Esnaf Buluşmasında, Sayın Erdoğan’dan çok önemli “Bayram” Mesajı!
Esnaf çok mühim, memleketin kahraman evlâdı.
Parayı götürüp “ranta” veya çok daha “konforlusu” faize yatırıp tıkır tıkır parayı indirmek varken (Allah muhafaza, faizin her çeşidinden!) onca riski alıp memleket evlâtlarının işine, aşına, memleketin üretimine, vergisine, sosyal güvenliğine katkıda bulunan cefakâr insan.
Çok zor iş, nefse ağır gelir; çalışacaksın, çabalayacaksın, dükkânı açık tutmanın kavgasını vereceksin, çalışanın çalışmayanın derdini çekeceksin, ekonominin genel gidişatındaki her sıkıntı önce seni vuracak, kimi vakit evine götürecek ekmek bulamayacaksın, vergisi, sigortası, bilmem ne odası, bilmem ne belediyesi, bilmem ne kesintisi, fatura, fatura, fatura…
Ömür törpüsü, ben birkaç ay “lokanta” işi deneyecek oldum, müşteri geliyor, müşteri gidiyor, paralar geliyor, paralar gidiyor…
Akşam bir bakıyorsun, cepte minibüs parası kalmamış!..
Öyle bir günde, muhasebeci arayıp da kazanmadığının hatta kaybettiğinin kesintisini istedim mi ölüyorsun!
Üç aylık bir maceranın sonunda, esnaflığın bize göre olmadığını, bu insanların ellerini ayaklarını öpmenin bir “milli görev” olduğunu anladım ve o günden bu yana esnaf meselelerine daha bir yaklaştım.
Ve bu şuurla da nice iftar daveti arasından, Esnaf ve Sanatkârları bir araya getiren programı tercih ettim.
İstanbul Yenikapı’nın Ramazan gecesi dahi ne kötü işlerin, ne kötü pazarlıkların döndüğü, gözlerin içine sokan yollarını “tabana kuvvet” aşarak Gösteri Merkezi’ne ulaştım.
Etkinlik alanına yaklaştığımda da, yürüyüş arkadaşlığı yapan esnaflarımızla sohbet ettim.
“Dükkânı açık tutmak adına” ne büyük çabalar ortaya koyduklarını bilirsiniz, esnaf değilseniz bile.
2023 Yolu Zorluklarla Dolu
Bu zorlu bir yol, hele şu “23 Haziran”ı hayırlısıyla bir atlatalım, memleketin her müspet alanda “hızla atağa” kalkmasını sağlayacak adımlar hızla atılır inşallah.
Atılmalı, başka yolu yok, 2023’e yürüyüşün ve 2023’ten çıkışın hiç de rahat olmayacağı ortada, Gezi olaylarından bu yana olgunlaştırılan tezgâh gittikçe kuvvet kazanıyor, buna mukabil “bu taraf” gençliği; eğitimi, kültürü ve gerçek mânâda üretimi “ihmal etmenin” sıkıntısını yaşıyor…
Sayın Erdoğan’dan Esnaflarımıza
Efendim;
Esnafla bulaşmanın şeref misafiri Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan idi malûm.
Üye sayısı 200 binin üzerinde olan İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği'nin; bağlı 148 meslek kuruluşuyla başlı başına bir ekonomi devi olduğunu vurguladı Sayın Erdoğan.
İstanbul halkına hizmet için tezgâhının, direksiyonunun, ekmek teknesinin başında ter döken esnaf ve sanatkârlara selamlarını gönderen Erdoğan, evlatlarına bırakacağı en büyük mirası helalinden kazanmak olarak gören, yüreğiyle, bileğiyle, emeğiyle çalışan, üreten ve hizmet verenlere Cenab-ı Hak’tan kolaylık, bereket, sağlık ve afiyet temennisinde bulundu.
Geçmişte esnaflık yapmış, hayatı boyunca hep esnaf ve sanatkârlarla birlikte olan, yol yürüyen bir kişi olarak her meselelerini kendi meselesi olarak gördüğünü dile getiren Erdoğan esnafa şöyle hitap etti:
"İstanbul'a yaptığımız yatırımların, getirdiğimiz hizmetlerin pek çoğunun ilhamını yine sizlerden aldık. Trafik sorunundan turizmin geliştirilmesine kadar hemen her alanda, önce sizleri dinledik, teşhislerinizi, tenkitlerinizi, taleplerinizi, tavsiyelerinizi aldık, sonra çözüm için kolları sıvadık. Hamdolsun el birliğiyle İstanbul'u bir dünya şehri haline getirdik. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Bunları birlikte çözeceğiz. Yeter ki gönül bağımız güçlü olsun, yeter ki kalpten kalbe giden o yol hep açık kalsın. Biz sizleri seviyoruz. Sizin de bizi sevdiğinizi biliyoruz. Öyleyse aramıza kimsenin girmesine, gelin izin vermeyelim."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünün şartlarına uygun Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu'nu çıkardıklarını, sıkıntıya düşenlerin borçlarını defalarca yeniden yapılandırarak işlerini sürdürebilmelerini temin ettiklerini, emeklilik sonrası işine devam eden esnaf ve sanatkârın destek primi ödemelerini kaldırarak emekli maaşlarında yüzde 10'luk ilave bir artış sağladıklarını anlattı.
Bunların yanı sıra…
Sigorta primlerinde indirimler, sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarında kolaylaştırmalar, istihdam, kredi desteği, pek çok farklı kalemde destek ve teşvikler, gençler, kadınlar, engelliler için ilâve destekler, ticari araçların yenilenebilmesi için ÖTV sıfırlaması…
Vesaire…
Neler yaptıklarını ve neler yapacaklarını anlattı Sayın Erdoğan.
