi kapıyı çalsam karşımda buruk acı!