Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
34.68
Gram Altın
2397.70
BIST 100
10273.11
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Ekim 2022

Evlenmeler geciktikçe kanser oranları artıyor!

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın raporu, Dünya’da her 5 kişiden birinin hayatının bir yerinde kansere yakalandığına işaret ediyor.

“Meme Kanseri Farkındalık Ayı/1-31 Ekim” notu düşünce önüme, şöyle bir baktım…

Her 8 kadından biri hayatının bir safhasında bu hastalığa yakalanıyormuş!..

Beşte bir, sekizde bir, çok büyük oranlar.

Rabbim, bizi etrafımızdaki ağır hastalıklarla, bilhassa da kanserle imtihan etti, ediyor şükür.

Merhum Babam kansere yakalandığında, “çok küçük bir ihtimalin gelip bizi bulduğunu” düşünmüştüm.

Öyle değilmiş…

Epeyce yaygınmış kanser vakaları, başa gelmeyince “uzaktaymış” gibi geliyor sıkıntılar.

Merhum Babam’ın vefatının üzerinden 35 yıl geçti.

Çalışmalar bu süre zarfında kansere yakalananların oranının çok arttığını gösteriyor.

Bu durumun sebeplerinden biri, sağlık hizmetlerine erişim imkânlarının ve teknolojinin hızla gelişmesinden dolayı birçok vakanın teşhis edilebilmesi olabilir.

Lâkin ortada, bununla açıklanamayacak kadar büyük bir “patlama” durumu var.

Görüştüğüm onkoloji uzmanları, meme kanseri için “Grip gibi bir şey oldu, o kadar yaygın!” diyorlar.

Algıda seçicilik işte…

Bu konu üzerine bir yazı kaleme almayı düşünürken, NTV’de bir alt yazı gördüm:

“Meme kanseri vakaları neden arttı?”

*

Sunucu Melda Yücel’in sorusuna şöyle cevap veriyor Prof.Dr. Osman Müftüoğlu:

“Bunun çok sebebi var.

Birincisini söyleyeyim size:

Evlenme yaşı uzadı kadınların.

Kadınlar eskiden 18, 20, 24 evlenirlerdi.

Şimdi, 30 yaşından önce pek evlenmiyorlar.

Evlenme yaşı geciktikçe memelerin östrojen hormonu ile karşılaşma ihtimali artıyor.

Nedeni şu:

Memenin zaman zaman dinlenmesi lâzım, östrojen hücumuna karşı.

Bunun da yolu hamile kalması kadının.

Kadın hamile kalınca 9 ay boyunca östrojen faaliyeti yok.

Dolayısı ile meme östrojen hücumundan uzak duruyor.

Bir de üstelik, lütfeder, 2 yıl-3 yıl… -Gerçi 3 yıl artık kalmadı, birbuçuk iki yıl bile yeter- emzirirse o dönemde de östrojen faaliyeti yok.

Kadınlarımız artık doğurmuyorlar.

Dört çocuk, beş çocuk doğuran bir kadın, bir yıl hamilelik deyin, bir yıl da emzirme deyin, neredeyse ömrünün 15 yılını, doğurganlık çağındaki 15 yılını, östrojenden uzak geçiriyor.

Az doğuran, geç doğuran, geç evlenip geç doğuran,

doğum kontrol hapı kullanan (östrojen var içinde),

menopoza girmiş, hâlâ östrojen desteği kullanmakta ısrar eden kadınlar meme kanserine daha çok aday.

Bunun dışında, bir takım yanlışlarımızın, örneğin alüminyum içeren bu koltuk altı deodorantları, başka toksik maddeler, bunların da etkisi var.

Kadınlar arasında alkol kullanımı ciddi biçimde arttı Melda Hanım,

Alkol meme kanserini hazırlayan, kolaylaştıran, sağlığa zararlı ama kanser yaptığı için çok daha önemli…

(Alkol) gırtlak kanseri yapıyor, mide kanseri yapıyor, karaciğer kanseri yapıyor, tamam ama, meme kanseri ile de alkol birebir bağlantılı.”

