Eurovision ve Gazze
Tarihi Gazze direnişi ve işgalci İsrail’in benzersiz soykırımı yerküreyi sarsmaya, etkilemeye ve dönüştürmeye devam ediyor. Vicdanlı insanlar, tepkilerini her platformda gösterme ihtiyacı hissediyorlar. Meydanlarda, caddelerde, alışveriş merkezlerinde, okullarda, televizyonlarda, toplantılarda vedahi festivallerde Gazze direnişi ve Filistin’in renkleri öne çıkmaya, gündem oluşturmaya devam ediyor.
İsveç'in Malmö kentinde düzenlenen Euruovision
Şarkı Yarışması da Filistin’de yaşanan soykırımın adeta bir cephesine dönüştü. İzlanda, Norveç,
Danimarka ve Finlandiya İsrail’in yarışmadan çıkarılması çağrılarına
dillendiren ülkeler oldular. Bu çağrılara rağmen İsrail’in yarışmaya katılımı
engellenmediği gibi finale kadar yükseltildi. İrlanda başta olmak üzere
İsviçre, Norveç, Danimarka, Litvanya, Finlandiya, San Marino, Belçika, Portekiz
ve İngiltere’yi Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil eden sanatçılar, Gazze'de
acil ve sürdürülebilir ateşkes çağrısında bulundular. Müthiş bir politik
gerilim yaşandı Avrupa’da.
Festivalin yapılacağı şehir Malmö'de
aralarında İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg'in de olduğu binlerce
gösterici, Ukrayna'ya saldırısı nedeniyle Rusya yarışmaya alınmazken İsrail
konusunda çifte standart uygulanmasını düzenledikleri eylemlerle protesto ettiler.
Yaklaşık 20 bin kişinin katıldığı gösterilerde Thunberg bile gözaltına
alınmaktan kurtulamadı.
Avrupa Yayın Birliği, yarışmaya katılacak davetlilerin Filistin bayrağı ile
içeriye alınmayacağını en baştan duyurdu. Özgürlüklerden dem vuran Avrupa,
işgalci ve soykırımcı olan İsrail’in bayrağına ses çıkarmazken; meşru bir
devlet olan Filistin’in bayrağını yasaklayabiliyordu. Birlik, daha da ileriye
giderek yarı finallerden önce yarışmacılara üzerlerinde Filistin’e dair sembolü
olanların çıkarmaları gerektiğini talimatla duyurdu.
Yarışmada Portekiz'i temsil eden Iolanda, sahneye çıktığında üzerinde
Filistin’in sembolleri yoktu ama tırnaklarında kullandığı ojelerde Filistin
kefiyesindeki motiflere yer vererek yasağı aştı. Iolanda bununla da
yetinmedi: "Grito" adlı
şarkısını söyledikten sonra "Barış
galip gelecek" diye bağırarak tavrını açıkça ilan etti.
Yaşanan gerilimli süreç içinde yarı final öncesi geçmiş dönem
Eurovision şampiyonları sahne aldı. "Everyway That I Can" şarkısı ile
2003 yılında Türkiye'ye birincilik kazandıran Sertab Erener de sahnede yer
aldı. Türkiye’de açılım sürecini destekleyen, sonraki yıllarda Gezi Olayları’na
katılan ve politik aidiyetleri olan Erner, hemen herkesin Gazze yanlısı tutum
aldığı Eurovision’da apolitik duruşu tercih etti. Erener, apolitik davranıp
sembollerden, mesajlardan uzun şarkısını icra etse de yayıncı kuruluş oldukça
politikti. Şarkı devam ederken Eurovision'un yayıncı kuruluşu Avrupa Yayın
Birliği (EBU) aracılığıyla ekrana getirilen canlı yayında, ilk anlarda
ekranlarda küresel sapkınlık projesi LGBT renklerini dalgalandıran kişilere
yer. Yetmedi, şarkı bitimine kadar İsrailli ekibin sevinçle dalgalandırdığı
İsrail bayrağı iki kez izleyenlerin gözüne sokuldu. Türkiye’nin Gazze duruşunun
farkında olan yayıncı kuruluş, bayraklar üzerinden Türkiye eleştirisi yapmakta
sakınca görmemişti.
