Evet yetmez, daha güçlü evet
Sevgili dostlar son haftaya giriyoruz. Ortalık toz duman. Bulanık havayı seven aç kurtlar içerde ve dışarda mazlum avı peşinde. Mazlumun ahının tutmayacağına iman etmiş bu alçak güruha referandumda sadece EVET ile cevap vermek bu millete bu saatten sonra yakışmaz.
Daha gür ve daha yüksek perdeden EVET ile sandıkları patlattığımızda mazlum dünyayı sevindirirken, zalimlerin yeniden korkulu rüyası olabiliriz.
Makalelerimde sık bahsettiğim bir darbı meseli tekrarlamak istiyorum. Gavurdan dost olmaz. Bu kuralevrensel.Ne zaman dost olurlar? Kendilerinden olduklarına inanırlarsa ki, bununda yolu kraldan çok kralcı olmaktan geçer.Mariana çukuru gibi olmak gerekir ki Rabbim böyle bir zilletle imtihan etmesin. AMİN.
Çok şükür devletimiz emin ellerde. Eski çamlar çoktan bardak oldu.Eski Türkiye beklentisi de giderek hayal olma yolunda olunca kudurdukça kuduruyorlar. Bizler aklımızı başımıza aldıkça daha çok kuduracaklar.
İslam coğrafyasında bir türlü dindirilemeyen kanamaya bağlı, takatimiz epey kesildi. Ümmet eli kolu bağlı ama içindeki mazlumlarının duaları arşa, sahibine ulaştı ki, dün zalimin eli ile yerli zalime dur denildi. Amerika'nın durup dururken Suriye'ye attığı füzeleri başka nasılyorumlayabiliriz ki.
Bu duruma sevinme şansımız da yok. Atılan füzeler yine Müslüman kanı akıttı. Elimizle dilimizle yok edemediğimiz şerre kalbi buğzumuzda bir zaafımız olmasa bu durumlara düşmezdik zahir.
İki süper(!) güç danışıklı döğüşle bizim sabrımızı zorluyor. Dışarda konuşulanları iletişim sayesinde biliyoruz. OFF THE REKORD nelerin konuşulduğunu da Reisimizi iyi dinlersek aralara serpiştirilmiş kelimelerden anlarız.Akledenlerden olmayı becerebilirsek gören gözlerimiz, kötü niyetleri ve sonuçlarını da sarih olarak görüp ona göre yönünü tayin edebilir.
Yeter ki, duyguların ve nefsani şeytani dürtülerin esiri olmayalım. Hislerimiz ve zeka ürünü zaaflarımız bizi yanıltabilir. Şiddetle kalkıp zararla oturmak istemiyorsak bu dürtülerimizi akıl süzgecinden geçirerek terbiye edelim. Edemiyorsak akil insanlardan ve tarihi tekerrürlerden ders alalım.
Tarih hep tekerrür eder anlayana da rehberlik eder.Bugün yapılacak büyük İstanbul Yenikapı mitingi referandumun sonucunu bize verecek. Sonuç EVET inşallah.Ama nasıl EVET?
İçerdeki sorunlarımızı düşünerek şahsi nefsani ufuksuz cevap vermeyelim. Dostları sevindirirken düşmanlarımızı yerindirecek şekilde cevap verelim.
Resmin bütününe bakalım. Denizde boğulan mazluma, kıyıya vuran çocuğa, toprak altından cansız çıkarılan bebeğe, sokakta oynarken hissettiği elma kokusuna koşarken cansız yere yığılan miniklere ve gözümüzün içine bakarak bizi enayi zanneden müttefiklerimizin kalleşliklerine göre cevap verebilirsek,bu EVET gücünün ötesinde bir korku salacak düşman kalbine.
Ben bu EVETİ istiyorum dostlar. YaniGÜÇLÜ EVET.
Yoksa ümmetin bu ahı bizimde iflahımızı söker. Sudan bahanelerle basit hesaplar yaparak gereksiz detaylara sapıp ana yoldan çıkarsak yolumuzu kaybettiğimiz gibi bir daha toparlanma şansı da bulamayabiliriz.
İstanbul fatihi, fetih aşkı ile yanıp tutuştuğu günlerde,fethettiği toplumun ileri gelenleri meleklerin cinsiyetini tartışıyordu. Yani bu zamanda böyle bir düşüş abesle iştigal olur. Detaylara saparak enerjimiz tüketeceğimiz günlerde değiliz.
Son haftaya giriyoruz. Kırmadan dökmeden rencide etmeden ikna kabiliyetimizi iyi kullanarak neden EVET değil de GÜÇLÜ EVET denmesi gerektiğini anlatalım. Anlatalım ki, son pişmanlığın para etmediğini görüp ah vah demeyelim.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.