Evladı Kerbelayime, b\u00ea gunayime, Ayıvo zulimo, Cinayeto
İttihat ve Terakki'nin bu ülkeye uğrattığı zarar ziyanlardan hangisini sayalım? İşledikleri günahları saymakla bitiremiyoruz. Cumhuriyet tarihinin en trajik hadiselerinden biri olan Dersim katliamı bunlardan sadece bir tanesidir. Yeni bir ulus yaratacağız diye ülkede canını yakmadıkları mazlum kalmadı. Resmi ideolojiye mesafeli olan hemen herkes bunu çok pahalıya ödedi. Çünkü onlara göre insan demek Türk demek anlamına geliyordu. Rejimi içselleştirmiş, laik bir Türk değilsen vay haline! Ulus devlet projesini hayata geçirmek için Dersimde Alevilere, Ağrı'da Kürtlere, Menemende de dindarlara gözdağı verildi. Dersim ise tam bir felaket. Dersim katliamından sonra ele geçirilen birtakım hayvanlar kayıtlara "ganimet olarak "geçiriliyor, düşünebiliyor musunuz?
Şark Islahat Planlarıyla, yasaklarla, darağaçlarıyla kısacası tek parti marifetiyle çok ciddi bir Türkleştirme operasyonlarına tabi tutuluyor insanlar. "Ne Mutlu Türküm" denilerek insana dair ne varsa baskılarla, dayatmalarla, tehditlerle, kıyımlarla yok edilmeye başlanıyor. Daha düne kadar laiklik elden gidiyor, şeriat geliyor, vatan bölünüyor gibi suni korkular üreterek alanlarını genişletmek ve daha fazla güç elde etmek için çabalıyorlardı. Hala öyleler. Bu tür korkularla bir imparatorluk inşa edeceğini düşünen az insan yok memlekette! Neticede ulus devlet tutmadı. Ülkeyi dikensiz gül bahçesine çevirmek istiyorlardı. Olmadı. Bu kadar kanın aktığı, mazlumun ahının alındığı bir toprak parçası üzerinde ebediyen rahat yüzü göreceklerini sanıyorlardı. O da olmadı. Şimdi hesaplaşma, yüzleşme vakti.
*
"Dersim, Cumhuriyet hükümeti için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kesin bir ameliye yapmak ve elim ihtimalleri önlemek, memleket selameti bakımından mutlaka lazımdır" denildikten sonra "insanları fareler gibi öldürdük" dedikleri çok trajik bir katliam yaşanıyor. Dersim Harekatında kendisine görev verilen askerlerden biri olan Albay Hulusi Yahyagil, Dersim harekatı ile ilgili olarak; '1938'de bizi Dersim isyanını önlemeye ve bastırmaya memur etmişlerdi. Bize verilen emir ise tek kelime idi:'İmha!' Canlı bir şey bırakmayınız, genç-ihtiyar, çocuk-kadın ve saireu2026İnkarı mümkün olmayan bir katliamdan bahsediyoruz sevgili dostlar... Dönemin CHP hükümetinin yaptığı bir katliamdan...
Çayan Demirel'in hazırladığı bir belgesel var. Ağlayarak izlediğim bir belgeseldir bu. Röportajın daha en başında, yaşlı amca konuşmaların kayıt altında tutulmasını istemiyor. Bir süre sonra "tamam kapattık, şimdi konuşabilirsin" denildikten sonra amca ilk söz olarak "Şimdi bu Kemal Paşau2026" der demez, kameranın açık olduğunu anlıyor ve kamerana "Ama kapat ha!! diyerek kızıyor. Yıllar önce oluşan korkunun, acının bariz bir yansıması bu. Belgeselde anlatılan acıların ise tarifi yok.
Kimsesiz kaldım, kimse yok. Derdime yanan yok. Rica ederim, halk halka ağlasın. Kim ağlasın, Biz de halkız Biz de kardaşız."diyor bir teyze. Gavur bile halimize ağlardı. "Gavur, gavur" diyerek inliyor bir diğer tanık. En trajik olanı da kadınınbirinin beş yaşındaki çocuğunu askerlerin peşinden gelmemesi için suya atıp kendi elleriyle bastırıp boğması. Şimdilerde bazı siyasetçilerin inkar, bazıların da hak ettiler dediği bir katliamdan bahsediyoruz.
Bakınız bu öyle bir zihniyet ki bırakınız özrü, yıllar sonra demokratik açılımla ilgili olarak söz alan CHP'li bir vekil çıkıp, "Dersim gibi yapalım"diyebildi. Biliyorsunuz Dersim için ilk özür Tayyip Erdoğan'dan gelmişti. Başbakan Davutoğlu'da "Dersim modern bir Kerbala'ydı"diyerek Dersim'den bir kez daha özür dilendi. CHP'li Tanrıkulubir TV programında Dersim katliamı için özür dilemeye kalkınca olan oldu. Yemediği hakaret kalmadı. MHP ve CHP'nin Dersim özrü rahatsızlığı ise hala devam ediyor. Sanki Seyid Rıza gibi asil bir insanın CHP ve MHP'nin özrüne ihtiyacı varmış gibi!Tarihte kaç asil insan vardır ki ölüm anında cesaretle zalimlerin hilelerini, zulümlerini yüzlerine haykırabilsin. Seyid Rıza ne otoriteye boyun eğdi, ne onlardan af diledi ne de en ufak bir yılgınlık gösterdi. Sehpasına tekmeyi kendi vurdu. Dersim diliyle, Evladı Kerbelayime, bu00ea gunayime, Ayıvo zulimo, Cinayeto (Evladı Kerbelayık. Bihatayık. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir..)Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim bu bana dert oldu ama ben de sizin önünüzde eğilmedim bu da size dert olsun" diyerek onların hevesini kursağında bıraktı. Bu asil, kıymetli insanın önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum. Çok şükür Allah bize öyle bir dönem nasip etti ki bu elim hadiselerle yüzleşebiliyoruz.
Evet, ne pahasına olursa olsun, geçmişin tüm yaralarını saracağız. Herkesin hak ve hukukunun tesis edildiği bir ülke inşa edeceğiz. Birini kayırıp diğerini harcamadan, herkesin kendini özgür hissedebileceği yeni bir demokratikleşme hamlesi başlatarak. Dönemin faşist idaresi bölgenin insanlarını tarihlerinden de uzaklaştırmak için Dersim'i ismini bile Tunceli olarak değiştirmişti. Büyük acılar yaşandı. Binlerce kez özür de dilense (ki bunu bile yapmıyorlar) o dönemi yaşayan insanların acılarını dindirmeyecektir. Ama emin olun öldürülen çocukların ahı bu dönemin zalimlerini de rahat bırakmayacak. Çok şükür ülkemizde her devrin mazlumlarına sahip çıkan vicdanlı insanlar var. İttihat ve Terakki zihniyetinin bu ülkeye uğrattığı zarar ziyanın telafisi işte bu insanların eliyle olacaktır. Son olarak buradan Sayın Davutoğlu'na bir cümleyle seslenmek istiyorum. Sayın Başbakanım Dersim operasyonuna gönüllü katılan Sabiha Gökçen'in isminin bugün bir havalimanına verilmesi hem çok üzücüdür hem de kışkırtıcıdır. Sabiha Gökçen ismini lütfen kaldırın.
twitter.com/sivildemokrat