Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.14
Gram Altın
2962.27
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Ekim 2022

Ev hanımlarına emeklilik

“Kadına pozitif ayrımcılık”.

Ne “hoş” bir söylem değil mi?

“Ayrımcılık” gibi “sıkıntılı” bir kavramı bile “sevimli” hale getirebiliyorsunuz “kadın”ı öne çıkarttığınızda.

“Ayrımcılık” denmese de…

“Kadının kadrini kıymetini bilmek!” dense, çok daha iyi olmaz mı?

Olmaz, “feminist terminolojiye” uymaz!..

Piyasa ekonomisi de, kadın emeğinden, daha çok da “kadının tüketim arzusundan” mümkün olduğunca faydalanmak ister.

Neo-Liberal politikaların “pik yaptığı” günlerde, bir meşhur “Devlet Adamımız”ın çağrısı manşete taşınmıştı:

“Harca Türkiye!”

*

“Kadına pozitif ayrımcılık” yaklaşımı, mümkün olduğunca fazla sayıdaki kadının “iş piyasasına” çekilmesini hedefliyor.

Ara sıra gündeme getirilen, “Tır Şoförü Kadın” tiplemesi de, “Erkek ne yapıyorsa sen de yapabilirsin!” telkini üzerinden “serbest rekabet piyasası”na itiyor kadını.

Buradaki mesele “emek” meselesi değil.

Öyle olsaydı, bir işte “ücret mukabili” çalışmayı değil de, “emeğini” evine, yuvasına, çocuklarına tahsis etmeyi uygun gören kadınlar “yok” sayılmazdı!

Çok görüyorum, “Çalışıyor musunuz?” sorusuna “Ev hanımıyım” diye karşılık veren kadınlar, gözlerini kaçırıyorlar.

Soruyu soranlar ise, “Ya öyle mi, vah vah” bakışı fırlatır gibi davranıyorlar.

Kadın istiyorsa elbette çalışabilmeli.

Evet ama, niçin bir işte ücret karşılığı çalışmaya mecbur edilmeli?

“Efendim, hayat müşterek!”

Yani…

“Kadın dediğin eve para getirecek!”

İlle de!..

*

İnancımız, kadına ailesinden kalan mirası “kocasına” verme mükellefiyeti getirmiyor.

Parası üzerindeki tasarruf hakkı tamamen kadının.

“Piyasa” telkini, daha doğrusu “zorlaması” ise böyle demiyor.

“Hayatın müşterek oluşu”ndan anlaşılan , çocuklara “müştereken” sahip çıkmaktan, onlara “güzel ahlâk numuleri”olmaktan çok daha fazla…

“Kadın dediğin evine para getirecek” dayatması!..

Hele bu devirde, bir işi olan, hele de “devlet memuresi” olan kadının talibi çok daha fazla oluyormuş!

Önde gelen tercih sebeplerinden biri de, “eve para getirmek”miş!..

O kadın, günün birinde…

“Ben işe gitmeyeceğim, evini geçindir aslanım!” derse ne olacak?

Anlaşma bozulmuş mu olacak?

*

Emek meselesine dönelim.

Ev hanımlarıyla, ücret karşılığı bir işte çalıştıkları halde ev işlerini de ihmal etmeme çabası içinde olanlar, “Ev işi en nankör iş” derler, bilirsiniz.

Sabahtan akşama kadar çalışırsın, çoğu vakit evin erkeği fark etmez bile.

Çoluk çocukla bir annenin ilgilenmesi gerektiği kadar ilgilenebilmek ise büsbütün zor.

Öyle, ver eline cep telefonunu çizgi film izlesin, aç televizyonu oyalansın, koy önüne şekerlemeleri, cipsleri “avunsun”, yok!..

Kitaplar okuyacak, güzel masallar anlatacak, birlikte parklara gideceksin…

İnsan ilişkilerini öğreteceksin.

Âdâb-ı Muâşeret öğreteceksin.

Güzel Ahlâk timsali olacaksın.

Bunu da “Baba” ile birlikte yapacaksın.

Evin muallimesi olacaksın.

Erkek muallim, kadın muallime…

Ne güzel bir ev.

*

Kısacası…

Ev Hanımı olmak kolay değil.

Denirse ki..

"Gecesini gündüzüne katan ev hanımının da geliri olmalı..."

Tamam...

İşte size formül:

“Evlilikte 25 yılını doldurmuş ev hanımlarına emeklilik hakkı verilsin.”

Makul bir “toplu prim ”ödeme karşılığında…

“Erken emeklilik” olmasın diye de “50 yaş sınırı” getirebilirsiniz.

50 yaşından küçük olanlara yok!..

Evlilikte süre meselesi de, “evlilikleri teşvik” için.

Boşanmalar hızla artıyor malûm!..

*

A Haber’in bir videosunu izledim.

Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem diyor ki orada:

Biraz da cebimizi ilgilendiren bir haber. Aslında ev kadınına diye başlık attık ama, çalışmadan emeklilik formülü aslında bu. (Hali hazırda) Ev kadınları çalışamıyor, prim yatıramıyor dolayısıyla emeklilik imkânları da olmuyor. Ama bana sorarsan, ev kadınları denilen kesim üretim yapıyor, bizden de daha çok çalışıyor aslında. Kimler yararlanabilir, daha önce çalışmış primi eksik olanlar, hiç çalışmamış ama emekli olmak isteyenler… Çalışma imkânı olmayan ev hanımları… Part time çalışanlar…” (A Haber, 28 Temmuz 2021)

*

Ben “ev kadının kadrini kıymetini bilmek” diyorum.

Başkaları “kadına pozitif ayrımcılık” da diyebilir…

“Ev kadınına emeklilik yolunun açılmasına” ne dersiniz?