Etki-Tepki
Varlık dergisi etrafında şekillenen Garip Şiir Akımının en etkin ve etkili ismi Orhan Veli Kanık, "Kitabe-i Seng-i Mezar" isimli çalışmasını kaleme aldığı sırada ciddi eleştirilere maruz kalır. Gelenek yanlısı pek çok kalemin, şiiri ayağa düşürmekle suçladığı Orhan Veli'ye yapılan en ağır eleştirilerden biri hiç şüphesiz Yusuf Ziya Ortaç'ın Akbaba Dergisi'nde kaleme aldığı eleştiri yazısında saklıdır;
"u2026
Vezin gitti, kafiye gitti, mana gittiu2026 Türk şiirinin berceste mısraı diye (Yazık Oldu Süleyman Efendiye!) rezaletin alkışladılaru2026 Göğüslerinde cehennemler yanan sanat cücelerinin kınalar yakıp, ziller takıp şıkır şıkır oynadıklarını gördük! Sanatın darülacezesiyle tımarhanesi el ele verdi, birkaç mecmuanın sahifesinde saltanat kurdular! (u2026) Ey Türk gençliği! Sizi bu hayasızlığın suratına tükürmeye davet ediyorum!"
Ne garip ve düşündürücü tecellidir ki Yusuf Ziya Ortaç'ın bu yazısından sonra Kitabe-i Seng-i Mezar şiiri gençlerin daha çok dikkatini çeker ve Orhan Veli'nin bu çok tartışmalı şiirle adım attığı sevda, kısa zamanda meşhur olarak amacına ulaşır.
1941 yılında başlayan hareket "küçük adamın şiiri" sloganıyla çıktığı yolculuğu dört yıl gibi kısa bir zaman diliminde tamamlamasına rağmen Türk Edebiyatı'na devasa izler bırakır. Kafiye ve redifin adımlarını silmekle kalmaz, söz sanatlarına da savaş açar ve Türk şiiri ile konuşma dili arasındaki mesafeyi asgari düzeye çeker.
Garip Şiir Hareketi, Edebiyat dünyasına kattığı ilkesizlikten ziyade şairimiz üzerindeki tesiri ve yankıları açısından pek çokları gibi beni de fazlasıyla etkiler. Ne olmuştur da şairlerinin dahi birkaç sene içerisinde ayrıldıkları tavır, Türk şiirinde böylesi ciddi değişikliklere neden olmuştur? Şiirin kalbine bir ünlem edasıyla mührünü vuran ve "sıradan" kelimesini nüvesinde saklayan bu duruş ve duyuş etkileri açısından, en çok konuşulup tartışılanlar arasında Edebiyat tarihimizdeki yerini almıştır.
Bu önemli realiteyi şiir ve şair ile sınırlı tutmayıp genele yaydığımız zaman sıklıkla temas ettiğim bir noktayı yineleme ihtiyacı doğuyor;
Bu güne kadar engellenmeye çalışılan her fikir ve insan büyümüş, zirveye taşınmıştır. Susturulmaya çalışılan her söz, üzerine örtü atılan tesirini çağlar sonrasına taşımıştır.
u2026
Son günlerde meslektaşlarımın, Hz. Muhammet'in hayatını anlatan konstrüksiyon ile ilgili "gidilmeli, gidilmemeli/izlenmeli/izlenmemeli" hususunda harcamış oldukları efor, açıkçası içerik ne ihtiva ederse etsin filmin, ciddi bir uğraşın tezahürü olduğu imajı oluşturdu bendeu2026 Çünkü ancak değerli ve büyük olanlar haklarında bu kadar konuşturur!
Diğer taraftan itiraf etmeliyim ki yeni sinema kültürüyle çok da alışamadığımdan olsa gerek, böyle bir yapımın varlığından yazarlarımız köşelerine taşıyıncaya dek haberdar olmadım. Sosyal medya ve whatsapp üzerinden o kadar çok paylaşım ve link gönderildi ki film, benimle beraber oğlumda da ciddi bir merak uyandırdı!
Yasağın, karalamanın ve sınırlandırmanın insan, bilhassa genç üzerindeki tesirinin "cazibe" olarak okunması artık kaçamayacağımız gerçeklerdenu2026 Zannediyorum bu gidişle yapım şirketinin, filmin, ülkem üzerindeki tanıtımı için ciddi rakamlar harcamasına da gerek kalmayacaku2026
Eleştiriye harcadığımız enerjiyi üretime de vakfedebildiğimiz dem, meseleye bu açıdan bakmamıza da gerek olmayacaku2026