Eskiden buralarda 'Eyyüp Akyüz'
Kendini aşmış, sonra da “Ordular ilk hedefiniz kalbinizdir, geri” diyerek özünü bulmuş bir şair olan Kıymetli Dostum Eyyüp Akyüz’ün ikinci şiir kitabı Eskiden Buralar, 2021 yılının Nisan ayında Muhit Kitap tarafından yayımlandı. Kitapta birbirinden değerli tespih taneleri misali birbiri ardına dizili otuz üç şiir yer almaktadır.
Şairinden bir şiir
dinlediğimiz zaman “Bu şiirde ne anlatmak
istediniz?” sorusunu şairine sormaktan kendinizi alamazsınız. Her şair gibi
Eyyüp hocam da bu soruyla çok karşılaşmış olacak ki bundan önce soranlara ve
bundan sonra da soracaklara “Şairler hata ayıklamak için şiir yazar”
diyerek verir cevabını. Toplumun içinde bulunduğu durumlardan sorunlu, hatalı
ve hatta defolu olanlarını ayıklayarak gözler önüne serer. Hata Ayıklama şiirinde “Ağlıyor her gece göğsümde biri / halkıma
göre vicdanım diri / batırıp çıkarsam kendimi nehre / gider mi üstümden
dünyanın kiri” diyerek şairlere yüklenen bu görevin hala diri bir
vicdan taşıdıklarından dolayı olduğunu belirtir. Çünkü şairler, devrin adamı
değil, çağın ayarıdır.
Eyyüp Akyüz, şiiri
kuru kalabalıktan arındırarak sözün hakikatine vardırır. Şiirinin kalitesi
ruhta, kalpte ve zihinde bıraktığı lezzetten anlaşılır. Okurda her dizenin bir
sonraki dizede bağlayacağı imgenin merakını uyandırır. Gündelik hayatın
içerisindeki kavramları birbirine çarparak bir ahenk oluşturur. Bin dereden su
getirip sözü yormak yerine bir deredeki suyu bin dereye eş kılar. Sözü ve
anlamı yormadan dizelere dizili kelimeler kendi imgelerini adeta kendileri seçer.
Adına dünya denen bütün dertlerin dereleri onun okyanus göğsüne dolar ve oradan
bütün dünyaya haykırarak birinci dereceden tsunami etkisi yaşatır şiirleri.
Okurda “Ben de böyle şiirler yazabilirim!”
hissi uyandırıyor olsa da denemeye kalktığınızda aslında ne kadar zor olduğunu
fark ediyorsunuz. Eyyüp Akyüz’ün şiirlerinde sehl-i mümteni sanatının başarılı
örnekleriyle karşılaşıyorsunuz. Her ne kadar söylemesi kolay ve anlaşılır gibi
görünse de benzerinin yazılması imkânsız ve anlamı derindir. “Uzunca
susarsak kavuşmak kaç saat çeker”, “bak, kimi arasak kendiyle meşgul / aradığım
herkes eski bir iyiliği bozdurmak için sıra bekliyor”, “bari
siz söyleyin takunyasız adamlar / kendini dünyaya zekât diye verenler / hangi
kalbi cennete çevirdiler”, “bu zamanda kim aynaya baksa / kendini
peygamber ilan eder” dizeleri sadece bir şiirdeki kolay anlatım, zor
anlamın örneklerindendir. Bu anlamda günümüz şairlerinden İbrahim Tenekeci ile Eyyüp Akyüz’ün şiir anlayışı birbirine
yakındır.
Eyyüp Akyüz,
toplumsal şiirin usta kalemlerindendir. Toplumun içine düştüğü yahut
düşürüldüğü sorunları tespit ederek tam yerine gelince sorunu on ikiden
vuruyor. Okurunun zihnindeki bulanık resmin üzerindeki sis perdesini aralıyor
ve okura hakikati göstermeye gayret ediyor. “Doyduğu yeri vatan belleyen
atalar / patronları tanrı ilan etmeye koyulmuşlar” dizeleri karın tokluğu diye kullandığımız
kavramların bizi ne kadar esir ettiğinin en sarih ifadesi değil midir?
