Fahiş fiyat artışları ve çözüm önerileri
Tarım ve
hayvancılıkta yaşanan sıkıntılar, market fiyatlarındaki artışlar ve dünya
genelinde varlığını hissettiren enerji ve akaryakıt problemi…
İleride yaşanması muhtemel kıtlık
sorunu ve doların önlenemez yükselişi. Evet, ekonomik hayatta bir sıkıntının
yaşandığı aşikâr.
AVM’lerdeki
kalabalığı ya da güzellik salonlarından çıkmış bayanları veri olarak kabul
ederek herhangi bir ekonomik problemin yaşanmadığını düşünmek ve hayatı
tozpembe göstermek elbette sorunu görmezden gelmektir.
Kabul etmek gerekir ki buradaki
kalabalıklar ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun sorun yaşamadığı anlamına gelmez.
O yüzdendir
ki her geçen gün ağırlığını hissettiren bu sorunla baş edebilmenin gerçek
yollarını aramak durumundayız.
Biz de son
iki yazımızı sorunun esasına yönelik analizler yapan iktisatçı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz Ata Hoca’ya ayırmıştık.
Ahmet
Yılmaz, “Devlet, fahiş fiyatlarla
mücadele etmek için, kamu destekli marketler açar ve bunları sübvanse ederse,
kamu bu uygulama için kullanacağı bütçeyi (yani harcamayı) başka politikalar ve
harcamalar yapmaktan vazgeçmesi ile karşılar” diyor.
Yani maliyet
artışından kaynaklanan gıda fiyatlarındaki artışı dizginlemek için, tarımın
modernizasyonu, tarım eğitimin geliştirilmesi, çiftçiye destek gibi
uygulamalar, fahiş fiyat artışının önüne geçmek için daha etkin çözümler
olabilir.
Bu
düzenlemeler için gereken harcama, kamu destekli marketleri açmak için
kullanılacak bütçeden finanse edilebilir.
Ekonomi
biliminde kamu politikalarının etkinliği üzerine değerlendirmelerde bulunurken
sıklıkla kullandığımız bir kavram da “dışlama etkisi”dir. Bu kavrama göre
kamunun ekonomide yaptığı her harcama ve faaliyet, özel sektörün piyasa dışına
çıkmasına yol açabilir.
Yani kamunun ekonomideki payı özel
sektörün payının azalması ile gerçekleşir. Buna göre, devlet destekli
marketlerin yaygınlaşması ve sayısının artması, bu sektörde özel girişimciler
(yani market işletmecileri) için haksız bir rekabet durumu oluşturacaktır.
Çünkü kamu,
özel sektöre göre birçok girdi unsurunu daha düşük maliyet ile tedarik edebilme
üstünlüğüne sahiptir. Bu durumda özel sektör için haksız rekabet koşullarının
oluşmasına, özel sektörün kamu ile rekabet edememesine ve nihayetinde piyasadan
çekilmesine yol açabilir.
Oysa bu tür market ve işletmeler,
ekonomi için hem önemli bir vergi gelir kaynağını hem de önemli bir istihdam
kapısını oluşturmaktadır. Özellikle genç işsizliğin %25 civarında olduğu
ülkemizde, genç istihdamda önemli bir paya sahip olan bu işletmelerin kapanması
veya piyasa dışına itilmesi, mevcut sorun işsizliğin daha da büyümesine ve
toplumsal huzursuzluğun yükselmesine yol açabilir.
Diğer
taraftan, şuan zincir marketlerin bir olumlu yönü de, evlerimize yakın olmaları,
yürüme mesafesinde olmalarıdır. Eğer bu marketleri kapatıp ya da bir şekilde
piyasadan çekilmeleri için düzenlemeleri uygularsak artık evimizden çıkıp
market alışverişi yapma imkânınız kaybolur.
Bu durum da
hem zaman maliyeti hem ulaşın maliyeti acısından bireysel refahı olumsuz
etkileyebilir
Birçok
market sebze ve meyve ürünlerini düşük fiyat ile satıp, kar marjını düşüp
tutmayı amaçlarlar. Bu nokta da fahiş fiyatlarının nedenini, artan gıda ve
tarımsal ürünler fiyatları olarak tanımlıyorsak (ki öyledir) bu noktada
marketler söylenenin tam aksine fiyat artırıcı değil fiyat azaltıcı bir tesiri
söz konusudur.
Eğer marketlerin piyasadan
çekilmesine katkı sağlayacak, “ kamu destekli marketlerin” açılmasını teşvik
eder ve bu yönde politikalar saptarsak, bizler sadece bu tür zincir marketleri değil
aynı zamanda, diğer alt sektörleri de cezalandırmış olabiliriz.
Kısacası devletin
fahiş fiyatlar gerekçesi ile piyasa fiyatına müdahalede bulunması, piyasasın
kendi akışına ve dengelenme sürecine zarar verebilir ki bu durum “ ürün kıtlığına”, “kıtlığa”, “darboğaza”, ürün çeşitliliğinin ve kalitesinin
azalmasına” ve “karaborsa
piyasasının oluşumuna” neden olabilir
Ayrıca
piyasa fiyatlarının denetlenmesi ve devlet destekli marketlerin açılması da
piyasadaki girişimcin azalmasına, işsizliğin artmasına yola açabilir. Bütün bu
olumsuzlukları düşününce, devlet destekli marketlerin açılmasının, “ kaş
yapalım derken göz çıkarmak” olabileceğini çok net görebiliriz.