Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Ağustos 2020

Ey nifak ve şikak, gözün çıksın!

Fesat çıkarmakla abat olmuş, muhabbet ve saygı kazanmış, hele ölümünden sonra el ve yürek üzerinde tutularak, dualarla yolcu edilmiş, hatıraları her an yaşatılmış bir Allah’ın kulu yoktur. Var ise söyleyin alkışlayalım ve gıpta edelim. Nifak peşinde olup, ikiyüzlülükle hürmet ve muhabbet sermayesine kavuşulamadığına göre, bu çirkin cinayette ısrarcı olmanın amacı nedir? Akla gelen şudur ki; ya ene yüzünden, yada nüfus ve söz sahibi olmak için kale duvarlarına ateş edip yıkmaya çalışmaktır. Evet, ister bilerek, ister bilmeyerek ihtilaf çıkarmak; İslam kalesine gülleleri atıp, tahrip etmeye çalışmaktır!... Her nifak hareketi, din düşmanlarının say ve gayretine destek oluyor; zındıkların mesaisini azaltıyor. Nifak hareketi düşmana yardım için bir fazladan mesaidir...

Evet, ihtilaf çıkarmak ve fesat işlettirmekle abat olan, manevi makamlar sahibi olanlar yoktur! Hatta nifak ve şikak kazanı kaynatmak, aslında gizli bir şirktir; öyle olmasın, böyle olsun, haşa Allah’ın dediği gibi olmasın der gibi… Kur’an bizlere kardeşliği emrediyor, nifaktan geri durulmasını emrediyor. Müslümanların zafere ulaştıkları anlar, birlik ve beraberlikleri mevcut olduğu zamanlardır. Hakiki müminler, istisnalar hariç, kendilerine düşman olarak gördükleri küffardır. Onlara bile önce tebliğ yolu ile hakikati anlatmaya çalışmışlar, sonrada gerekli olduğunda cenk meydanına çıkmışlardır. Fesat komitelerine esir olanlar ise kılıcını sadece din kardeşine sallıyor... Meydanlarda zındık kellesi yok; ehli iman kelleleri var. Cengaverlik küffar karşısında verilen mücadeledir; fesatlıkla Müslümanları bölüp, parçalamak değildir.

Anadolu toprakları, fesatlıkla değil; birlik ve beraberlikle fethedildi… İstanbul nifak gücüyle değil; birlik ve iman gücüyle fethedildi. İslam tarihinde, nifakla elde edilmiş bir başarı yoktur! Hatta iman ve Kur’an hizmetinde birinin imanının kurtuluşuna nifak ve şikak değil ihlas ve sadakat vesile olmuştur. İnsan olan insan, hele inanan biri, illa fesat çıkaracaksa, bari gidip o meziyetini ehli küfür içinde kullansın! Küffar içinde fesat çıkarıp; güçlerini parçalamayı hedef bilsin. Madem fesat çıkarmak krizini ve alçaklığını aşamıyor; bari alçak toplulukları dağıtma misyonu üstlensin ki Müslümanların işine yarasın...

İstisnalar hariç; ihtilaf çıkaran bazıları bilmeden İslam’a zarar vermekteler... Fakat şunu bilmeleri elzemdir ki; ihtilaf ve dedikodu sadece zarar verir, meşveretin hedefi ise daha güzelini yakalamak içindir. Meşverete ihtilaf dili hakim olur ise orada zaten hakikat barınamaz. Küfür bir tahriptir, kâfirin tahripkâr olması normaldir. Asıl sıkıntılı olanı inandığı halde tahripkâr olanlardır…

