Evrim Teorisi'ne alternatif ders kitapları
Bir ortamda öğrencilerden biri Celal Şengör’e “Dünyanın yaratılışını bir tesadüf olarak mı görüyorsunuz?” şeklinde bir soru soru sorar. Cevap; “Evet, tesadüf olarak görüyorum.” “Peki, ya orada oturuyor olmanız…” Cevap değişmez. “Evet, bu da bir tesadüf.”
Peki, bilim ve tesadüf/rastlantı kelimesi yan ya gelir mi? Charles Darwin’in Evrim Teorisi’ne
inananlar için evet bu mümkün.
Hayır, evrim teorisini tartışmayacağım. Konumuz evrim
teorisine göre yazılmış ders kitapları hakkında. Ancak müsaade ederseniz bir ki
kıymetli bilim adamının bu konudaki görüşlerine kısaca yer vermek istiyorum.
Şu tesadüf meselesi hakkında, Mikrobiyolog Mert Pekcan’ın güzel bir yaklaşımı var. Pekcan’a göre,
“Darwin, gözü düşünmek beni teorimden
soğuttu” demiştir. Çünkü göz çok kompleks bir yapıya sahiptir ve kırk ayrı
organdan oluşmaktadır.
Şimdi bu küçük parçalardan biri eksik olduğunda
göremiyorsunuz. Yani görme olayı
Darwin’in dediği gibi kademe kademe rastlantılarla oluşması kesinlikle mümkün
değildir. Zira bugüne kadar kimse gözün yapısını bu çerçevede anlayamadı.
Yani canlıların rastgele değil tasarlanmış olduklarını
savunuyor Pekcan.
Allah rahmet etsin Teoman
Duralı da “bir şeyin bilimin konusu olması için tekrarlanabilir olması
lazım bir defaya mahsus olaylar bilimin konusu değildir” diyor.
Ve Darwin’in teorisinin dinleştirildiğinden
bahsediyor. Gerçekten ilginç değil mi? Bir
teoriyi bugün biyoloji biliminin temeli yapıyorlar ve dünyadaki tüm ders
kitaplarını bu bakış açısıyla yazdırıyorlar.
Teoman Duralı Hoca, Darwin’in birinci ilkesini “ güçlü olanın ayakta kalması” şeklinde
izah ediyor. Esasen bir ayıklama söz
konusu burada. Ve elbette burada bir de ayıklyıcı var. Ancak Darwin Tanrı’yı
işe katmıyor. Agnostik bir zihinle yapıyor bunu.
Bugün bireyin kendi
çıkarı için diğerlerini sömürmesi, ezip geçmesi yani rekabetçi kapitalist
zihniyet ile Darwin'in "güçlü olanın hayatta kalması" ilkesi arasında
bir bağ vardır. Böyle bir anlayışın sonunu da kuşkusuz totalitarizmdir.
Şimdi gelelim asıl konumuza…
1930 yılında genişletilerek basılan Türk Tarihinin Ana
Hatları adlı kitabının lise 1.sınıflar için okutulan Beşer Tarihine Giriş
ünitesinden size bir cümle yazayım. "İnsan
ve büyük maymunların müşterek bir cetleri vardır.”
Tarih şeritlerini
hatırlarsınız, burada insanlığın ilk dönemi “Karanlık Çağ” olarak
adlandırılıyor ve böylelikle Kaba Taş, Yontma Taş Çağı olarak tarihin ilk
evreleri başlamış oluyordu. Bu dönem insanları yarı hayvan şeklinde tasvir
ediliyor ve çocuklara ilk dönem insanların ne kadar vahşi oldukları
öğretiliyordu.
Bunlar eski bilgiler diyorsanız günümüzden bir örnek
vereyim. Örneğin Sosyal Bilgiler 4.
Sınıf ders kitabı, “Dağ, ova, deniz, ırmak, göl, toprak, bitkiler ve
hayvanların kendiliğinden olduğunu” söylüyor.
5. Sınıf Sosyal
Bilgiler ise “Doğal varlıklar kendiliğinden oluşur, insanlar tarafından bu
varlıklar sonradan keşfedilir” diyor.
Yalnız güzel bir gelişme oldu. Geçenlerde Prof Dr. İsmail Kocaçalışkan Hoca, Darwinci ideolojiye alternatif
çok önemli ders kitapları gönderdi. Bunlar, 5. Sınıf Fen Bilimleri ile 9. Sınıf
Biyoloji ders kitapları.
Prof. Dr. Adem Tatlı,
Prof. Dr. İsmail Kocaçalışkan, Prof. Dr. Fatih Satıl, Prof. Dr. Ali Alaş ve Dr.
İdris Görmez gibi alanında uzman, işinin ehli insanlar tarafından yazılan ders
kitaplarını inceleme fırsatım oldu.
Fen Bilimleri ve Biyoloji alanında tüm konular bilimsel bir
perspektifle ele alınmış ancak hocalarımız Darwin’in yaptığını yapmamışlar yani,
evrendeki ahengi, nizamı, hayatı, insanı, bilimi tesadüflere göre ele
almamışlar.
Bu ders kitapları
hakikaten öğrencilerimize bir özgüven aşılayacak ve ayaklarının yere basmasını
sağlayacaktır. Bir o kadar da öğretici.
Bu bakımdan Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer bu ders
kitaplarını mutlaka incelemelidir. Bu da buradan bir çağrımız olsun.