Eyyüp Akyüz’ün de
tabiriyle, bir şiir okunduğu zaman size
yeni bir şiir yazdırıyorsa, o şiir güzeldir. Maalesef şiiri okuyandan çok;
şiir yazan bir toplumuz. Her şiir yazanın şair olmadığı gibi her yazılan da
şiir değildir. Lakin şiir yazdığınız iddiasındaysanız Eyyüp Akyüz’ü kesinlikle
okumalısınız. Ayakları yere basan Şair, şiirlerinde de boş bir hayal peşinde
koşmaz. Eskiden Buralar’da insanların, insanlığın içine düşürüldüğü
sıkıntılar tespit edilerek; toplum, şiir diliyle uyarılırken kelimenin ve imgenin
gücü ustaca kullanılıyor. “Önce şairleri kırar eli maşalı dünya /
sonra katli vaciptir fetvası elden ele / kıyıma çocuklar ve kadınlardan
başlanır / bahçıvansız bahçeler suikaste kurbandır”.
Eyyüp Akyüz, şiiri
aşkın sızısından kurtararak toplumun yarasına merhem kılıyor. Şiirde aşk
olmazsa olmazdır. Lakin aşk gibi yüce bir kavramı tenlerin uyumuna indirgemek
aşka ihanettir. Bu zihniyet aşkı her zaman yanlış yerde aramaktadır. Her eylemi
aşk ile yapmalı insan. Aşk, eylemin anahtarıdır. “Aşk dergâhına mürit olmadan”
hangi yaraya derman olmaya kendini adayabilir insan?
Eyyüp Akyüz’ün
şiirleri Romantizmden ziyade Realist bir yapıya sahiptir. Konu şiir olunca
insanlar biraz romantik dokular ve durumlar arar. Lakin Eskiden Buralar’da
hayatın gerçekleri ile yüzleşiyorsunuz. O kadar hayatın içinden ifadeler ve
imgeler yer alıyor ki, ben de yazsam
durumu tam olarak böyle ifade ederdim demekten kendinizi alamıyorsunuz. Bir
bakıma realist bir bakış açısıyla kendinizle yüzleşmenize kapı aralanıyor.
“Nerede o eski günler?” ile başlayan cümleler dilinize dolanıveriyor.
Çağın sorunlarına
da duyarsız kalamaz Sayın Akyüz. Şairler kendini halktan soyutlayan asiller
olma lüksüne sahip değildir. Halkın içinde halkın sözcüleridir. Meselelerin
bütün şubelerine vakıf bir halde halk gözüyle yaklaşır sorunlara. Bu anlamda
dünyanın pandemi denen bir dar boğazdan geçtiği dönemi “Dar Vakit” şiirinde
kendi lisanıyla şöyle ifade ediyor: “Bir sela yükseliyor cihanın bütün
burçlarından / Bir şey olmuş da vicdanlar karantinaya alınmış / Bayram vakti
ama mescitler kapanmış / Cumada yer bulamamışız gibi hüngür hüngür.”
Sayın Akyüz’de
şiir, duruşun lisanı, inancın libasıdır. Fikrin resmi, derdin sembolüdür. Dünya
görüşünün, dünyaya karşı duruşun vücut bulmuş halidir. Nerede durduğunun
özetidir. Halini Allah’a arz edişinin yoludur. Şiir ile ruhundaki ziyayı,
kalbindeki inancı, zihnindeki fikri, dilindeki sözü ortaya koyar. Şiir ile
huzura varırken huzura ermeyi murat eder. Rabbine karşı bir kul olduğunu dizelerinde
her fırsatta ifade etmekten geri durmadan ve hiçbir zaman unutmadan insanlara
anlatamadıklarını O’na arz eder. Eyyüp Akyüz’ün Dervişhane ve Delinin
Biri kitaplarının yazarı olduğunu hatırlayınca bu konuda ne kadar
başarılı olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Doğru soruyu
soramayana tarif edilen bütün adresler yanlış yöne çıkar. İnsan evvela kendine
kendini sorarak başlamalı aramaya. Eyyüp Akyüz gibi biz de sözü fazla yormadan kendi
dizelerimizle noktalayalım yazımızı:
“Kimileri kişisel gelişim
kitaplarında / Kimileri şişenin dibinde aradı kendini / Çok iddialı olmazsa,
bulmak için kedinizi / Açın okuyun diyeceğim Eskiden Buralar'ı.”
Kıymetli Dostum
Eyyüp Akyüz’e bize böyle bir eser sunduğu için kaleminin her daim diri ve kavi
olması dileğiyle teşekkür ediyorum.