'EVET' Hakimiyet Milletindir Demektir
'Sayılı gün çabuk geçer' kinaye, hayat akıp gidiyor ve hep bizim millete atfedilen 'geçmişi tez unutma' malülü durumumuza gözönüne alarak hatırlatmalara yermek iyi oluyor!
İnsanın en çok unutma sebebi yaşadığı kötü şeyleri unutmaktan ziyade yok etmek, hiç olmamış kabul etmek ve dahası ilerki adımında ayak bağı olmamasını istemekmiş.
Geçmişe dönük yaşamaktansa ileriye bakmak ise bir diğer 'sağlamcı' anlayıştır lakin bunların hepsi 'şekvacıların' arzu ve talebidir. Yani 'tuzu kuruların' bu işten memnun olduğu söylenemez.Çünkü isterlerki dün olduğu gibi bugün ve yarın da sultaları sürsün.
Başka bir aldatmaca da bahusus bizim coğrafyada sürekli devam eden hadiselerin birine dönüp bakana dek diğerlerinin üzerimizden geçmesi.
Paris'te bir saldırı olsa günlerce tasarruf edilmesi ve tarihe not düşülüp her zaman ihya edilip anılması, bizim diyarlarda 'vakai adiyeden' sayılıp bir yenisinin beklenmesi anlamına gelir maalesef!
Geçen Perşembe PKK terörüne karşı Diyarbakır'da devam eden harekatında son bir şehid daha verdik. Şükür, geldiğimiz noktada artık askerlerimiz ölümü bekleme yerine, terörü kökünden kazımak üzere can feda mücadale yürütüyor ve PKK belası tamamen bitme noktasına getirdi.
Ama geriye dönük bakınca, sadece yılın başı itibariyle yüzlerce cana mal olan saldırılara maruz kaldık. Öncesinde yine yollara, şehirlere tuzaklanan bombalarla canımız yanarken, daha gerisinde FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü nice masum vatanperveri İstiklal harbi cihetinde aldı aramızdan.
Daha öncesinde 'Hendek terörü' ve geriye doğru nice badireler bu ülkenin kaderi gösterildi.
Araya şöyle girip bir bağ atmalı. Amerika'dan sual ederler. Emsal verir işlerine geldimi yüceltir, olmadı burun kıvırır yahud yerin dibine sokarlar ya, malum Amerika son günlerde bayağı karışık.
Sayılı zaman hesabıyla, 2015 Temmuz'undan bu yana Trump gerçeğiyle yaşamaya başlayan Amerika'da evvela Cumhuriyetçi Parti'de başkan olan Trump 2016 Kasım'da Amerika Başkanı seçildi ve 2017 Ocak'ta vazifesine başladı ve de ilk günden bu tarafa tartışmaların ardı arkası kesilmediği gibi bu kadar insanların siyasete bulaşdığı başkaca Amerikan zamanı enderdir. Karşılıklı gösteri ve eylemler 'can alma' noktasına geldi.
Hep şöyle bir tezim vardır, 'eğer Amerika'da insanlar 'maddi refah' içinde olmasa bu halkı kimse bir arada tutamaz' diye!
Şimdi Türkiye ile Amerika mukayesesine getirirsek işi, elde olan budur! Türk milletinde bulunan yüksek ahlak ve fazilet tüm darbelere karşı onu ne kadar sağlam tutuyorsa Amerika gibi Batı medeniyetinin harcı da ancak ve ancak elinde bulunan ki, tamamı 'sömürü' kaynağı metadır.
Bazı 'safdillerin' demokrasi şeysi diye sunmaya, pazarlamaya çalıştığı ve Türkiye'yi aksine 'baskıcı' olarak gösterme gayreti, bu farkı hesaba katmamaktan dolayıdır.
Parmak kadar çocukların anlıyacağı dilden, 'zenginin uşağı oyuncağını zevk için bile kırsa telafisi vardır, babası gider de yepis yenisini, hatta alasını alır, ama sen oyuncağını kırma lüksüne sahip değilsindir!'
Öte yandan Amerikan Başkanlık sistemi için de yapılan menfi müsbet göndermeler, yine aynı ölçüler nazarında doğruyu yansıtmaz. 'Kuvvetler ayrılığı' aynı müreffeh hayatın paylaşımı yahud zıttı ile kaimdir.
Açıkca bize dayatılan ikiyüz yıllık sistemin hiçbir zaman halkımız ve milletimizle ilgisi olmadığı hakikatiyle bir daha 16 Nisan'ı değerlendirirsek, ancak bu kadar 'milli ve yerli' ve gerçekten 'halka dayanan' bir sistemin oylanacağını ve bunun ne kadar kıymettar olduğunu görürüz.
Nerdeyse tüm dünyanın EVET'e karşı olduğu noktada menfaatimizin istikameti de ayandır vesselam.
@yusufserce twitter.com/yusufserce
