Dolar (USD)
34.03
Euro (EUR)
37.93
Gram Altın
2817.79
BIST 100
9758.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Eylül 2024

Evimizin yetimleri

“Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki: Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışıp birlikte yaşarsanız sakıncası yok. Onlar da sizin kardeşlerinizdir. Allah bozguncuyu yapıcı olandan ayırır. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Bakara- 220)

Filistin konusu, halkımızın gönlünde yıllardır derin bir yara olarak yer almıştır. İsrail'in Gazzelilere uyguladığı zulüm, bu yaranın her geçen gün daha da kanamasına sebep olmaktadır. Ülkemizde, bu zulme karşı gösterilen duyarlılık ve yapılan yardımlar elbette çok kıymetlidir. Maddi yardımların yanı sıra, oradaki yaralı ve hasta kardeşlerimizin ülkemize getirilip tedavi edilmesi için büyük bir çaba sarf ediliyor. Bu yardımlar, insanlık adına atılan büyük adımlar olarak hanemize sevap olarak yazılıyor.

Bu süreçte, protestolarıyla Gazze meselesini gündemde tutan sivil toplum kurumlarımıza candan teşekkür ediyoruz. Ayrıca, protesto etkinliklerine katılarak İsrail zulmünü telin eden kardeşlerimize de minnettarlığımızı sunuyoruz. Bu tür hassasiyetler, milletimizin vicdanını ve insanlık onurunu korumadaki kararlılığını bir kez daha göstermiştir.

Ancak, burada durup bir nefes almak ve kendi içimize bakmak da gerekiyor. Filistin için sokaklara dökülen, bağış kampanyalarına katılan, dualarını esirgemeyen insanlarımız, yanı başındaki yetimlerin ve yardıma muhtaçların halini ne kadar gözetiyor? Filistin davası bizim kırmızı çizgilerimizden biri olsa da kendi evimizin içindeki sorunları göz ardı edemeyiz.

Ülkemizdeki yetimler, belki de en az Filistinli kardeşlerimiz kadar ilgiye muhtaçlar. Onların başlarını okşamak, yalnız olmadıklarını hissettirmek hem insani hem de dini bir sorumluluk değil midir? Allah bize, “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa- 36) buyurarak bu konuda yol göstermiyor mu? Zenginlerimiz, varlıklı ailelerimiz, bu konuda daha hassas olmalı. Yakın çevrelerinden başlayarak, yardıma muhtaç çocuklara, yetimlere el uzatmak, onların yaralarını sarmak, en az Filistin’e yapılan yardımlar kadar önemlidir.

Bu noktada, duygularımızı harekete geçiren Filistin davasının, bizi kendi toplumumuzdaki yaraları da sarma konusunda motive etmesi gerektiğini unutmamalıyız. Duyarlı olmanın, başkasının acısını paylaşmanın, sadece sınır ötesi değil, yanı başımızdaki insanlarla da gerçekleşmesi gerektiğini bir kez daha hatırlayalım. Resulullah (S.A.V) bir hadis-i şerifinde, “Ben ve yetimi kollayıp gözetleyen kimse cennette şöyle beraberce bulunacağız” buyurmuş ve işaret parmağıyla orta parmağını biraz açarak işaret etmiştir.

Sevgi, merhamet ve yardımlaşma, kendi yetimlerimize de akmalı. İçimizdeki yetimlerin başlarını okşama vakti geldi, hatta geçiyor. Toplum olarak el ele verip, kendi yaralarımızı da sarmalıyız. Çünkü insanlık, sadece uzak diyarlardaki acılara duyarlılık göstermekle değil, en yakınımızdaki acıları da paylaşmakla anlam kazanır. Resulullah (S.A.V) şöyle buyuruyor: “Müslümanlar içinde en hayırlı ev; içinde yetime iyi davranılan evdir. Müslümanlar içinde en kötü ev de yetime kötü davranılan evdir.” (İbn-i Mâce, Edeb, 6)

Yetimlerimizin başını okşayalım, onları yalnız bırakmayalım, onlara sevgiyle yaklaşalım ki, insanlığımızın gereğini yerine getirmiş olalım.