Ey Zalimler! Kaybedecek ve cehenneme sürüleceksiniz
Zulmün tarihi, insanlık tarihinden daha eskidir. İlk insan babamız Âdem (as) in çocukları arasında ölümle sonuçlanan zulüm kavgalar olduğu malum. Ancak zulüm bundan eskidir. Zira Allah (cc) meleklere insanı yaratacağını söylediği zaman, onlar, geçmişte cinlerin yeryüzünde ifsatçılıkları, yani zulümleri sebebiyle, endişelerini bildirmişlerdi. “Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemeyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.” (Bakara 22/30)
Elbette zulmün çok çeşitleri vardır. Allah (cc) her bir emrine isyan, her bir yasağını çiğnemek zulümdür. Kişinin kendi kendine, aile bireylerine, genel insanlara, hatta diğer canlılara ve çevreye karşı görevlerini ihmal etmesi zulümdür. Yani Allah (cc) ın gazabı ve cehennemi hak ettirecek her günah kişinin önce kendine zulmüdür. Zulmün bu çeşitliliğini Kur'an, onlarca ayetiyle ifade eder.
Ancak biz bu satırlarımızda en çok bilinen manası olan ve mazlumların hukukuna teaddi yönüyle olan zulüm yönüyle, zalimlerin bazı sıfatları üzerinde duralım. Şimdi buyrun, mazlumlara teselli, zalimlere tehdit ve uyarı olan birçok ayetlerden çok az bir kısmını beraberce hatırlayalım.
Kur’an’da zalimlerin sıfatlarından örnekler.
- Zalimler korkaktırlar.
“Allah’ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O’na ortak koşmalarından dolayı, inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız. Onların yurtları ateştir. Zalimlerin dönüp varacağı yer ne kötüdür!” (Ali İmran 3/151) - Mazlumlara tuzak kurarlar ancak tuzakları boşunadır
“Onlar bir tuzak kurdular. Ancak farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu. Bak, onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu: Biz onları ve kavimlerini topyekûn helâk ettik. İşte zulümler yüzünden harabeye dönmüş evleri! Şüphesiz bunda bilen bir kavim için bir ibret vardır.” (Neml 50-52) - Allah (cc) zalimlerin yaptıklarından habersiz değildir.
“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim 14/42) - Allah (cc) ihmal etmez, belki imhal eder/ belli bir vakte kadar mühlet verir.
“Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.” (Nahl 16/61)
Halkı zulmetmekteyken helâk ettiğimiz, böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır! Zalim oldukları hâlde, mühlet verdiğim, sonra da kendilerini azabımla yakaladığım nice memleket halkları vardır. Dönüş yalnız banadır. (hac 22/45,48) - Zalimlerin silahları, istihbaratları, teknolojileri vs. güçleri Allah (cc) ın kudreti karşısında bir hiçtir.
“Şüphesiz onlar düzenlerini/tuzaklarını kurdular; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu tuzakları/düzenleri hep Allah'ın kontrolündeydi.” (İbrahim 14/46)
- Zulümleri zalimlerin yanına kalmaz. Sonunda cezalarını bulmaları, ilahi adalet gereğidir.
“Onlar, askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar. Biz de onu ve askerlerini yakaladık ve onları denize attık (Orada boğuldular). Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna bak! Biz nimetler içinde şımaran nice memleket halkını helâk etmişizdir. İşte kendilerinden sonra içlerinde pek az oturulmuş yurtları! (O yurtlara) biz varis olduk, biz. Rabbin, ülkelerin merkezî yerlerine, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamber göndermedikçe oraları helâk edici değildir. Zaten biz, halkları zalim olmadıkça memleketleri helâk etmeyiz.” (Kasas 28/39,40,58,59)
- Zalimler nereye kaçsalar da, Allah (cc) ın intikamından kurtulamazlar.
“Biz onlardan önce, kendilerinden daha zorlu nice nesilleri helâk ettik de ülke ülke dolaşıp kaçacak delik aradılar. Kaçacak bir yer mi var? (Kaf 50/36)
Zalimler hangi devrilişle devrileceklerini görecekler.” (Şu’ara 26/227) - Zalimler sonunda birbirlerine musallat olurlar.
İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz. (En’am 6/129)
Zalimlerin, bunun gibi nice olumsuz vasıfları vardır. Ancak bunların tamamını bir yazıya sığdırmak na mümkün. İslam diyarının dört bir yanında devam eden zulümlere dikkat çekmek kastıyla sadece birkaç örneğini hatırlatalım istedik. Böylece küresel zalimlerin yapmakta oldukları zulümlere kaşı asla bir karamsarlık ve hele ümitsizliğe asla düşmeyelim. Zalimler kaybetmeye mahkûmdurlar. Subhaneke... Bihamdike... Esteğfiruke...