Masayı paylaştığımız esnaflara sorduk, “Çok şey yapıldı ama insanoğlu unutuyor, insanoğlu zorluk gördüm mü, zorluk anına kilitleniyor!” dediler.
Doğru…
Ne yaparsın ki bu böyle; hizmetler takdir görüyor ama çabuk da unutuluyor.
“Ne var yani, elbette yapacak! Yaptıysa bizim vergilerimizle yaptı, kendi cebinden mi yaptı!” tantanası çok şeyi bastırıyor.
“Öyleydi de CHP zihniyeti niçin yapmadı!” dediğinizde de, ayağı yere basmayan nice lâf.
Geçmişin SSK hastanelerinde sürüm sürüm süründürülenler, ellerinde bidonlarla su aramaya gidenler, çöp dağlarının ortasında yaşayanlar unutmuş gibi dünü.
Geçmişle bugünün kıyaslamasını yapamayan insanoğlu, “algı operasyonlarına” kapılıp gidiyor işte.
Yaklaşık 20 Yıl Sonra Yüzde 42!
Bu arada, iktidar partisinin pek çok yerinde de “kibir abideleri” milleti kızdırınca, gençlik ve kültür ihmale uğrayınca, 28 Şubat sürecinin beşli çete zihniyeti, her dönemde muteber olunca, tam da seçime giderken “parayla poşet” muhabbeti gündeme getirilince, Sayın Erdoğan hiç girmemesi gereken toplara kafa çakma yanlışına düşünce, hemen her mesele bir kişinin omuzlarına biniyormuş gibi bir izlenim doğunca mesele büyüyor…
Eğitimde, kültürde, sosyal medyadaki ihmal edilmişlik meseleyi büyütüyor.
Oysa hâlâ bir gerçek; Erdoğan’ın ve onun başında olduğu AK Parti’nin rakibi yok!
Hata üstüne hata yaptığınız bir süreçte bile, teşkilât motivasyonunun en düşük olduğu, aday tespitlerinde nice yanlışın söz konusu olduğu bir süreçte bile yüzde 42 alıyorsun…
Hem de yaklaşık 20 sene geçmişken ilk kazandığın seçimden bu yana!..
Bunca saldırıya, yıpratılmaya, yıpranmaya, bunca zemin kaymasına, bunca terk etmeye ve terk edilmeye rağmen eşi benzeri bulunmaz bir politika başarısı.
Sayın Erdoğan’dan Önemli Bayram Mesajı
“Dönüş yolunda” kaleme aldığımız bu yazıyı Sayın Erdoğan ile kısa sohbetimizde dile gelen bir çağrı ile bitirmiş olalım.
Sayın Erdoğan, esnaf kardeşlerimizin ilgisine mazharken, yakındaydık.
Sağ olsunlar bendenize ilgi gösterdiler, biz de kendilerinden değerlendirme alma imkânını bulduk.
Sayın Erdoğan, YSK’nın kararını ve “hırsızlık” vurgusuyla öne çıkarttığı meseleleri kürsüden dile getirmişti.
Kendisine, “Millet tarlada, tabanda. Bayram ziyaretinde, memlekette olacak efendim!” dedik.
Burası son derece mühim.
AK Partililerin kahir ekseriyeti “tatilci” değil; memlekete gidiyor çoğu; büyüklerin ellerinden öpmek, gönüllerini almak, işlerine, güçlerine destek vermek için…
Bunlar gerçeklerimiz, bu toplumun gerçekleri…
Şimdi, böyle bir durumda “seçim için” geri gelmek var.
Herkes için kolay değil tabii, bu seçimin bence AK Parti için çok daha fazla sıkıntılı olan bir boyutu bu.
Bayram için şehir dışına çıkacakların çoğunluğu öyle tahmin ediyorum ki AK Parti’nin adayına oy verecek olanlardır.
Bunları konuştuk Sayın Erdoğan ile…
Sayın Erdoğan, bu meselenin ne kadar mühim olduğunun altını çizerek vatandaşlarımızdan ya bayram sebebiyle (bu seferlik) memlekete gitmemelerini ya da bayramın ertesinde gelip ‘milli görev’lerini yerine getirmelerini istirham etti.
“Hırsızlara imkân verilmesin.” dedi.
Tabii…
Bu konuda “teşkilâta” çok büyük sorumluluklar düşüyor.
Her bir oy mühim, akılları başlara alıp gerekenleri yüzde yüz isabetle yapmak şart!
Yapılırsa olur.
Olursa göreceksiniz, epeyce de farklı olur!
Olmazsa, yapılmamıştır da ondandır.
Yazıyı AK Parti İstanbul Adayı Sayın Binali Yıldırım’ın güzel geceyi taçlandıran şu cümlesiyle bitirmek isterim efendim:
“Oyunuza sahip çıkamadığımız için sizden özür diliyoruz!”
‘UBER’ci değil, Taksici!
Sayın Erdoğan gayet net konuştu:
“Uber olayının korsan taksicilikten farkı yoktur!”
Detaylı açıklama şöyle:
“İstanbul'u dünya şehri haline getirdik, eksiklerimizi beraber çözeceğiz. Önümüzde çözülemeyecek hiçbir mesele, aşılamayacak hiçbir engel yoktur. Taksi şoförlerimizin çağın gerekleriyle donatılması gerekiyor. Bizim literatürümüzde UBER diye bir şey yok. UBER olayının korsan taksicilikten bir farkı yok. UBER konusu bizde bitmiştir. Böyle bir şey yok.!”
Nokta.