Evet Hayır Yarışı Olmasın
Halka gitmek ve çoğunluğun dediğine göre hareket etmek nedense ülkemizde pek mümkün olmuyor. Son yıllarda iş iyice zıvanadan çıkmış durumda. Eskiden bir adap, edep vardı. Ayıp diye bir kavramdan herkes çekinerek yediği herzeleri gizleme ihtiyacı hissederdi.
İçerde dışarda o kadar çok herze gözlerimizin içine baka baka yeniyor ki, şaşmamak hayrete düşmemek mümkün değil. Son elli yılı iyi kötü hatırlayan ve toplumun içinde olan bir kişi olarak gördüklerim duyduklarım ile küçük dilimi yutma korkusu içinde yaşamaya başladım.
İnancımızda orta yol yani sırat-ı müstakim şiddetle tavsiye edilmesine rağmen ifrat ve tefrit birçoğumuzu helaka götürmeye devam ediyor. Özellikle siyasette içimizdeki fitne canavarı farkında olmadan aklıselimimizle hareket etmemizi engelliyor.
Önümüzde yine bir sandık var. İyi ki var. Sandıkların olmadığı dönemi bizim nesil yaşadıkları ile çok iyi bilir. Sandıkların başına gelenleri yaşayarak görenlerdenim. Cunta anayasasının halkoyuna sunulduğu yıl doğuda bir ilçede hükumet tabibi olarak çalışıyordum. Çiçeği burnunda idealist bir hekim olarak hür irademle oyumu hayır olarak kullandığım için günlerce sorgulandığım hala taptaze hafızamda durur.
Rahmetli Mahir Kaynak doksanlı yıllarda bir seçim sonucu ile ilgili bizimle paylaştığı anekdotu hiç unutamam. Bir dostumuz hür irademle filan partiyi iktidar yaptık deyince itiraz edip yaptırıldı demişti. Yakın geçmiş tarihimiz milletimize hiç yakışmayan böyle kötü örneklerle dolu maalesef.
Bugünkü yaşanılan sancı aslında tam da bu. Dışardan müdahale ile katakullinin önü önemli ölçüde kesilince zinde güçler cıyaklıyor. Zinde güçlerin yerli işbirlikçileri ne yaparsa yapsın. Artık atı alan Üsküdar'ı çoktan geçti. Ne yapsanız ne etseniz boş artık.
Bu millet canını ortaya koydu. Bundan sonra sızlanmak ah vah etmek zinde güçlerden medet beklemek size ekmek kapısı olamaz. Hala vaktiniz var. Milletle barışmanın yollarını arayın. Sloganlar karın doyurmuyor.
Yarışa sloganla başlama hatasını yaparsanız evinizdeki bulgurdan da olabilirsiniz. Benden hatırlatması.
Yakın tarihimizde ne ucubeler yaşadık. 367 sabih faciasını unutmamız mümkün mü? Gezi olaylarının yeşili korumakla bir ilişkisi olabilir mi? Ya MİT krizi ,17-25 aralık ve en son da haziran 2015 seçimleri ve 15 temmuz .
Değerli dostlarım gün aklıselim ile hareket ederek üzerimizde dolaştırılan suni bulutları bertaraf etme günü. Yedi düvel ve köhne dünya zindeleri, maddi ve manevi olarak son vuruşlarını yapmaya hazırlanıyorlar. İşte nisan ayı başında yapılacak olan referandum, bu azgın güruha karşı 15 Temmuzdaki gibi dimdik durarak geçit vermeme kararımız olacak.
Dost düşman herkes bu kararlı duruşumuza şapka çıkartarak bu milletle artık savaşılmaz kararını verecekler. Ona göre hazırlık yapalım. Kavgaya gürültüye patırtıya hiç gerek yok. Var olma yok olma ikilemi içindeyiz. Var olacaksak da yok olacaksak da halkımız bu kararı versin.
Bu halk zor günlerde nedense hep doğru kararlar veriyor. Temmuz 2007 , kasım 2015 seçimleri , geriye doğru gidersek Rahmetli Özal ,Rahmetli Erbakan dönemleri..
Uzun sözün kısası, Zinde dünya için bu referandum önemli ancak İslam dünyası ve mazlumlar dünyasının ezik boynu bükük duadan başka bir gücü olmayan halkı için çok daha önemli. Selçuklu ve Osmanlı gibi parlayan yıldız olabilecek bir dönemin arifesindeyiz. Referandumda vereceğimiz oylar sadece bir evet-hayır yarışı olarak değerlendirilmesin. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.