Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Haziran 2020

Ezan Şehidi Barış

Okumuş veya dini sohbetlere katılmış dindarların en iyi bildikleri bir ayet de Hucurat Suresinin 6. ayetidir: “Ey iman edenler! Fasıkın biri size bir haber getirdiğinde durup gerçeği araştırın! Yoksa bilmeden bir toplumu zorda bırakır, ardından da yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.” ayetidir.

Dinden imandan nasiplenmeyip ideolojileri için her türlü iğrençliği sergileyen ve bu amaçla yalan haberlere imza atanlara alıştık, lakin kimi olaylarda dindarlıkları kindarlıklarına yenik düşmüş bir avuç da olsa, kimi Müslümanın şahsiyetin de mütemadiyen bu tür yalan haberleri yaymakla meşgul olmaları çok acı.

Yukarıda zikrettiğim ilahi emre rağmen, sadece dünyalık menfaatleri yüzünden AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kin besleyen bir avuç da olsa dindar tanıdık maalesef “Fitne ateşine odun taşıyor.” Ayrıca bunların son 2-3 yıldır tek kerecik olsun müsbet bir haber paylaşmamaları ayrı bir dert.

Oysa Müslümana düşen fasık bir insanın bize ulaştırdığı bir haberi yaymadan önce o haberin doğruluğunu iyice araştırmaktır. Ancak, ilahi uyarıya rağmen bu grup, bu tür fitne maksatlı haberleri hiç sorgulamadan direkt paylaşmakta bir sakınca görmüyor.

Biliyoruz ki bu haberleri çıkaranların tek amacı var;

Türkiye’de Türkler, Kürtler, Aleviler birbirini boğazlasın.

Ya bu diğerlerinin amacı ne ola ki?..

Ne demek istiyorum?

3 yıl önce, 2 yıl önce hatta geçen ay üç kez CHP, DHKP-C, PKK ve FETÖ’cüler haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında, “Dinciler Alevilere ait evlere çarpı koymuş”, paylaşımları üzerine, söz konusu o bir avuç eski tüfek dindar, Hucurat Suresi 6. Ayetini akıllarına getirmeden her seferinde, “Ne yani? AKP Alevi katliamı mı yapacak?” diyerek hükümeti zan altında bıraktılar. Sonra bu iğrenç olayın faillerinin aynı semtte oturan solcu ve alevi oldukları ortaya çıktı, ama paylaşımcılardan ses çıkmadı.

Geçen yıl Kocaeli’de “Telefonda Kürtçe konuştuğu için öldürülen Kürt çocuğu” haberi PKK basınında çıkar çıkmaz yine, bu haber kimden geliyor, nerden geliyor diye sorgulamadan bizim kinleri dindarlıklarına baskın çıkmış zevat, “Allah’tan korkmuyor musunuz? Kürtler insan değil mi? Kürtçe de diğer diller gibi Allah’ın bir ayeti değil mi? AKP faşizmi..!” diye sosyal medyada kara propagandaya alet oldular. Sonra maktulün babası olayın bir “dil kavgası, Kürtlük meselesi” olmadığını anlattı, ama o güruhtan ses yine çıkmadı.

Uzatmayayım,

Geçtiğimiz Pazar günü Ankara’da 19 yaşlarında Ağrılı Barış Çakan bıçaklanarak öldürüldü.

Bu olayın hemen sonrasında, bugüne kadarki bütün kara haberlerde, bütün dezenformasyonlarda, bütün kirli propagandalarda, bütün algı çalışmalarında, PKK, DHKP-C, FETÖ ve bunların huyunu kapmış ne kadar kişi varsa, bizim o malum bir avuç dindar ile birlikte sosyal medya hesaplarında, “Kürt genci Kürtçe müzik dinledi diye öldürüldü, artık AKP Allah ile din ile bizi kandıramaz…” hakaretleri ile bu yalan, iftira ve fitne amaçlı haberi yaydılar.

Rahmetli Barış’ın babası, “Oğlum, ezana saygısızlık yapanları uyardığı için, o saygısızlar tarafından öldürüldü” dediyse de bu arlanmazlardan nedamete dair bir ses çıkmadı.

Olur mu, olur. Irkçı, şoven, insanlıktan nasibini almamışların böyle vukuatları olmuş, ilerde de yaşanabilir. Kürtçe müzik dinlediği için öldürülen, Kur’an dinlediği için öldürülen, Türkçe-Kürtçe konuştuğu için zulme uğrayan acılarımızı biliyorum.

Ama, bu olaylardan duyduğu ızdırabı paylaşmak, bunun için ilgililerden hassas olmalarını beklemek, katil ve faillerin bulunup yargıya teslim edilmelerini istemek başka, bunun üzerinden fitne ateşi yakmak suretiyle ülkede huzuru bozmaya çalışmak, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı kampı genişletmek, ülkede Türk-Kürt, Sünni-Alevi çatışması çıkartmak veya çıkartmak isteyenlere yarayacak iş yapmak başka bir mevzudur.

Bakın o bir avuç dışında kalan kahir ekseriyetiyle dindarlar soruyor, soruşturuyor, şayet gelen haber doğru ise ferasetle ve kendisine yakışır üslup ile tepki veriyor.

Unutmayalım ki;

Bu tür yalan ve iftira içerikli haberlerle kaosa hizmet etmek, değerleri aşındırmak, insanların itibarını zedelemek tarihte Ebu Leheb’in ‘karısı’na düşen bir görev idi. Biz Müslümanlar günahlarımızla, hatalarımızla, haksızlıklarımızla birlikte Hamzaların, Fatımaların görevine talibiz, Ebu Leheb’in ‘karısı’nın değil.