Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.30
Gram Altın
2980.86
BIST 100
9657.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Ağustos 2019

Evlenelim, evlendirelim!..

Son zamanlarda “Evlenme yaşı gittikçe artıyor, insanımız evlenmeye sıcak bakmıyor” yollu haberlere sıkça rastlıyoruz.

Meselelere “Din ayrı, dünya ayrı. Yaratan gökleri yönetsin biz yerleri!” çerçevesinden bakan kanallar bunu “iyi bir şey” olarak sunuyorlar.

Bunlardan biri son derece “çağdaş” görünümlü birilerinin “Evlenip de başıma dert mi alacam… Çamaşırıyla uğraş, ütüsüyle uğraş, yemeğiyle uğraş, bebek ağlamasıyla uğraş” yollu mesajlarını seçmiş…

Ekonomik koşulların gittikçe zorlaştığından bahis de ikinci plânda…

Dünyaya bir miktar “muhafazaKÂR” gözlükle bakan kimi kanallarda ise eleştirel bakış açısıyla veriliyor, “evlenmeme” isteği ya da “evlenmekten kaçışlar.”

“Ailenin önemi”ne vurgu yapılıyor biraz biraz, bir yerlerden çekinircesine!..

Din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılamayacağını, Din’in kainatın her zerresine ve vaktin her anına hükmettiğini vurgulayan “laiklik karşıtı” kanallar ise, ailenin hedefe yerleştirildiğini savunuyorlar.

Bir oyuna dikkat çekiyorlar…

Dış destekli İstanbul Sözleşmesi ve buna “paralel” 6284 Sayılı Kanuna...

“Örtülü ve örtüsüz feministlerin” ortak ve organize faaliyetlerine işaret ediyorlar...

Ailemizin, -hem de böyle bir dönemde- yıpratıldığını, çökertildiğini…

“Gayri Ahlâki” oluşumların hiç olmadığı kadar etkinlik kazandığını…

“Aileyi Muhafaza” bağlamındaki Anayasal görevlerin tam olarak yerine getirilmediğini…

Bir çok “Kurum”un, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” gibi uygulamalarla, ailemizi, erkek ve kadın arasındaki tabii dengeleri alt üst ettiğini belirtiyor…

“Aile’nin ve dolayısıyla da ülkenin batışa sürüklenmek istendiğini” vurguluyorlar…

Bu son gruptaki söylemin vatandaşta karşılık bulduğunu, özellikle İktidar Partisi’ne oy vermiş ve oy vermekte olanları derinden etkilediğini net bir şekilde görebiliyoruz.

“Otobüsün duvara doğru hızla ilerlediğini” görmemesi mümkün olmayan “en üst düzey yöneticilerin” ilgisiz tavırlarının sebeplerine dair soruların ardı arkası kesilmiyor.

Çok net…

Evet, hanımefendiler 25’inden evvel evlenmeme kararlılığında çoğunlukla, beyefendiler ise 30’undan evvel.

Artık 30’una geldiği halde evlenmemiş olanlara “geç kalmış” gözüyle bakılmıyor.

Etrafımızda 30 yaşını hayli aştığı halde hiç evlenmemiş nice hanımefendi görüyoruz…

Böyle olunca da, ilk defa dede ya da nine olma yaşı “60”a dayanıyor…

Çok geç, çok!..

Evlenmek istemiyorlar, evet!..

“Tercih meselesidir, size ne!” denebilir ama öyle şartlar ve öyle ortam oluşturulur ki çoğu vakit…

Biz, bizim zararımıza olan bir “fikri” ya da “tavrı” benimseriz!..

“Rıza Üretimi” diyorlar buna…

Boğazına geçecek ipi bir güzel yağlatırlar sana!..

“Evlilik karşıtlığı” sosyal medya üzerinden ve yanlış politikalardan güç alarak derinlik kazanıyor:

“Evlenmek köleliktir, bekârlık ise sultanlık!”

“Süresiz Nafaka” gibi gayri hukuki, gayri insani uygulamalar, evlenmeme arzusunu veya evlenme korkusunu pekiştiriyor.

Bazı kanallardaki “feminist şov”lar, evliliğin ne kadar “tehlikeli bir şey” olduğu yönünde ince telkinlerde bulunuyor.

“Kadın ne derse doğrudur!” yaklaşımı birçok erkeğin evlilik fikrine soğuk bakmasına yol açıyor.

“En az üç çocuk” söylemi artık pek gündemde değil.

Çocuk külfet olarak görülüyor ve “süs köpeği” dolaştıranların sayısı hızla artıyor!..

Bunların “güvenliğimizi tehdit” boyutlarını bilirsiniz.

“Aile meselesi”nin önemini benden çok daha iyi bilirsiniz…

Efendim;

Çok yazdık çok çizdik.

Anlaşılan öyle büyük engeller var ki, öylesine zor mesele ki bu…

“İktidar” bir türlü gerekli adımları atamıyor!

Adımız hıdır, elimizden gelen budur:

Biri tavsiyemiz olsun:

Ey anne ve babalar;

“Allah aşkına, evlilikleri zorlaştırmayın.

Lüks düğündü, takı üstüne takıydı, şuydu buydu, gençlerin işlerini daha da güç hale getirmeyin.

Evlendikten sonra, evlilik masraflarının borçlarını ödemeye çalışan nice genç görüyorum.

Bankalara borçlananları görüyorum, faizle dünya evine!

Yazıktır, günahtır!

Gençlerimize kıymayın!..

Kızlarınıza oğullarınıza verilen kıymeti, evlilik sürecindeki harcamaların miktarıyla ölçmeyin!..

‘El-âlem ne der!’ baskısından kurtulun.

Ve ey zenginler…

Özellikle de,

“MuhafakaKÂR zenginler!”

Lükse, şatafata savurduklarınızdan bir miktarını da gençlerin “vaktinde” evlenebilmelerine katkı sağlamak için kullanın.

Yuva yıkıcıların gittikçe etkinlik kazandığı ve “her tarafı” (evet, evet her tarafı) kuşattığı bu süreçte, yuva kuranlardan olun.

“Sivil tavır” olsun bu, dipten dibe gelişen!..

Kim dinlerse dediğimizi!..