Ey Kutlu Ay, Ey Muharrem -2-
Muharrem ayı kardeşlik, dostluk, yeniden birlik ve beraberlik için
geliyor
Hz. Âdem’in tövbesi bugün kabul olmuştur. Hz. İbrahim’e, Nemrut’un yakan kavuran ateşi bugün gül bahçesine dönmüştür. Hasretinden gözleri ama olan Yakup Peygamber, oğlu iffet abidesi Yusuf Peygamber’e bu gün kavuşmuştur. Hz. Musa, zulümlerin en acımasızını uygulayan Firavundan bu gün kurtulmuştur.
*** “ Eyşehid-i
Kerbela’ya ağlayan
Ağla, matemdir Muharrem’dir
bugün
Âteş-ihasretle sine dağlayan
Ağla, matemdir Muharrem’dir bugün”
(Sezaî)
10 Muharrem Aşûra… Hakkı, adaleti, kurtuluşu taşımak için
yollara düşen sonrasında al kanlar içinde kalarak en ağır ihanetlere uğrayan
İslam’ın kutlu şehitlerine selam olsun. Bir yanımız sevinçli bir telaşı yaşar
hicri yılbaşıdır, Muharremdir, Aşûradır, kurtuluştur… Rivayetlere göre; Nuh
Peygamber’in gemisi Cudi Dağına Aşûra günü oturmuştur. Hz. Âdem’in tövbesi bu
gün kabul olmuştur. Hz. İbrahim’e, Nemrut’un yakan kavuran ateşi bugün gül
bahçesine dönmüştür. Hasretinden gözleri ama olan Yakup Peygamber, oğlu iffet
abidesi Yusuf Peygamber’e bu gün kavuşmuştur. Hz. Musa, zulümlerin en
acımasızını uygulayan Firavundan bu gün kurtulmuştur.
Yüreklerimiz yangın
yeri
Peygamberler için salah olan, kurtuluş olan bu mübarek
günde, oruçlar tutulan bu mübarek zamanda, yine tarihin en acı olaylarından, en
yürek dayanmaz olaylarından Kerbela olayı gerçekleşmiştir. Efendimizin sevmeye,
öpmeye kıyamadığı, Cennet Reyhanı olarak sevdiği, bağlandığı, soyunu devam
ettiren Hz. Hüseyin’in ve yakınlarının şehadeti gerçekleşerek Müslümanları dayanılmaz
acılara ve yaslara râm eylemiştir. İnsan her yerde insanlığını gösteriyor,
iktidar, muktedir, müstekbir, kan dökücü bir hal ile Hz. Hüseyin’in ve mazlum
halkın, çocukların, taze genç kızların üzerine yürüyor kinlenmiş bir güruh.
İslam birliği, selameti, aşkı, umudu taşıyan bir yaşamı hayat reçetesi olarak
sunar oysa… Bir tarafta, Kabilesinin üstünlüğünü, ataleti savunan gözü dönmüş
acımasız Yezid, diğer yanda, Hz. Hüseyin Efendimiz, Hz. Fatıma ve Hz. Ali’nin
yeryüzünde yürüyen gölgesi, Efendimizin kanı damarlarında dolaşan yegâne
emaneti, eti, kanı, yakını, hısmı, yavrucuğu, kıyamadığı, gözbebeği… Hz. Zeynep
iman ateşiyle yanakların pençe pençe kızarın nazenin genç kız… Körpe çocuk.
Yüreklerimiz yangın yeri, tarifsiz acıları içinde o günleri anarken hiçbir
teselli avutmaz bizleri.
Ey zamane Yezidleri,
müstekbirleri…
Böylesine ihtişamlı bir diriliş, af, kurtuluş gününün kana
boyanması, kararması, yas zamanlarının en tarifsiz hüzünlerine belenmesi… Ah
insan… Yeri geldiğinde nankör olan, uslanmaz olan, asi olan, arsız ve hırsız
olan ve dahi katil olan insan. Hırs ile makam ve mevki uğruna, yönetmek uğruna,
iktidar olmak uğruna ölüm makinası gibi gözü dönen insan… Sevgililer
sevgilisinin yegâne ciğerparesine kıyan insan. Zalim olup mazlumların üzerine
acımasızca yürüyen, kurumuş çatlamış, susuzluktan kavrulan dudaklarına, solgun
çehresine alaylı gülümsemenle bakan insan… Ey Yezid ve Yezidi’n modern zaman
uzantıları… Ateşler vardır, mazlumun ahını yerde bırakmayan zulme uğrayanın feryatlarını
duyan an an inşa olan cehennemler vardır… Ey zamane Yezidleri, müstekbirleri…
Müslüman kardeşlerini iktidarı uğruna, kavmini, mezhebini, ırkını bahane ederek
yok etmeye çalışan, modern zamanların Nemrutları ateşler yaklaştırılmaktadır.
