Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.70
Gram Altın
2961.63
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Ekim 2022

​Fabrika ayarlarına dönmek

Android telefon, bilgisayar ya da tablet gibi cihazları olanlar bilirler. Bazen cihazların aşırı yoğunluktan yorulup kafası kaosa girdiğinde, teknik bir çöküşle karşı karşıya kaldığı vakit, cihazın yeniden işlevsel hale gelmesi için “fabrika ayarlarına döndürülmek’’ten başka çare kalmaz…

Diğer bir ifadeyle “reset atma” deriz…

Bugün artık bu deyim sadece bilişim dünyasında değil sosyal hayatımızda da sıkça kullanılır olmaya başladı… Özellikle İslami mücadelemizin seyir çizgisine baktığımızda geldiğimiz durum itibariyle bir özeleştiri yaptığımızda önemli bir gerçekliği içerdiğini görmekteyiz…

Hayatımızdaki parametrelerin İslami eksenden bariz bir şekilde uzaklaşıp, Batı normlarına kaydığını gözlemlemekteyiz… Ekonomiden politikaya, eğitimden kültüre, aileden sosyal yaşam ünitelerine, mimariden müziğe, sanattan sanala bu eksen kayması duyarlı Müslümanları tedirgin ettiği aşikâr… Ciddi bir kafa karışıklığı, ruhsal bir boşluk, yaşamda bir belirsizlik, geleceğimizi tehdit eder boyutlarda… Sekülerleşme ile gelen zihinsel ve yaşamsal kirliliğe yönelik bir çözüm arayışı kaçınılmaz oluyor… Bu bağlamda “fabrika ayarlarına dönme’’ deyimi üzerine düşünmenizde fayda umuyorum…

İnsan değişken bir varlıktır… Bu değişkenliğin bir yasası ve disiplini olması lazım gelir… Ancak son yıllarda bizim mahalledeki baş döndürücü değişim ve dönüşüm kaygı verici boyutlarda seyrediyor… İlke, ölçü, sınır, değer kalmıyor…

Değerler dumura uğruyor… Duruşlar arı ve duru değil… Kimin dümen suyunda, hangi limanlara dümen kırdığı belli değil… Kısacası ayar tutamama, kendi olamama sorunu ile karşı karşıyayız… Özgünlüğünü ve özneliğini yitirme riski altındayız… Bir önlem alamaz isek kendimize yabancılaşma tehdidi gün geçtikçe büyüyor…

“Light Müslüman” yeni zamanların, liberal rüzgârların sonucu olsa gerek…

İnandığı gibi yaşamamanın getirdiği sonuç, yaşadığı gibi inanmak, yani olgunun dinleşmesi…

Bu durumda fabrika ayarlarına dönmek bir çözüm önerisi olarak konuşulabilir.

Peki, fabrika ayarı nedir?

Ya da nasıl bir ayar arayışındayız?

Geçmişe dönmek midir? Geleneği tartışmasız kutsamak mıdır? Tarihe kendimizi hapsetmek midir?

Temellendirme nasıl olacak? Referansımız nedir?

Allah Rasulü (sav) buyuruyor:

“Size iki şey bırakıyorum.Onlara sıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız; Allah'ın kitabı ve Resulü’nün sünneti.’’ (İ. Malik-Muvatta)

Bu bakımdan fabrika ayarlarına dönmek bir nostalji, bir hobi değildir… Fıtrata, hilkate, hakikate dönme çabasıdır…

Esfeldenahsene… Erzelden eşrefe…Ehvenden ekreme dönebilme kararlılığıdır…

Bize giydirilen deli gömleklerinden sıyrılıp takva gömleğine bürünmektir…

Başka bir bakış açısıyla fabrika ayarlarına dönmek yani hasbi, fıtri, kalbi, harbi belki de biraz da ümmi olmamızı gerekli kılıyor…

İlk günkü heyecanımıza, adanmışlığımıza, azim ve aksiyonumuza ihtiyaç duymaktır… Kazanımlarımızı koruyarak, amatör ruha sahip olmaktır…

Tabii ki zamanın ruhunu ıskalamadan; günceli, gündemi, günü gözardı etmeden bunu yapmak durumundayız…

Tarihi tecrübelerimizi, çağın gereksinimleri ile harmanlayarak bir ayar tutturacağız…

Fabrika ayarı dünde kalmak değil, bizi biz yapan değerlere dönmektir… Çetrefilli süreçlerde ilkelerden ödün vermeden istikamet üzere yürüyebilmektir…

Hülasa; hanif olana… Halis olana… Hak olana dönmek zorundayız…

Ayarsızlığın ve arsızlığın pik yaptığı bir çağda Allah ile barışık olmak mecburiyetindeyiz…

Mutlaka dönmeliyiz… Allah'ın boyasına… Buyruğuna… Barışına… Hududuna… Hukukuna hem de huşu ve haşyetle…

Rabbanileşmek için fabrika ayarları diyoruz…

“Ey olgun bir iman ve salih amellerle huzura ermiş nefis! Sen ondan razı, O da senden razı olarak dön Rabbine.Dürüst ve samimi kullarım arasına katıl.Cennetime gir.’’ (Fecr, 27-30)