Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.60
Gram Altın
2480.38
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Mart 2020

Evimiz Cennetimiz

Evin “farkına” varıldığı günleri yaşıyoruz. İhmal edilen, unutulan, hayatın yoğunluğu arasında sadece bir sığınak olarak görülen evler tekrar hayatımızda.

İroni falan yapmıyorum. Olan bu. Bir virüs geldi ve herkese bir evinin olduğunu hatırlattı. Çünkü şu bir gerçek ki bugünlerde en güvenilir mekânlar, evlerimiz.

Sistemli bir kuşatma devam ediyor. Tüm dünya coğrafyası çaresiz olsa da hepimizin içinde bir gizli ses çınlayıp duruyor; “Bütün bu olup bitenler birilerinin hesabı.”

Neden böyle düşünüyoruz peki? Bunca insanın ölümüne, hayatlarının alt üst olmasına kim razı olabilir ki... Bugüne kadar dünyanın başına sarılan felaketleri ve bunların arkasındaki gözünü hırs ve kapitalist savrulma bürümüş güçleri düşününce koronanın arkasından da birilerinin çıkıp; “Biz aşıyı bulduk.” diyerek siparişleri almasına şaşırmayacağız.

Gelelim bugüne ve Türkiye’ye. “Evde Kal Türkiye” diyor artık toplumun her kesimi. Yıllar önce yapılan nüfus sayımı için bile bir gün evde kalmaya katlanamayıp, “Çağ dışı uygulamalara son verin, bir gün boyunca evde ne yaparız?” diyenler de “Evde Kal Türkiye!” diyor. Çünkü dışarısı virüsle burun buruna gelmek için en uygun yerlere sahip.

Evde kalmak sadece kendini korumak anlamına gelmiyor. Dışarı çıkınca herkes birbiri için tehlike arz ediyor. Evde kalmak üzerine ruha hoş gelecek ne varsa yapmak gerek.

Evlerin ihmal edildiği zamanları yaşıyorduk. Ev halkının birbiriyle vakit geçiremediğinden yakınıp duruyorduk. Şimdi herkes evinde. İşin doğrusu, herkesin evinde olması gerekiyor. 65 yaş üstü için bir yasak geldi çünkü ne kadar tedbir alınırsa alınsın sokakların boş kalmadığı ve risk grubunda olan 65 yaş üstündeki vatandaşların dışarda olduğu gözlemlenince bir dizi önlemler almak gerekli oldu.

Yapılması gereken çok zor değil. Mecbur olmadıkça dışarı çıkılmayacak. İlla ki yasaklar getirmeye gerek yok. Birçok yer zaten kendiliğinden boşaltılmış hale geldi. Avmler tamamen bir sessizliğe büründü. Caddeler boş, mağazalar kapalı. Bunlar olması gerekenler.

Şimdi sırada, evde kalmak var. Cennetimiz olan evde. Bir şiirimde dediğim gibi; “ Evime çıkıyor her yok ne güzel bir cennete.” Evini cennet olarak görmek ve aile olmanın gereklerini yerine getirme zamanı.

Aynı odada bulunmak, birlikte kahvaltı yapmak, kitaplar okumak, oyunlar oynamak, ev halkı ile cemaatle namaz kılmak, ailecek yapılabilecek bütün etkinlikleri gün gün yapmak ve adı huzur olan ne varsa evin içinde yaşamak bize tekrar aile olma duygusunu yaşatacak.

Ev olmak diye bir deyim var bizde. Aile olmakla aynı anlama geliyor. Birlikte olmanın diğer bir adıdır bu. Zorunlu olmak, dışarısının saçtığı tehlikeyi bilerek yaşamak, haberlerde verilen istatistiklerle günü bitirmek gibi birçok sıkıntı hayatımızın içinde yer tutsa da önemli olan ruh dinginliği. Bunu da ancak biz evde sağlayabiliriz.

“Bana bir şey olmaz.” diyerek yiğitlik yapılacak zamanlarda değiliz. Bir virüs geldi ve adım adım bütün dünyayı esir almaya başladı. Görüyoruz ki bu işin şakası yok. Belki de dünya üzerinde bizim kadar korona ile alay eden, dalga geçen başka bir millet yok. Şiirler, besteler, oyun havaları derken korona bizde alaya alınmaya devam ediyor. Bunların amacı belki tehlikeyi yatıştırmaktır ama dışarı çıkmama konusu en ciddi tedbir olarak hâlâ ciddiyetini koruyor.

Evde olmaya devam edelim. Dışarı çıkmakta ısrar edilirse genel bir yasak gelecek ve bu kez daralan ruhlar iyice cendereye alınmış olacak. “Zorunlu haller”, önemli bir uyarı. Mesaisi devam edenlerin dışarıda olması kaçınılmaz bir sonuç. Bunun dışında sebepsiz yere dışarı çıkmak hiçbir bahaneye sığmaz.

Evimiz cennetimiz. Huzur evde, aile evde, herkes evde. Böyle böyle yeneceğiz virüsü. Nasıl ki temiz kalmayı en ince ayrıntısı ile öğreniyor herkes, evde kalmayı da öğrenecek. Çünkü dışarıdaki tehlike devam ediyor. Kurallara ne kadar çok uyulursa bu tehlike o kadar çabuk atlatılacak.

Son söz Behçet Necatigil’in Evin Halleri şiirinden:

“Evin -de hali, saadet,
Isınmak ocaktaki alevde
Sönmüş yıldızlara karşı
Işıklar varsa evde.”