Rabbim mazlumların Rabbidir, kimsesizlerin Rabbidir, sahipsizlerin Rabbidir.
Biz biliriz ve iman ederiz ki bu günlerin yarınları da vardır… Toprağın üstünde
açan çiçekler, toprağın altında yeşeren tohumlar, bitmek bilmeyen gümrah akan
pınarlar, sürür sürü uçan kuşlar ve cennet ve dâhi cehennem vardır…
Ey Zamane
Müslümanları silkin…
Biz modern zaman Müslümanları, âhir zaman ümmeti için, bir
kurtuluş ve muştu gününün mübarek Aşura’nın kan revan olması ibretlik bir olaydır…
Bu önemli bir aydır ve önemli bir gündür. Hem cennettir, hem cehennemdir.
Yüreklerimizin tarifsiz acılarını hiçbir teselli teskin edemez. Can paresi
kanlı topraklara belenirken, mübarek başı gövdesinden tek kılıç darbesiyle,
gözü dönmüşlükle topraklara belenmişken… Ah ciğerlerimiz pare paredir. Ve bu
insanlık ayıbına dönüp bakmamız gerekir ki; utanalım, ders alalım, ibret
alalım… Ey Zamane Müslümanları, ahir zaman ümmeti olan zamaneler kinler bitmez,
dünya telaşı tükenmez, hırs ve tamahkârlık yok eden, eriten bir değirmen gibi
insanlığımızı öğütürken silkinip kendimize gelelim.
Yezid’lere geçit
vermeyelim
Ortadoğu’nun zamane Yezidi’leri, dünyanın gözü dönmüş
katliamcılarına dur demek için yeni bir duyuş ve sezişle Muharrem’i, Aşûra’yı,
Kerbela’yı bambaşka okumanın ve anlamanın yollarını arayalım. Efendimizin
tükeniş ve ihanet duraklarında O’nu Medine’sine taşıyan Taif duasıyla yüklü
derin içtenlik sarmalında dualarımız olsun. O nasıl mübarek gözleri, elleri,
bedeni, yüreğiyle bakmışsa insanlığa biz de o yönden, a açıdan, o taraftan
bakmaya çalışalım. Onun ellerimize teslim ettiği ve bizi teslim alan bizi İslam
eyleyen bu kurtuluş dininin kıyılarında Yezid’lere geçit vermeyelim. İktidar ve
hırs uğruna kardeşlerini boğazlayan tüm zamane zalimlerini Muharrem’in,
Aşura’nın kutlu dualarıyla kınarken, yol vermez amellerimiz olsun…
Kardeşliklerimiz, dostluklarımız, bağışlamalarımız, yarenliklerimiz olsun…
Kerbela’nın yası yılgın
coğrafyamızda
Bayramları, Muharremleri, Aşûraları yaslı geçirdiğimiz şu
acı günlerde kardeşliklerimize dönelim. Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşı,
Sakarya Meydan Muharebesi ah seferberlik zamanlarındaki birliğimiz, zalime,
düşmana karşı topyekûn bir halde kördüğüm gibi birbirine kenetlenmiş
kardeşliklerimiz… Kerbela ’nın yası yılgın coğrafyamızda, Ortadoğu’nun
yetimlerinin yüzlerinde, kederli durgun esmer yüzlerinde bir muştuya dönüşsün.
Kenetlenmiş, bölünmez kardeşliklerimizle, zamane Yezidlerine geçit vermez bir
hal ile saflar halinde hakkın, adaletin, özgürlüğün gür nidası olarak hep
Hakkın yanında olduğumuzu haykırmanın zamanıdır.
“ Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse
kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah’tan korkun, sakının. Umulur ki,
rahmet bulursunuz.” (Hucurat-10)
Rabbimizin buyurduğu üzere, Rahmet ırmağının, insanlığın
tükenmiş umutlarına akması için duaya durma zamanlarındayız…
Muharrem ayının yeni başlangıçlar, yeni ümit ve umutlar için
merhem bekleyen yaralarımıza derman olan mübarek dualarıyla buluşalım dostlar. Kutlu
Aşûra gününün, oruçlu zamanlarında birliğe ve beraberliğe muhtaç olduğumuz şu
acılı günlerde gözyaşıyla ıslanmış uzun secdelerimiz, kalplerimizi Rabbe yakın
eyleyen teheccüdlerimizle duaların arınmışlığına doğru yolculuğa çıkalım. Ve
yegane Dosta yalvaralım içli, yaralı, kırık ve çaresiz. Bilelim ki çare
Rabbimdir… Yegane dost O’dur.
Mübarek Muharrem ayının eşsiz zamanlarını kuşanmaya haydin kurtuluşa, haydin duaya, haydin arınmaya…