'Evet' diyeceğiz ve bu işler toparlanacak İnşallah
Son birkaç yazıdır "ihmal ettiğimiz" alanlara dikkat çekmeye çalışıyorum.
Bugün de o hattan ilerleyeceğim:
"Siyasi İktidar"ın milletin eline geçmesi için on yıllarımızı verdik, çok uğraştık, çok yıprandık, "yorulduk" demeye utandık.
"Siyasal İktidar" yolunda Rahmetli Erbakan Hoca'mızın gösterdiği hedeflerden bazılarınahep birlikte ulaştık, şükür.
Bundan yirmi yıl evvel, Recep Tayyip Erdoğan gibi milletin doğrudan oylarıyla seçilen "Yerli ve Milli BirCumhurbaşkanı"mızın olacağını tahmin edebilir miydik?
"Onbir seçim üst üste ezici sandık zaferi"ninhayali bile güzeldi.
Yirmi yıl evvel, birçok alanda çok zayıftık.
Medyada da öyle:
O günlerde, yükü çeken bir, iki gazetemiz vardı, bir de televizyonumuz.
Rahmetli Erbakan Hocamız ile o günlerde İstanbul'da yıldızı iyice parlayan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın temsil ettiği ruhu boğmak için ellerinden geleni yapanların uhdesindeki her bir medya organı, bizimkilerin tamamını çiğnemeden yutacak kadar güçlüydü.
Doğan Grubu, çok büyük bir medya deviydi; Karamehmet'ler, Bilgin'ler, Uzan'lar vesaireu2026
Hepsi birer dev idi.
Topyekun saldırırlardı ve biz, "belediye otobüsüyle habere gitmek mecburiyetindeki" gazeteciler olarak direnmeye çalışırdık.
Bazı medya organlarımızda daha iyi imkanlar vardı ama, onlar bile "rakipler"le kıyaslandıklarında çok küçük sayılırlardı.
Durum böyleydi amau2026
Şartlar iyi değildi amau2026
Biz yine de direnirdik be!..
Hatta, çıldırtırdık adamları.
O şartlarda haberlerimizle, atanmış "iktidarların" en güçlü bürokratlarını devirirdik.
O günlerin cumhurbaşkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını küplere bindirirdik.
O günlerde biz Akit'teydik, Rahmetli Hasan Karakayaağabey ve başında bulunduğum "muhabir ekibi"yle adamları darmadağın ederdik.
Sürekli olarak hücum eder, adamlarını üzerimize salarlardı.
Bizler "Mukaddesat Düşmanları"nın haberlerini yapmak için nereye gitsek mutlaka saldırıya uğrardık.
Uğrardık, tedavimiz zamanın köhne hastanelerinde üstün körü yapılırdı ve biz, Allah'ın izniyle yine giderdik!..
Korkmazdık!..
SONRA, SONRAu2026
Ne mi oldu?..
Hem çok iyi şeyler oldu, hem de çok kötü.
Çok iyi şeyler oldu; millet, bağrından çıkarttıklarını iktidara getirdi.
Her seçimde tam destek verdi.
Türkiye hızla tırmanmaya başladı.
IMF diz çöktü, Avrupa titredi.
Bir Lider, "Dünya Beşten Büyüktür!" dedi.
"One Minute"!
Siyonizm'e "Dur!" dedi.
Sonrau2026
Sonrau2026
İmkanlar arttı.
Medya organlarımızın sayısı arttı.
Medyamızın gücü arttı.
Birçok iyi şey oldu uzatmayalım.
"Kötü" olan iseu2026
Sankiu2026
"Cenab-ı Allah'ı bize sunduğu imkanları hakkıyla değerlendiremedik" gibi bir his oluştu.
Şahsen bende, böyle bir his var.
İşte, "Eğitim ve Kültürde istenilen başarıyı" yakalayamadık ki, bizim en iddialı olmamız gereken alanlardı bunlar.
Birçok alanda yok gibiyiz.
İşte yazıyoruz son günlerde:
Türkiye Barolar Birliği'ni "Reis Ruhu" yönetmiyor.
Mühendis, mimar, eczacı, tabip odaları vesaire.
"Çevre" alanında faaliyet gösteren güçlü bir sivil toplum örgütümüz varsa da, kusuruma bakılmasın, ben bilmiyorum!
"Sanatçılarımız" var ama kıymetleri bilinmedi, bilinmiyor.
Usta sanatçılarımız, "etraflarındaki gençleri" yetiştirmek istiyor ama onlara da imkan verilmiyor!
İmkanlar Reis Düşmanı gezicilere sunuldu ziyadesiyle ve dahi sunulmakta.
Bitmez tükenmez aşağılık kompleksi, ezik ruh hali!..
Medya da öyle:
Pekçok cevval haberci kardeşim, çareyi "devlete sığınmakta" buldu.
Onlar şimdi devlet memuru!
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ GELSİN, ŞU İŞLER BİR TOPARLANSIN!
Türkiye ekonomisi bir şekilde toparlanır.
Stratejik konumdayız, iki kıta arasında köprüyüzu2026
Her yol bizden geçer.
Para bir şekilde gelir.
