Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Kasım 2018

Eşlerine tecavüz edenler

Geçen ay üyesi olduğum TİHEK Ayırımcılıkla Mücadele Komisyonu’nda konuşulunca kanım dondu. Meseleyi hatırlıyorum, 2016’da bayağı bir curcuna çıkmıştı, unutmuşuz, ihmal etmişiz.

Vakit kaybetmeden araştırıp gerçeği öğrenmek istedim. Hem ilgili birimlerden hem konuya vukufiyeti olanlardan dinledikçe hayretlerim üzüntüye, üzüntüm derin acıya dönüştü.

Genç yaşta evlenen çiftlerin dramından bahsediyorum. Şahsen gençlerin çok erken yaşlarda evlenmelerinin doğru olmadığı kanaatindeyim. 19 yaşında evlenmiş ve bundan son derece memnun olan biri olarak genç yaşta evliliği doğru bulmadığımı söylüyor olmam bir çelişki olsa da kanaatim bu yönde.

Türkiye’de evlilik yaşı 18 olarak belirlenmiş olsa da bu yaşın altında gönüllü evlilikler yapan binlerce insanımız olmuştur.

Başta Romanlar arasında ve taşrada yaygın olan erken yaşta evlilikten dolayı binlerce erkek hapis yattıkları için aileler mağdur durumda. Eşleri cezaevine konulan hanımlar, “Çocuklarımızla ortada kalmamız bize verilen ikinci bir cezadır” diyorlar.

2016’da “Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın Geçici 1. Maddesi” ile bu tür mağduriyetler için bir kereliğine af çıkarılması gündemdeyken, “Tecavüzcülere af geliyor” yaygarasıyla CHP’nin konuyu gerçekle alakası olmayan bir mecraya taşımasından dolayı önerge geri çekilmişti.

El insaf!

Bunun neresinde tecavüzcüye af var?

“Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suçtan azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir.”

Maalesef hükûmet bu düzenlemeyi kamuoyuna anlatmada başarılı olamadı. Zaten 2005’te çıkarılan yasadan da vatandaşın büyük bir kısmı habersizdi, mağduriyetlere yol açan o madde anlatılamadığı gibi bu düzenlemenin de sebep ve saikleri anlatamayınca olay sabote edilerek mağduriyetler devam etti.

Bu konuda vatandaş etkinliklerle aydınlatılmalıydı, konunun vatandaşa doğru anlatılması için medya seferber edilmeliydi. Her ne kadar Adalet Bakanı tecavüz suçu işleyenlerin kesinlikle bu kapsama girmeyeceklerini anlatsa da muhalefetimiz yaşanmakta olan mağduriyetin giderilmesine mani oldu. Halbuki düzenleme geçici bir maddeydi ve 2016’dan önceki durumlar için geçerli olup “bir defaya mahsus uygulanacaktı.

Diğer bir mağdure anlatıyor:

“Devlet bana resmi nikâh cüzdanımı verdi, eşim hapis, biz çocuklarımızla perişan bir vaziyetteyiz” diye dert yanıyor. Dahası var:

Bizim bölgemizde kız çocukları başta olmak üzere yeni doğanlar nüfusa geç kaydediliyor, yaşı 20 olan bir kızın resmi yaşı 15-16. Hal böyle olunca bu yaştaki evlilikler yasal olmuyor ve insanlar tecavüz gibi yüz kızartıcı bir durumla ve ceza ile karşı karşıya kalıyorlar.

Düşünebiliyor musunuz?

5-6 yıllık evliliklerinden sonra insanları, “3-4 çocuğunun annesi olan eşine 5 yıl önce tecavüz ettin” diye yargılayıp, bütün dünyanın gözü önünde evlenmiş, düğün dernek kurmuş bu insanları -üstelik evlendikten 6-7 yıl sonra- tecavüz suçundan gözaltına alıyor, mahkemeye çıkarıyor, tecavüzcülerle aynı şekilde cezalandırıyor ve aynı koğuşa koyuyoruz.

İşin dini yönüne bakarsanız ayrı bir dert, insani yönü zaten bir dram. Eğer kız çocuklarını koruyacaksak bunun yolu bu kadar ailenin perişan olmasından geçmiyor.

Aileler çözüm bekliyor, gecikmeden.