Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Nisan 2017

'Evet' Dersen Türkiye Kazanır

Referandumda kritik eşiğe girdik, son 4 gün. Tünelin sonundaki ışık görünmeye başladı. Tarihin yeniden yazılacağı ve yeniden yapılacağı çok kritik ve riskli bir süreçten geçiyoruz. O yüzden acımasız ve kuralsız bir şekilde her taraftan saldırıyorlar. Hesaplaşma çok büyük. Sakın ha bunu basit bir anayasa değişikliğine ilişkin bir referandum olarak görmeyelim. Irak'taki, Suriye'deki, Filistin'deki bütün mazlum ve mağdurların gözü, yüreği ve umudu Türkiye'dedir. Türkiye ümmetin umududur ve son kalesidir. Bu kalede açılacak küçük bir gedik, emin olun büyük felaketler getirecektir. Özellikle son günlere girerken, devletimizle, milletimizle gevşemeden; temkinli, tedbirli ve teyakkuz halinde olmalıyız. Her türlü seçeneği, ihtimali, saldırıyı ve ihaneti nazara alarak gerekli tedbirleri almalıyız. Asla vazgeçmeyecekler. "Su uyur, düşman uyumaz." En uygun zamanda, en uygun gerekçelerle ve yeni müttefiklerle tekrardan şeytani bir planla saldırabilirler.

DİRİLİŞİMİZİ YIKMAYA, MORALİMİZİ BOZMAYA ÇALIŞIYORLAR.

16 Nisan referandumu ulusal bir mesele olmaktan ziyade, küresel güç mücadelesine sahne oluyor. Bütün Avrupa ülkeleri bu işe burnunu sokmuş, bütün şer ve terör örgütleri ile "Hayır" cephesinde buluşmuşlar, Türkiye'ye karşı Haçlı Savaşları benzeri saldırılar silsilesi başlatmışlar. AB ülkelerinin Türkiye'deki Anayasa Referandumuna müdahalesi demokrasi ve Avrupa'daki seçimlerin güvenirliğini tehdit edecek bir boyuta ulaştı. Tehditlerle, şantajlarla "Hayır" oyu verilmesi için baskı yapıyorlar. Ellerinden gelse İçteki vesayetçilerle beraber bizi ve 7 sülalemizi İzmir'den denize dökerler; taş üstüne taş, baş üstüne baş koymazlar. Neden bu dirilişimizi yıkmaya, moralimizi bozmaya çalışıyorlar? Onca seçim geçirdik, böyle saldırılar ve alçaklıklar yaşamadık, neden 16 Nisan? Korktukları nedir? Türkiye'de ve Ortadoğu'da istedikleri gibi at koşturup, yeni haritaları dayatıp, emperyalist ve sömürgeci emellerini rahatlıkla devreye koyamayacaklar da ondan.

PEKİ YA ERDOĞAN SONRASI NE OLACAK?

Bütün bu Haçlı saldırılarının yanında bir de asrın lideri Erdoğan'a, öncü kadrolarımıza muhalefet yapıyor gibi görünüp, aslında Türkiye'ye, Türkiye'nin ulusal çıkarlarına, bekasına körü körüne, düşman kuvveti gibi muhaliflik yapan, Erdoğan muhalifliği uğruna Türkiye'yi ateşe vermeye çalışan; yeter ki Erdoğan gitsin de varsın ülke bölünürse bölünsün, batarsa da batsın diyen, Haçlı ağzıyla konuşan, Haçlı azığıyla karnını doyuran "Hayırcı" bir muhalefet sorunuyla da cebelleşmekteyiz. "Hayır çıksın" demek, hali hazırdaki bu darbeci zihniyet ürünü, ucube ve bünyesinde geçmişte olduğu gibi büyük riskler ve krizler barındıran bu sistem devam etsin demektir. Belki bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onunla son derece uyumlu olan Başbakan Binali Yıldırım arasında sistem iyi yürüyor. Peki ya Erdoğan sonrası Türkiye'de, koalisyonlu yönetim krizleri tekrardan ortaya çıkarsa ne olacak? Bir daha 15 Temmuz gibi tarihi ihanetleri hangi güçlü lider bastıracak?

"16 NİSAN"ASRIN FIRSATI, TAM BAĞIMSIZLIĞIN TARİHİDİR

Türkiye yaklaşık yüzyıl önce kapatılan parantezi açmaya ve prangalarından kurtulmaya çalışıyor, ikinci bir kurtuluş harbi, istiklal ve istikbal mücadelesi veriyor. ABD'nin durakladığı, AB'nin yaşlılık ve yorgunlukla parçalanma, birbirleriyle savaşma devrine girdiği bir dönemde her bakımdan Türkiye zincirlerini kıracak, hem kendi geleceğini hem de bölgenin geleceğini yeniden inşa edebilecek, yeniden tarihi yazacaktır. "16 Nisan tarihi, yüzyılda bir gelecek fırsatın tarihidir, tam bağımsızlığın tarihidir, bin yıllık yürüyüşün kaldığı yerden devamıdır." Herkes safını ona göre belirlesin ve hesabını da ona göre sağlam yapsın. Vatanımızın geleceği ve bekası için, sandığa gidelim, sandığa büyük oranda katılım gösterelim. "EVET." Zafer, Allah'ın izniyle inananlarındır.