Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.32
Gram Altın
2970.42
BIST 100
9632.07
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Haziran 2022

Evlilik telâşı!

Bu yazıyı okuduğunuz dakikalarda durum ne olur bilemem ama…

Yazmakta olduğumuz saatlerde, gram altın bin lirayı geçmişti!

Bir gram, bin lira!

Bir de “düğün” sezonuna giriyoruz, hadi bakalım.

Plândemiden dolayı ertelenen “düğünler”in büyük bölümü bu yaz yapılacak.

Bir de altın fiyatları artıyor, bakalım ne olacak?

Birçok “kız anne ve babası”, özellikle de “kız anası”, evlâtlarının mürüvvetlerini görmenin olmazsa olmazı olarak epeyce “altın” alınmasını şart koşuyor.

Ortalama talebin karşılığı bugün itibarı ile yüz bin lirayı aşmış durumda.

Bu, takılacak “altın”ların parası sadece.

Daha bunun geldisi gittisi, gösterişli düğünü, ev tutması, tepeden tırnağa ev düzmesi, şusu, busu, akla gelir gelmez bin kalemi var.

Evlenecek gençler ve evlâtlarını evlendirecek anne babalar, “evlilikleri teşvik” için ne kadar gayretli olduğumuzu bildiklerinden sürekli olarak bize dert yanıyorlar.

Bir de yaptıkları hesapları gönderiyorlar.

“El âlem ne der!” hassasiyetindeki ailelerin dayattığı şartlardaki bir evliliğin en az 500 bin liraya mâl olacağını söyleyenler var.

İyice sıkanlar, 300 bine kadar çekebilirlermiş ama bu çok çok zor bir işmiş.

*

Biz, evlilik sürecinin ne kadar masraflı olduğunu yazdıkça…

Ne yâni, evlilik için altın şart mı? Davullu zurnalı, çalgılı, çengili düğün yapmak şart mı? Evin tam tekmil olması şart mı? Evlensinler, acil olmayan eşyalarını da zamanla alsınlar…” diyenler oluyor.

Bu şekilde akıl verenlerin, misal olarak da kendi evliliklerini gösterdiklerini görüyoruz..

“Biz evlenirken evimizde bir küçük tüp vardı, bir de çek yat, inanır mısın? Hepsini zamanla yaptık…”

E, tamam öyle de…

Şimdi, başka bir zamandayız.

Bundan yetmiş yıl evvel, benzine gelen zamlar toplumun kahir ekseriyetini “doğrudan” etkilemiyordu.

Şimdi…

Her 5 aileden 4’ünün şöyle veya böyle otomobili var, benzine, mazot, otogaza zam üstüne zam gelince, hemen herkes feryat ediyor.

Gece yarısı zam yapılacağı duyurulduğunda akaryakıt istasyonlarında uzun kuyruklar oluşuyor.

Yani, eski çamlar bardak oldu.

Ne biz eski biziz, ne de eski gençlik şimdiki gençliğimiz.

Üstelik, eski vakitlerin güzellikleri azalıyor ama kötü işleri devam ediyor ne yazık ki…

“El alem ne der” baskısı, aynen devam!

Çok çirkin bir lâf var;

“Ne yani kızımız dul gibi mi gitsin!”

Berbat, neresinden baksan!..

*

Yüksek enflasyon ortamında birileri daha da zenginleşir, birilerinin çakılışı hızlanır.

İyice zenginleşenler, yuva kurma arzusundaki gençlerin evlenememelerinden dolayı ne denli rahatsız olurlar bilemiyorum.

Bence olsalar çok iyi olur.

Birkaç kere buradan dikkat çekmiştim;

Aile Bakanı Derya Yanık, son vakitlerde sıkça “Nüfusumuz kıta Avrupası’ndan bile 4-5 kat hızlı yaşlanıyor!” diyerek ikaz ediyor bütün toplumu,

Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir vakitler sık sık dile getirdiği “En az 3 çocuk” çağrısına da atıfta bulunarak.

Biz yıllar yılı genç nüfusumuzla övündük… Birilerinin ülkemizi yaşlandırmak için “nüfus plânlaması” adı altında sinsi çalışmalar yaptıklarını…

En büyük gücümüzü, genç ve dinamik insan kaynağımızı elimizden almayı hedeflediklerini söyledik.

Şimdi…

Süresiz nafakadan maddi zorluklara kadar bir dizi olumsuz etken, evliliklerin azalmasına sebebiyet veriyor.

Aile başına çocuk sayısı gittikçe azalıyor.

Boşanmalar hızla artıyor.

Ve Sayın Aile Bakanı’nın da ifade ettiği gibi “Nüfusumuz Kıta Avrupası’ndan bile 4-5 kat hızlı yaşlanıyor!”

Bu durumun, zenginleştikçe zenginleşenlere etkisi ne olur?

Bu soruya “vatanseverlik” dozuna göre cevap verilecektir.

Toplumun hızla yaşlanması, düpedüz “beka meselesi” olduğundan…

Vatanını çok seven, ne kadar zenginleşirse zenginleşsin, “Eyvahlar olsun!” diyecektir…

Zenginleştikçe zenginleşenler içinde, “Amaaan, sen de… Bize her yer Şanzelize” noktasına gelmiş olanlar da vardır mutlaka.

Her toplumda olur!..

*

Yazıyı bitiriyorum, sabırsızlanmayınız lütfen.

Bugün bir televizyon kanalında “pembe” bir haber gördüm.

Evlenecek gençlere bankalar üzerinden destek veriliyormuş!

Bankalar, bu ekonomik sıkıntı sürecinde de, kârlılıklarını feci halde katlayan faiz müesseseleri.

Her dönemin en çok kazananları!

Ülke ve ülkenin “dar gelirli” vatan evlâdı sıkıntıya girdikçe, bu faiz müesseseleri zenginleşiyor yani…

Devlet’in rakamları bunu gösteriyor!

Faizci..

Parayı aldığından çok daha fazla maliyetle satacak ki…

Kazansın ve rekor üstüne rekor kırsın.

Farz, vacip, sünnet hükümlerinde olan “Evlilik” gibi hayırlı bir işe; bankayı, faizi bulaştırırsan her bakımdan zarar edersin.

Batarsın, dünyanı da ahretini de batırırsın, Allah muhafaza!

*

Akıl veren çok, para veren yok.

Varsın akıl verenlerden biri de bu kardeşiniz olsun.

Ey Anne ve Babalar!

Ey Kız Evlât Anne ve Babaları!

Lütfen, şartları daha da zorlaştırmayınız.

Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız!

Sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz!..

Çocuklarınız, “El âlem” ile evlenmeyecek, birbirleriyle evlenecek!..

Her bir şey, az ve öz olsun.

Sözler, hep güzel söz olsun.

Nikâhlar, hayırlı ve bereketli olsun.

*

Giderek dikleşirken hayat yokuşu…

Dert mi yâni, ne dermiş filanca komşu!..