Kardeşlerim, ağabeylerim: Bilerek veya bilmeyerek ama Kur’an ve iman davasına zarar veren bir Twit gördüm. Kimden olduğu önemli değil, zihniyet önemli. Noktasına virgülüne kadar hiç dokunmadan paylaşacağım: “Nur Söz her gün Hüsnü Bayram abiyi adeta kutsuyor! Adeta Meşveret Cemaatinin Lideriymiş gibi propaganda yapıyor.! Neden? Birilerin etrafını kuşattığını düşündürüyor.. Geçmişte de Sungur Abiye yaptı bazıları.. Dikkat edelim..!!!?” Aynen bu ifadeyi kullanmış. Ah muhterem ah! Risale-i Nur hizmetinde liderlik ve post yok ki! Nur Hizmetinde lider Risale-i Nurlardır. Muhterem Hüsnü ağabeyimizde O liderin reçetelerine göre hareket ediyor ve korsan bir reçete hazırlamıyor ki. Hüsnü Ağabeyimize hürmet edenlerde; Üstadımızdan bize kalan iki emanet (Risale-i Nurlar ve ağabeyler) den biri olduğu içindir. En başta liderimiz Kur’an ve Hz. Peygamberimizdir. Risale-i Nurlarda bütün eczalarıyla O kutsi davaya hizmetkar olduğu için ve bizi hakikatlere ulaştıran bir vasıta olduğu için bir cihette liderimizdir. Rahmeti rahmana kavuşan ağabeylerimiz olmak üzere Üstadımız bile kendilerini Risale-i Nurlara talebe olarak görmüşlerdir. Bediüzzaman’nın bile kendini lider görmediği bir hizmette, hizmetinde bulunmuş ağabeyimiz mi lider olarak kendini lanse edilecekler? Zannınızda yanlışsınız: Ne Hüsnü Ağabeyimiz, nede ervah aleminde iman derslerine devam eden ağabeylerimiz lider gibi davranmadılar… Aslında ağabeylerden hariç, bazı muhteremler, lider havasına girdiler… Hüsnü Ağabeyimiz, Nur Söz’le, Bediüzzaman tarzı risale dersleri yaparak, bu milletin atmosferine nur zerreleri ekiyor… Başka bir amacı, hele hele liderlik amacı olsaydı; etrafında pırıl pırıl insanlar ve dünyada takip edip, Nurlara sarılanlar olmazdı. Sonra Hüsnü Ağabeyinin liderliğe ihtiyacı da yok ki; Kur’an ve iman talebesi olmak öyle bir makam ki Allah hepimize nasip etsin. Allah, tahammülsüzlüğümüzü, başta şeytana ve din düşmanlarına sergilemeyi nasip etsin... Bu satırları yazan birisi olarak da eğer fitneye sebep oluyorsam bana da şuur ve sadakat versin.

Allah İslam’a hizmet edenleri bölünmekten, parçalanmaktan muhafaza etsin ve cemaatler içine fesatlık için girenlere de fırsat vermesin, uyanmalarını nasip etsin. Gerçektende ölüm ve ahiret var! Mesailerimiz iman ve Kur’an hizmetine olmaz ise; imansız gidenler yakamızdan tutacaklar ve bizi de fesat çıkarmak kurtarmayacak, işimize yaramayacaktır. Ya Rab! Bizlere ihlas ve uhuvvet ver. Vatanımıza maddi olarak hizmet eden Reisimiz Erdoğan’a ve manevi hizmette bulunan Hüsnü Ağabeyimize ve sadık Nur Talebelerine ve başka kulvarlarda İslam’a hizmetkar olmuşlara da yardım et, şeytanın şerrinden muhafaza et! Allah samimi hizmet edenlerden ebediyen razı olsun…

Bu yazıyı yazmamın gayesi; Müslüman kardeşlerimin imanına olan hürmetim ve imanlarının lekedar olmaması içindir…

Son sözü Üstadımıza bırakıyorum: “Evet, efendiler! Gerçi Risale-i Nur sırf âhirete bakar; gayesi Rıza-yı İlâhî ve imanı kurtarmak ve şakirtlerinin ise, kendilerini ve vatandaşlarını idam-ı ebedîden ve ebedî haps-i münferitten kurtarmaya çalışmaktır. Fakat dünyaya ait ikinci derecede gayet ehemmiyetli bir hizmettir; ve bu millet ve vatanı anarşilik tehlikesinden ve nesl-i âtinin biçareler kısmını dalâlet-i mutlakadan kurtarmaktır.”