Ezan mı okuyorsun sen?
Ülkemizde 90 yıldır CHP’nin dizayn ettiği eğitim sistemi
sürmektedir.
Bu eğitim sisteminin temelleri pozitivizm, materyalizm ve Darwinizm’dir.
Kendisi muhalefette olsa da CHP eğitim sistemi hep
iktidardadır.
Hiç bir iktidar, bu eğitim sistemine dokunamaz. Sistemi
kazık gibi milletin bağrına çakmışlardır.
Halil Sezai işte bu
eğitim sisteminin ürünüdür.
CHP, bu nedenle Eren Erdem eliyle Halil Sezai’ye derhal kol
kanat germiştir.
Eren Erdem’in girişimlerine, avukatlarıyla desteğine,
İçişleri ve Adalet Bakanlıklarını siyasi kariyeri üzerinden arayarak Sezai’yi
sahiplenmesine CHP’den hiç bir itiraz
gelmemiştir.
CHP, hep o bildik
CHP’dir.
Halil Sezai ile CHP’nin ortak özellikleri var.
Halil Sezai isimli sanatçı kendinden 30 yaş büyük komşusunu
evire çevire dövüyor.
CHP de bunu yaptı, milleti evire çevire hep dövdü. Şöyle giy diye dövdü, ezan okuma diye
dövdü, başını örtme diye dövdü. Menderes’i neden seçtin diye dövdü.
Menderes’i asarak dövdü. Özal’ı yiyerek dövdü. Abdülhamid’i devirerek dövdü.
Kafa dengi olunca, Eren Erdem isimli eski CHP milletvekili,
Sezai’ ye “yanındayız, arkandayız koçum”
anlamında tweet atıyordu.
İşin içinde CHP’yi çıldırtacak başka bir iş de vardı.
Ezan.
Yaşlı kişi, dayak yerken fenalaşmış, son nefesini vereceği
korkusuyla kelime-i şahadet getirmişti.
Yaşlı kişi kalp hastasıydı, kendini savunmak için elini bile
kaldıramıyordu. Öleceğini anlamıştı. Kelime-i şahadet getiriyordu.
Halil Sezai milletten
ve milletin değerlerinden o kadar uzaktı ki, ölmek üzere olanların kelime-i
şahadet getirdiklerini dahi bilmiyordu, hiç işitmemişti.
O bu haliyle CHP’nin tam kafa dengiydi, istediği insandı.
CHP’li Erdem de zaten birlikteliği fark etmiş, o nedenle derhal kol kanat
germişti.
Sezai, dövdüğü kişinin kendini ölümle burun buruna
hissettiğini anlamıyor, ezan okuduğunu
sanıyordu.
Mağdurun ezan okuduğunu sanması Sezai’yi büsbütün
çıldırtıyor, “ezan mı okuyorsun sen
eeeah!” naralarıyla dayağı daha da şiddetlendiriyordu.
Onun karşısında nasıl ezan okunurdu!
Ezan, adeta çileden
çıkarmıştı!
Neyse ki yaşlı mağdurun şansı varmış ki hayatını
kaybetmemişti.
Halil Sezai’nin arkadaşları olan kişiler yaşlı kişinin dayak
yemesini zevkle izliyor, en ufak müdahalede bulunmuyorlardı.
Dayak sonrası Eren Erdem imdada yetişiyordu.
“Ezan karşıtlığı
dayanışması” kendini gösteriyordu.
Dayak, “ezan dayağı”
olunca CHP’li Eren Erdem destekte büsbütün, coşmuş olmalıydı. Böyle bir
fırsatta kendisini nasıl tutabilirdi.
Daha geçtiğimiz günlerde İzmir’de ezana “çav bella” sabotajı yapmışlar, bu onları kesmemişti.
15 Temmuz gecesi yine İzmir’de ezan okuyan müezzini cami
basarak bir güzel benzetmişlerdi.
Yine bir süre önce, İstanbul Validebağ’da yine ezan
düşmanlığını hortlatmışlardı.
Ağaç sevgisi bahanesiyle, eylemlerine masum ve sevimli süsü
vermeye çalışmışlar, ağaç istismarı üzerinden ezanı hedef almışlardı.
Ağaç istismarcısı bayanlardan biri kendilerine uzatılan
mikrofona:
“Ezan sesi, sinir
verici bir şey” , niye ezan sesiyle
uyanayım” diyordu.
Gazetecinin, “Ezan
sesinin sizi rahatsız edeceğini mi düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine:
“Eder evladım, etmez
olur mu?” demişti.
Halil Sezai olayı, CHP’ye bir nostalji yaşattı, eski tatlı
günlerini yad ettiler.
Milletimiz de CHP’nin hakiki yüzünü görme fırsatı yakaladı.
CHP, “bana bir fırsat
daha verirseniz işte böyle yapacağım, buna hazırım” diyor.
Daha ne desin?