Evet, okudunuz Prof.Dr. Osman Müftüoğlu’nun söylediklerini…

*

Evliliği geciktirme.

Mümkün olduğunca çok çocuk sahibi ol.

Kimyasallardan uzak dur.

İçkiden uzak dur.

*

Tavsiyeler böyle.

Birileri, “Ne yani, bu tavsiyelere uymayanlar kanser oluyor da, uyanlar olmuyor mu?” diyebilir.

Misali tekrar edelim bunlar için:

Trafikte aşırı sürat yapmamak, hatalı solamamak tavsiye edilir.

Elbette, aşırı sürat ve hatalı sollama yapmayanlar arasından da kaza yapanlar çıkar ama kazaların büyük bölümünün sebebi bunlardır.

Aşırı sürat ve hatalı sollama yapmayanlar da kaza yapıyor diye, arabayı süratli mi kullanalım…

Hatalı sollamalar mı yapalım?”

****

CAMİ HOCASI SÖYLEYİNCE HADİSE ÇIKIYOR!

Prof.Dr.Osman Müftüoğlu’nun tavsiyelerine yer verdik ya…

-Evliliği geciktirme…

-Mümkün olduğunca çok çocuk sahibi ol.

-Kimyasallardan uzak dur.

-İçkiden uzak dur.

“Cami Hocaları”, İslâm’ın “erken evlenip mümkün olduğunca çok çocuk yapmaya” dair tavsiyelerini dile getirdiklerinde, “feminist grupların” hedefi haline geliyorlar.

Kadın programlarında “geç evlenmek ve az çocuk sahibi olmak” tavsiye ediliyor insanımıza.

Koltuk altı kimyasallar, reklâm pazarının önemli unsurlarından, kullanımın iyice yaygınlaşması için kimlere kimlere rol veriliyor malûm…

E,alkol” derseniz…

Zararlarını hatırlatanlar tepki çekiyor.

Ne alâkası varsa, alkolün zararlarını anlatan aslında “lâikliği” hedef almış oluyormuş!

*

Bırakalım şunu bunu da…

Gerçek neyse ona gelelim:

Rabbim neyi emretmişse güzel ve yararlıdır, neyi yasaklamışsa çirkin ve zararlıdır.

***

EVLİLİKLERİ TEŞVİK?..

Birçok yazımızda evliliklerin azaldığına, boşanmaların arttığına, evlenenlerin de artık bir-en fazla iki- çocukla iktifa ettiklerine dikkat çekiyoruz…

Nüfusumuzun hızla yaşlanmasının “çok büyük bir tehdit ” olduğuna da vurgu yapıyoruz malûm.

İşte bu yazıda da evliliklerin gecikmesiyle, kanser vakalarının artması arasındaki ilişkiye dikkat çekiliyor.

Prof.Dr. Osman Müftüoğlu’nun tespit ve tavsiyelerini okudunuz yukarıda.

Evlenmeleri teşvik etmek şart ama nasıl?

Birçokları evlenmek istemiyor.

“Süresiz nafaka” meselesi, birçok gencimizi evlenmekten vazgeçiriyor.

İnsanlarımız birbirlerine ya güvenmiyor ya da çok az güveniyor günümüzde.

Güven bunalımı, insanlığı bunalımlara sürüklüyor.

Ayrıca maddi sıkıntılar ve bazı ailelerin bitmez tükenmez “gösteriş” merakları da evlenmeleri frenliyor.

Ev kiraları, eşya fiyatları malûm, düğün salonu vesaire “istekleri”, hatta “dayatmaları” malûm…

Bu evlenememe sıkıntısı, çocuk sayısının hızla azalması başımıza büyük işler açabilir Allah korusun.

Gençlerimizi evlenmeye teşvik etsek…

Yollarını tıkamasak, diyorum.