Evlat! Ben sana yürümeyi öğrettim, Her adımda benden uzaklaştın
Günümüzde anne ve
babalar için çocuk yetiştirme süreci geçmişe göre çok daha önemli bir hale
geldi. Teknolojinin etkisi ve buna ek olarak gelişimsel sorunların artması, anne
ve babanın çocuk yetiştirme sürecindeki görev ve sorumluluklarını da fazlasıyla
artırdı. Anne ve babaların çocukların fiziksel büyümelerinde olduğu gibi
zihinsel olgunlaşma süreçlerinde de bilinçli bir şekilde onları desteklemeleri
ve yol göstermeleri gerekmektedir.
Anne ve babaların çocukları üzerinde
gereğinden fazla korumacı davranmaları ve onlardan yüksek bir akademik başarı
istemeleri, çocukların çoğu gelişim özelliğine zarar vermektedir. Anne ve
babadan gelen bu talepler genelde kendileri için hayal ettikleri toplumsal
saygınlığı ve maddi kazanımları yüksek bir hayatı, çocuklarının yaşamalarını
istemelerinden kaynaklanmaktadır. Bunun içinde çocuklarına, küçük yaşlardan
itibaren büyük sorumluluklar yüklerler. Katı kurallı ve başkası tarafından
şekillendirilen bir hayatı yaşayan çocuk da hiçbir zaman kendi olamaz.
Çocukların hayatına, gelişim
özellikleri düşünülmeden anne ve baba tarafından yapılan sert müdahaleler
onları zihinsel bir çıkmaza sürüklemektedir. Bu müdahalelere karşı çocuğun bireyselleşme
çabalarının da anne ve baba tarafından sert bir şekilde durdurulmasıyla çocuğun
bireyselleşme çabaları söner. Bireyselleşme çabaları sönen çocukta zamanla özgüven
sorunları ortaya çıkar. Özgüven sorunları da çocuğun karar verme süreçlerini olumsuz
etkiler. Karar verme süreçlerinde yaşadığı belirsizlik de akran grupları
arasından dışlanmasına neden olur. Çocuk yaşta yaşanılan bu dışlanma, çocuğun topluma
uyumunu da zor bir hale getirir. Topluma uyumu zorlaşan çocuk belli bir süre
sonra tüm sosyal ilişkilerini askıya alarak zihninde kurduğu hayal dünyasında yaşamaya
başlar. Hayal dünyasıyla birlikte çocuk giderek çevreden kendisini soyutlar ve
yalnızlaşır. Yalnızlaşmayla derslerden soğuyan çocuğun sorununu akademik bilgiyle
çözmeye çalışan anne ve baba da bu yalnızlaşmanın daha fazla olmasını sağlar. Karne dönemlerinde anne ve baba tarafından yapılan
akran kıyaslamalarıda zaten yalnızlaşan çocuğu içinden çıkamayacağı karmaşık bir
labirentin içine doğru sürükler. Çocuk, isteği
dışında gelişim sorunları ve yalnızlaşmasına ek olarak birde anne ve babası
tarafından çevresinde inşa edilmeye çalışılan akademik bir rekabetin içerisinde
kendisini bulur.
Tüm bunların üstüne gelişimsel
sorunların kaynağı bulunmadan akademik başarının artması için çocuğun hareket
alanının kısıtlanması da yapılan büyük hatalardandır. Çocuk bu kısıtlamalarla
birlikte günlük fiziki ihtiyaçları dışında gelişimi için çok önemli olan hiçbir
hareket unsurunu gerçekleştiremez.
Öğrenmenin anne karnında yapılan ilk
hareketle başladığı düşünüldüğünde, çocuklarda hareket faaliyetlerini kısıtlamanın
onların öğrenme faaliyetlerine olumsuz bir etki yapacağı ortadaki gerçektir. Çocuklarda
etkili bir öğrenme sağlanması ve gelişim sorunlarının çözümünde hareket ihtiyaçlarının
karşılanması son derece önemlidir. Hareketin artması çocuklarda öğrenmeyi
kolaylaştırdığı gibi kalitesi ve kalıcılığını da artırır. Çocuklarda hareketin herhangi
bir spor branşıyla devam ettirilmesi de onlara disiplin, özgüven gibi önemli
kişisel özellikleri kazandırır. Sosyalleşmelerinin yanında akran grupları
arasında ön plana çıkma ve liderlik gibi özelliklerini de ortaya çıkarır. Sporla
birlikte topluma uyum hızlanır ve birey olma yolunda önemli adımlar atılır.
Çocuklarda hareket ihtiyacının
karşılanması akademik başarı da dâhil çoğu gelişimsel sorunun çözülmesine fayda
sağlayacaktır. Anne ve baba tarafından
çocuk yetiştirme süreci değişmez katı kurallara göre değil, çocukların gelişim
özelliklerine uygun ve onların bireyselleşme çabalarına fırsat verecek şekilde düzenlenmelidir.
Çocuğun ihtiyacı olan hareket
faaliyetlerine günlük yaşamında fazlaca yer verilmeli, hareket etme çabaları da
yeteneğine uygun bir spor branşıyla devam ettirilmelidir. Hareketsiz çocuk
yetiştirme de başarı sağlanamayacağı bilinmeli ve özellikle çocuklar için hareketin
önemi unutulmamalıdır.
Başkasının değil de kendi hayatını oluşturabilmesi
için çocuklarınızı desteklemeniz ve gelişim özelliklerine zarar vermeden onları
iyi yönlendirmeniz gerekmektedir.