Yatırımı bir şekilde çekeriz.
Bundan şüphem yok.
Bunları yaparız dau2026
Acaba "Eğitim ve Kültür" alanlarında arzu ettiğimiz noktalara gelebilir miyiz?
Emin değilim!..
Cumhurbaşkanımız'ın"doğrudan ve tek başına" yönettiği modelde, öyle umarım ki, hızla mesafe alırız.
"Eğitim ve Kültür" hamleleriyle desteklenmeyen atılımlar, "Çocukların deniz kenarında yaptığı kumdan kalelere benzer!"
Çocuklar, büyük heveslerle çok güzel eserler yaparlar malu00fbm.
Yaparlar ve bir dalga gelir alır götürür hepsini!..
TÜRKİYE'NİN YERLİ VE MİLLİ SOSYAL MEDYA FENOMENLERİ KAHRAMANKAZAN'DA BULUŞUYOR!..
Bu alan da son derece önemli.
İşte bir "Referandum"a gidiyoruz.
Milyonlarca gencimiz ilk defa oy kullanacak.
Bu kardeşlerimizin ne kadarına 28 Şubat'ı anlatabildik, ne kadarına "ara dönemlerde" yaşanan rezaletleri anlatabildik ve ne kadarına 2000-2001 krizlerini anlatabildik?..
Büyük ihmallerimiz oldu çok büyük!..
Böyle olduğu için deu2026
Günümüzde, gençlerimizin tavırları büyük ölçüde sosyal medya etkisiyle şekilleniyor.
Sosyal medya çok kirli, sosyal medyada her gün milyonlarca suç işleniyor, sosyal medyada her gün nice itibar suikastı yapılıyor.
Sosyal medya, Reis'in el koymasıyla toparlanan Türkiye'yi yeniden dağıtmak için çok etkili bir araç olarak alabildiğine kullanılıyor.
Türkiye düşmanları, hainler, alçaklar sosyal medyadan feci halde yararlanıyor.
Vatansever kitleler ise maalesef, bunca imkana rağmen bu alanda da çok gerilerde.
"Siyasal İktidar"ve "Kültürel İktidar" farkına dikkat çekiyoruz yau2026
"Kültürel İktidar"ın çok mühim araçlarından biri haline gelen sosyal medya da, maalesef "ülke düşmanları" bizlerden çok daha etkin.
Bu gidişi değiştirmek mecburiyetindeyiz.
İşte bu yolda çok önemli bir adım:
Bir süredir, Kahramankazan Belediye Başkanı Sayın Lokman Ertürk ve etrafındaki sosyal medya ekibi tarafından yürütülen çalışmalar çok güzel bir noktaya geldi.
Etkin paylaşımları ile nice tezviratın önüne geçen Kahramankazan Sosyal Medya ve Basın Ekibi, bugün dev bir etkinlik düzenliyor.
Duyurusu şöyle:
"Türkiye'nin sosyal medyacıları, Kahraman Kazan'dan 'EVET' diyor!..
Milletvekili, gazeteci, üst düzey bürokrat ve sosyal medya fenomenleri bir araya gelecek ve hep birlikte 'EVET' diyecek!..
O gün kısmetse "sosyal medya"yı sallayacağız.
Bu buluşma, güzel gelişmelerin hızlanarak devam etmesini sağlayacak.
Biz de, çorbada tuzu bulunan kardeşlerinizden biri olarak, kısmetse bugün orada olacağız.
İstanbul'daki canlı yayından gece 2 uçağı ile Ankara'ya oradan da Kahramankazan'a ulaşmak ve sabah bu toplantıya gitmek..
Gözümde büyüyor, ne yalan söyleyeyim.
Yaniu2026
Aslında kardeşlerim, demek ki, ben de eski ben değilim.
Toparlanmamız lazım!..
18 Mart Zaferiu2026 15 TEMMUZ Zaferiu2026
Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde şehit ve gazilerimizi saygıyla, minnetle andık.
Allah hepsinden razı olsun.
Tarihimizdeki büyük zaferlerle elbette övünüyoruz.
Bunu yaparken de, "ince" noktaları gözden kaçırmıyoruz.
Bu ülke için seve seve ölüme gidenler var, bir de ülkeyi "Batı"ya satmak için fırsat kollayanlaru2026
Çanakkale Zaferi'ni "Biz" kazandık, çok büyük bir destan yazdık.
Sonrau2026
O fırsat kollayanlar, işi masa başında bitirdi!..
Koca ülkeyi tezgaha getirdi!..
Sonra neler neler oldu biliyorsunuz, "Batı" bütün istediklerini aldı hiç zorlanmadan.
Menderes'ler, Özal'lar, Erbakan'lar, Muhsin Başkan'lar,
Erdoğan'laru2026
Ülkemizi "Batı"dan geri almanın mücadelesini verdiler, veriyorlar uzun yıllardır!..
Şimdiu2026
Bu "veri" ışığında, "15 Temmuz Zaferi'mizin sonrasına da dikkat edelim!" diyorum.
"Zafer"in gururunu alıp "neticesini" başkalarına bırakmayalım!..
"İzm" saplantılı "batı uşakları"nı gözden uzak tutmayalım!..