Ezoterik güçler, Osmanlı ve Türkiye
Kimi zaman yazılarımızda ya da dostlarla sohbet ederken, “ABD’deki şu tarikat, şu aile ya da oluşum, İngiltere’deki şu yapı, Fransa, Almanya ve İtalya’daki bu güçler”, gibi örneklemelerimizde bize, “Ya bu örgütler nasıl böyle köklü ve etkili olabilsinler ki? Bunlar başka ülkelere nasıl böyle kök salmışlar ki?..” gibi itirazlar yöneltiliyor.
Oysa biz bir kabileden, feodal aileden söz etmiyoruz. Mevzu bahis aileler asırlarca önceden dini saiklerle, bilahare siyasi, askeri ve ekonomik amaçlar için belirlenen, desteklenen, korunan ailelerdir.
En az 200 yıllık geçmişi olan Rothschild, Rockefeller Aileleri bileşenleri ile
bugün dünyanın pek çok ülkesinde darbe yaptıran, ülkeleri iflasa sürükleyen, ülkelerin yöneticilerini yöneten ailelerdir. Bu aileler gibi etkili olan pek çok gizemli oluşum, tarikat ve örgüt devletler üzerinde son derece etkilidirler.
Bakınız… Emevi, Abbasi, Fatımi, Eyyubi, Selçuklu, Osmanlı ve sayamadığımız pek
çok devleti, imparatorluğu, hükumeti oluşturan ya da kuran yahut da orada etkili olan bizim dünyamızda etkili meşru yapıları sayayım: Kadiriler, Nakşiler, Rufailer, Haşhaşiler, Muvahhidun en eski ekollerdir.
Daha yenilerine gelirsek HAK YOL, HAYRAT VAKFI, İLİM YAYMA, ENSAR,
Nurculuk, Menzil. Ya da ADD, ÇYD, KOÇ, DOĞAN GRUPLARI gibi daha sayamadığımız nice güç odakları ile geçmişi 8 asır gerilere uzanan saygın tarikat ve oluşumlar
ya bu ülkenin yönetici kadrosunda ya da bu ülkenin siyasetinin belirlenmesinde, hükumet düşürüp hükûmetlerin kurulmasında etkin rol almışlardır.
***
Hem 28 Şubat 1997’de hem de öncesinde bu ülkede hükümet yıkıp hükumetler kuran unutulmaz.
Meselâ Kadirilik, Nakşilik… İslam Dünyasının her yerinde sevilen sayılan tarikatlar olmalarından dolayı çok güçlü yapılardır. Bu yapıların o ülkelerde yönetime, ekonomiye, siyasete, medyaya kazandırdığı binlerce değerli insan vardır. O ülkelerin yönetiminde yer alan bu insanların geldikleri bu havzaların dünya, kâinat ve yönetim anlayışından bigâne kalmaları ne kadar mümkün olabilir?
Tamam bu saygın tarikatlerin ne kendi ülkeleri için ne de başka ülkeler için
kötülük düşünmeleri söz konusudur.
Ancak, Tapınak Şövalyeleri’nin, Armagedoncuların, Evanjeliklerin bizim tarikatler
gibi herkes için, her millet, her devlet için iyilik isteyeceklerini zannetmeyin.
Kökleri yüzlerce hatta binlerce yıl gerilere uzanan Batı dünyasına ait ezoterik ve masonik oluşumlar, asırlardır bölgelerini dizayn etmek için çalışmışlar ve çoğu kez muvaffak olmuşlardı. Mesafelerin artık küçüldüğü dünyada bu güçler en uzak dediğimiz ülkede bile yönetimleri hatta rejimleri değiştirebilecek güce erişmişlerdir, çünkü her ülkede onlarla
irtibatlı yeminli aile, örgüt ve elemanları bulunmaktadır. Kimileri asker,
kimileri bürokrat hatta devlet başkanları, başbakan düzeyinde en etkili
makamlarda bu güçlerin yeminli elemanlarını görmek mümkündür. ABD’de hangi başkanın, CIA direktörünün, bakanın hangi tarikat üyesi olduğu, üçüncü dünya ülkelerinde hangi yöneticinin hangi ezoterik ve bizim için batıl olan Batılı tarikat üyesi olduğu biliniyor.
Stratfor gibi yeni kurulan oluşumların bağlı bulundukları organizasyonların asırlarca geriye dayanan kökleri vardır. Mason Locaları, Bilderberg vb oluşumların bin yıllık geçmişleri vardır.
Anlayacağımız, NGO’ların tahrip gücü atom bombasından daha fazladır.
Olaya bu gerçekten baktığımızda, bizim “Evanjeliklerin, Küreselcilerin,
Armagedoncuların etkisi” dediğimizde sözümüzün neye tekabül ettiği
de anlaşılacaktır.
Bununla nereye varmaya çalışıyorum?
Malumunuz Osmanlı Devleti 600 yıllık şanlı tarihinin sayfalarını 6 yılda, evet evet, sadece 6 yılda kapattı. Öyle kimilerinin dediği gibi 200 yıl süren bir çöküş dönemi yoktur, olamaz da. İmparatorlukların çöküşü asırlara değil, yakın tarihlerine dayanır.
Kabul ediyoruz ki buluşlar Osmanlı İmparatorluğunun kimi alanlarda geri kalmasına sebebiyet vermişti, lakin bunlardan hiçbiri Osmanlı gibi azametli bir imparatorluğu yıkmaya yeterli değildi. Bu sebeple bilhassa İmparatorluğun son 35 yılına (1880-1915) daha yakından bakabilir isek bu yıkılışı ve nedenlerini çok daha net görebiliriz.
Aslında bugün yaşananlara bakarak Osmanlı İmparatorluğu’nun nasıl yıkıldığını daha iyi anlayabiliriz. İtiraf etmezsek yanılmaya devam ederiz. O da şudur: 600 yıl hüküm süren dünya devleti Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlı aydınlarının feraset ve basiret fukarası siyaseti, muhalefeti yıktı.
Nasıl mı?
Çarşamba günü devam edeceğiz inşaallah.