Eurovision Şarkı Yarışması’na işgalci İsrail temsilcisi Eden Golan
ilk önce October Rain" (Ekim Yağmurları) isimli şarkıyla başvurmuştu. Golan’ın
şarkısının sözleri politik mesaj içerdiği için Avrupa Yayın Birliği (EBU)
tarafından reddedildi. Sonrasında İsrail ekibi şarkının adın ı ve bazı
cümlelerini değiştirmişti. 7 Ekim'e atıf yaptığı kamuoyunca bilinen "Hurricane" (Kasırga) isimli
şarkısı seslendirildi. “Kel Hasan” yahut “Hasan Kel” den farklı olmayan bu
duruma karşılık İsrail ekibi finallere kadar ilerledi.
Belçika'nın VRT televizyonu, Eurovision Şarkı Yarışması yayınını yarıda
keserek işgalci İsrail'i kınama mesajı paylaştı. Flamanca yayın yapan VRT
televizyonu, yayımladığı mesajda "Bu,
bir sendika eylemidir. İsrail devletinin insan hakları ihlallerini kınıyoruz.
Ayrıca İsrail, basın özgürlüğünü yok ediyor. Bu nedenle yayınımıza bir
süreliğine ara veriyoruz. Şimdi ateşkes." ifadeleri kullanıldı.
Yarışmanın her yerinde politik mücadele vardı. Yarışmacılar bir yandan,
yayıncı kuruluş ve yarışma heyeti bir yandan sembolik savaşlarını sürdürdüler.
Filistin asıllı İsveçli şarkıcı Eric Saade, sahneye bileğinde Filistin
kefiyesiyle ile çıktı. Herkes Gazze’de yaşananları küresel gündeme
yerleştirmeye çalışıyordu.
Asıl tepki İrlanda’dan gelecekti. İrlandalı şarkıcı Bambie Thug
gazetecilere, yarı final performansı öncesinde kıyafetlerinden siyasi
sembolleri çıkarmalarının söylendiğini açıkladı. İşgalci İsrail’in finallere
yükseldiğinde ekibiyle birlikte ağladığını söyleyen Thug, tepkisini sahneye
sakladı. İrlandalı şarkıcı şakaklarından yanaklarına kadar uzanan çiziklerden
oluşan dövmeye benzer bir sembolle sahneye çıktı. Yasaklı sembolleri aşmanın farklı
bir yolunu bulmuştu Thug. Sanatçının şakaklarından yanaklarına kadar uzanan ve
çiziklerden oluşan semboller, MS. 4 asra dayanan eski bir İrlanda alfabesi olan
ve “Ogham” olarak bilinen antik Kelt harflerden başkası değildi ve Bambie
Thug’un yüzünde “Ateşkes şimdi”, kıyafetlerinde de “Filistin’e Özgürlük” yazıyordu.
Peroformans bitiminde Thug, "Sevgi her zaman nefreti yenecektir"
cümlelerini de kurmaktan geri kalmadı.
Hemen tüm sanatçıların yaşanan politik gerilimde taraf olduğu süreçte,
Türkiye gibi Gazze’ye derinden sahip çıkan bir ülkeyi temsilen giden Sertab
Erener’in Eurovision’da apolitik duruş içerisinde adeta saksı gibi sahnede
kalması izleyenleri hayal kırıklığına uğrattı. Herkes bu onurlu duruştan
nasibini alamıyor ne yazık ki. Gazze’de yaşanan direniş ve işgalci İsrail’in
yaptığı soykırım insanlığı derinden etkilemeye devam ediyor.