Evlilik telâşı!
Bu yazıyı okuduğunuz dakikalarda durum ne olur bilemem ama…
Yazmakta olduğumuz saatlerde, gram
altın bin lirayı geçmişti!
Bir gram, bin lira!
Bir de “düğün” sezonuna giriyoruz, hadi bakalım.
Plândemiden dolayı ertelenen “düğünler”in büyük bölümü bu yaz
yapılacak.
Bir de altın fiyatları artıyor,
bakalım ne olacak?
Birçok “kız anne ve babası”, özellikle de “kız anası”, evlâtlarının mürüvvetlerini görmenin olmazsa olmazı
olarak epeyce “altın” alınmasını
şart koşuyor.
Ortalama talebin karşılığı bugün
itibarı ile yüz bin lirayı aşmış durumda.
Bu, takılacak “altın”ların parası sadece.
Daha bunun geldisi gittisi, gösterişli
düğünü, ev tutması, tepeden tırnağa ev düzmesi, şusu, busu, akla gelir gelmez
bin kalemi var.
Evlenecek gençler ve evlâtlarını evlendirecek
anne babalar, “evlilikleri teşvik”
için ne kadar gayretli olduğumuzu bildiklerinden sürekli olarak bize dert
yanıyorlar.
Bir de yaptıkları hesapları
gönderiyorlar.
“El âlem ne der!” hassasiyetindeki ailelerin dayattığı şartlardaki bir evliliğin en az 500
bin liraya mâl olacağını söyleyenler var.
İyice sıkanlar, 300 bine kadar
çekebilirlermiş ama bu çok çok zor bir işmiş.
*
Biz, evlilik sürecinin ne kadar
masraflı olduğunu yazdıkça…
“Ne
yâni, evlilik için altın şart mı? Davullu zurnalı, çalgılı, çengili düğün
yapmak şart mı? Evin tam tekmil olması şart mı? Evlensinler, acil olmayan
eşyalarını da zamanla alsınlar…” diyenler oluyor.
Bu şekilde akıl verenlerin, misal
olarak da kendi evliliklerini gösterdiklerini görüyoruz..
“Biz evlenirken evimizde bir küçük tüp vardı, bir de çek yat, inanır
mısın? Hepsini zamanla yaptık…”
E, tamam öyle de…
Şimdi, başka bir zamandayız.
Bundan yetmiş yıl evvel, benzine
gelen zamlar toplumun kahir ekseriyetini “doğrudan”
etkilemiyordu.
Şimdi…
Her 5 aileden 4’ünün şöyle veya böyle
otomobili var, benzine, mazot, otogaza zam üstüne zam gelince, hemen herkes
feryat ediyor.
Gece yarısı zam yapılacağı
duyurulduğunda akaryakıt istasyonlarında uzun kuyruklar oluşuyor.
Yani, eski çamlar bardak oldu.
Ne biz eski biziz, ne de eski gençlik
şimdiki gençliğimiz.
Üstelik, eski vakitlerin güzellikleri
azalıyor ama kötü işleri devam ediyor ne yazık ki…
“El alem ne der” baskısı, aynen devam!
Çok çirkin bir lâf var;
“Ne yani kızımız dul gibi mi gitsin!”
Berbat, neresinden baksan!..
*
Yüksek enflasyon ortamında birileri
daha da zenginleşir, birilerinin çakılışı hızlanır.
İyice zenginleşenler, yuva kurma
arzusundaki gençlerin evlenememelerinden dolayı ne denli rahatsız olurlar
bilemiyorum.
Bence olsalar çok iyi olur.
Birkaç kere buradan dikkat çekmiştim;
Aile Bakanı Derya Yanık, son vakitlerde sıkça “Nüfusumuz
kıta Avrupası’ndan bile 4-5 kat hızlı yaşlanıyor!” diyerek ikaz ediyor
bütün toplumu,
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir vakitler
sık sık dile getirdiği “En az 3 çocuk”
çağrısına da atıfta bulunarak.
Biz yıllar yılı genç nüfusumuzla
övündük… Birilerinin ülkemizi yaşlandırmak için “nüfus plânlaması” adı
altında sinsi çalışmalar yaptıklarını…
En büyük gücümüzü, genç ve dinamik
insan kaynağımızı elimizden almayı hedeflediklerini söyledik.
Şimdi…
Süresiz nafakadan maddi zorluklara kadar bir dizi olumsuz etken, evliliklerin azalmasına sebebiyet
veriyor.
Aile başına çocuk sayısı gittikçe
azalıyor.
Boşanmalar hızla artıyor.
Ve Sayın Aile Bakanı’nın da ifade
ettiği gibi “Nüfusumuz Kıta
Avrupası’ndan bile 4-5 kat hızlı yaşlanıyor!”
Bu durumun, zenginleştikçe
zenginleşenlere etkisi ne olur?
Bu soruya “vatanseverlik” dozuna göre cevap verilecektir.
Toplumun hızla yaşlanması, düpedüz “beka meselesi” olduğundan…
Vatanını çok seven, ne kadar
zenginleşirse zenginleşsin, “Eyvahlar
olsun!” diyecektir…
Zenginleştikçe zenginleşenler
içinde, “Amaaan, sen de… Bize her yer Şanzelize” noktasına gelmiş olanlar da vardır mutlaka.
Her toplumda olur!..
*
Yazıyı bitiriyorum,
sabırsızlanmayınız lütfen.
Bugün bir televizyon kanalında “pembe” bir haber gördüm.
Evlenecek gençlere bankalar
üzerinden destek veriliyormuş!
Bankalar, bu ekonomik sıkıntı
sürecinde de, kârlılıklarını feci halde
katlayan faiz müesseseleri.
Her dönemin en çok kazananları!
Ülke ve ülkenin “dar gelirli” vatan evlâdı sıkıntıya girdikçe, bu faiz müesseseleri
zenginleşiyor yani…
Devlet’in rakamları bunu gösteriyor!
Faizci..
Parayı aldığından çok daha fazla
maliyetle satacak ki…
Kazansın ve rekor üstüne rekor
kırsın.
Farz, vacip, sünnet hükümlerinde olan “Evlilik” gibi hayırlı bir işe; bankayı, faizi bulaştırırsan her bakımdan zarar edersin.
Batarsın, dünyanı da ahretini de
batırırsın, Allah muhafaza!
*
Akıl veren çok, para veren yok.
Varsın akıl verenlerden biri de bu
kardeşiniz olsun.
Ey Anne ve Babalar!
Ey Kız Evlât Anne ve Babaları!
Lütfen, şartları daha da zorlaştırmayınız.
Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız!
Sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz!..
Çocuklarınız, “El âlem” ile evlenmeyecek, birbirleriyle evlenecek!..
Her bir şey, az ve öz olsun.
Sözler, hep güzel söz olsun.
Nikâhlar, hayırlı ve bereketli olsun.
*
Giderek dikleşirken hayat yokuşu…
Dert mi yâni, ne dermiş filanca
komşu!..