Ezik İslamcılar
Önce Müslümandık. Sonra dindar olduk. Sonra "İslamcı"lık gibi nesebi gayri sahih fikriyat türedi. Ve bir süre sonra da Muhafazakarlığa evirdiler biziu2026
Oysa biz hep sadece "özgür birey" ve "anayasal eşitlik"ten başka bir şey istemedik. Bugün Türkiye'de muhafazakarlar iktidarda olmasına rağmen, içimizdeki Batılılar tarafından kabul edilmiyorlar. Kendilerini Türkiye'nin ve hatta hayatın tek egemeni; sahibi olarak görüyorlar.
İnançlıydık. İdeallerimiz vardı. Eşit, adil, paylaşımcı ve yaşanılabilir bir dünya en büyük maddi ütopyamızdı.
Hazreti Ömer'in tek bir kıyafetinin oluşu, ashabın yatağının yer, yastığının taş olması bizim medar-ı iftiharımızdı.
Şuna da iman ediyorduk: İnsan, eşref-i mahlu00fbkattır ve her şeyin en güzeline layıktır. Müslüman ise daha da güzeline layıktır.
İnandıklarımızla toplumun ütopyaları ortaktı. Biz eli kalem tutanlar, siyasette çabalayanlar, toplumun öncüleriu2026 el ele verip yollara döküldük. "hak dava"mızı anlattık. Orwel'in "Hayvanlar çifliği"ndeki dünya cennetini değil, cennet ül firdevs'i anlattık.
Türkiye güçlü olursa, Bosna, Çeçenistan, Afganistan, Moro, Filistin'deu2026 Hasılı, Müslümanların yaşadığı yerlerdeki kan ve gözyaşı duracaktı. Biz mazlumların sesi olacaktıku2026
Millet ütopyasını gerçekleştirmek için yetkiyi; gücü, iktidarı bize verdi.
Devlet yönetimine talip olanlar, mesleklerince, meşreplerince kamuda yük omuzladılar. Tabi bu milletin, bu devletin yükünü sırtlayan veya o yükün altına itilen arkadaşlarımız, gecelerini gündüzlerine katarak çalıştılar. Çocuklarının ailelerinin zamanlarını çalıp bu millete hizmetine sundular.
Tabi bu arada ihanet ve casusluk şebekesi FETÖ çetesi teröristleri aramızdan sızdılar.
Sadece FETÖ'cüler mi, Tabi ki hayır. Her toplumda, toplulukta olduğu gibi bizim de sülüklerimiz vardı. Bunlar da FETÖ'cüler gibi devlete "sızdılar".
Bodrum katlarında Kemeler, çatı katında Kumrularla yaşadıkları günleri unuttular. Yağmurlu günlerde delikli ayakkabıların içine gömdükleri poşetleri unuttular.
Sızdıkları kamu kurumlarının tepelerinde mille hizmet edeceklerine dünyalıklarının telaşına girdiler. Millete hizmet için kapıları çalındığında, "hafta sonu rahatsız etmeyin kardeşim" diyecek kadar alçaldılar. Halbuki daha dün üç kuruş için cumartesi Pazar dahi çalışıyorlardı.
Her türlü renge girmeye çalıştılar. Öykündükleri kişilerin makam arabasının aynısını alacak kadar ezik mukallitler oldular.
CHP'nin müzmin hastalığına kapıldılar. Millete, tepeden bakmaya başladılar
Sızdıkları kamu kurumlarının gücünü kendilerinden mülhem sanıp, halka, yol arkadaşlarına edepsizce çıkışlar yaptılar.
Ve bu ezikler, son günlerde Avrupa'dan taarruza geçen Faşizm'e ve Nazizm'e karşı duvar gibi durmaya çalışan bu devletin yöneticilerine amiyane tabirle "ayar" vermeye çalıştılar.
Avrupa Birliği. III. Roma İmparatorluğu denemesiydi. Ve bu yeni İmparatorluk, İslam dünyasını kendisine fiili olarak düşman ilan etti. Her gün Avrupa'nın muhtelif şehirlerinde saldırdılar. Camilerimizi mescitlerimizi yaktılar. İslam ülkelerinde milyonlarca Müslümanın kanını akıttılar.
- Roma, Atilla'nın Demir yumruğu altında ezildi. II. Roma Fatih Sultan Mehmet Han tarafından yıkıldı. Ve III. Roma İmparatorluğu denemesi de Recep Tayyip Erdoğan'ın ayakları altında ezildi.
Erdoğan ve yol arkadaşları, Avrupa merkezli bu Nazi saldırılarına karşı onların anlayacağı dilden mücadele ederken, en büyük ihanet tarihte olduğu gibi yine içeriden geldi.
Tıpkı Atilla'yı zehirleyen Honoria, Çandarlı Halil gibi hainler inlerinden çatal dillerini çıkardılar. Erdoğan ve yol arkadaşlarına "seviye" tavsiye ettiler.
Bu "İslamcı" kimlikli eziklere tavsiyemdir. Susun. Edebinizle oturun ve o çatal dilinizi kınına sokun. Size ne devlet yönetiminden. Kemelerin cirit attığı bodrum katlarından, zıpladığınız rezidanslarda oturun çaldığınız paraları sayın.
Müslüman ise daha da güzeline layıktır. Ama helal olanının.
Ve çaldığınız her pulun cehennem ateşi olarak bedeninizi saracağı o muhteşem "Azap günü"nü düşünün.
@esimsek571
