Eski gelecek
“Ayinesi iştir kişinin lafa
bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” der Ziya Paşa. İnsanın aynası
işidir, lâfa bakılmaz; bir kişinin aklının seviyesi,
yaptığı işte görünür. İnsan, aklına her geleni söyleyebilir. Yapamayacağı
şeyleri yapma iddiasında bulunabilir; fakat önemli olan bu değildir. Onun neler
yapabileceğini sözlerinden ziyade yaptıklarından anlayabiliriz.
Atalarımız “Lâfla peynir
gemisi yürümez.” demiş. İnsan, aklına her geleni söyleyebilir. Dilin
kemiği yok ya… Yapamayacağı şeyleri yapma iddiasında bulunabilir; fakat önemli
olan bu değildir. Önemli olan söylediklerini fiile dökebiliyorsa buna itibar
edilir.
Güzel konuşmak elbette önemlidir.
Çünkü söz de kişinin aynasıdır, onu yansıtır. Çünkü yine atalarımız “Hayvan yularından, insan sözünden
tutulur.” demişlerdir. Kişinin sözü onun karakterini, aklını, zekâsını,
başarısını, yapabileceklerini ele verir ancak kişiyi önemli olan bir iş başında
görebilmektir. O zaman işin aslı anlaşılabilir. Verdiği sözü yerine
getirebiliyor mu, vaatlerini gerçekleştirebiliyor mu, sözüne sadık kalabiliyor
mu?
Ziya Paşa da konuşmaya, lâfa
fazla itibar etmiyor. Yapılan işin önemli olduğunu, sözün ise yapılan iş ile
geçerli olduğunu söylüyor. Kişinin
mahareti iş ile ve iş başında, işi yaparken ölçülebilir. Hâsılı insanın özü ve
sözü bir olmalı diyor Ziya paşa.
Mehmet Âkif Ersoy da Ziya
Paşa’nınkine benzer bir ifade ile diyor ki: “İhtiyar amcanı dinler misin
oğlum Nevruz? / Ne çok söyle, ne büyük söyle; yiğit işte gerek. / Lafı bol,
karnı geniş soyları taklit etme. / Sözü sağlam, özü sağlam adam ol, ırkına çek.”
İnsan inandığı şekilde yaşar. Kişinin inanç, görüş ve fikirleri davranışlarına, sözlerine ve tutumlarına yansır. Sözleriyle doğru ve güvenilir olduğundan bahseden bir kişinin özünde de doğru ve güvenilir olması gerekmez mi? Yaptıkları veya davranışları o kişinin aslında inancının şekillenmiş halidir.
Nasıl inanıyorsa ona göre hareket eder. Ameli insanın inancının, imanının şekillenmiş halidir. İmanı düzgün olan kişilerin amelleri de düzgün ve güzel olur. Kişinin hakkında söylenenler o kişinin çok iyi veya çok kötü olduğunu göstermez. Yapmış olduğu işler yani ameller o kişinin kalitesini ortaya koyar.
Siyasi arenada her hafta
liderlerin gruplarda konuşmalarını dinliyoruz. Ülkenin durumundan, dünyanın
haline, döviz kurundan, altın fiyatlarına, domatesten bibere, iktidardan
muhalefete kadar her şeyi konuşuyor ve değerlendiriyorlar. Yaşı müsait olanlar,
yani ellinin üzerindeki kişiler bu söylenenlerin hangilerinin yapıldığını,
hangilerinin ise sadece sözde kaldığını yaşayarak görmüşlerdir.
İktidarı değerlendirebilmek için
yaptıklarını bir dönemle veya bir liderle karşılaştırmak gerekir. Yirmi yıla
yakındır iktidarda olan AK Parti’yi kıyaslayacağımız bir başka dönemi yoktur.
Kesintisiz devam eden iktidarında yaptıklarına baktığımızda yapacaklarını
anlamamız zor değildir. Yollardan okullara, hastanelerden spor salonlarına,
üniversitelerden akademik personele, gençlik merkezlerinden öğrenci yurtlarına,
havaalanlarından tersanelere, köprülerden kulelere, millet bahçelerinden
tarımsal desteklere, ormanlardan enerjiye, restore edilen eserlerden yenilenen
eserlere, savunma sanayiinden yerli otomobile kadar her alandaki atılım ve
gelişmelere baktığımızda daha nelere imza atılacağını kavramak zor değildir.
Diğer yandan muhalefetin
söylemlerine baktığımızda ve onları geçmişteki yaptıkları ile
karşılaştırdığımızda söylemlerin boş ve yalan olduğunu anlamak zor değildir. Yoksulluk
ve yolsuzluk ile dolu, ekonomik hüsran ile çökmüş, siyasi belirsizlik ile
dağınık, terör ile yıkık, faili meçhullerle belirsiz, içi boşaltılmış bankalar
ile çökük, kişilik haklarını çiğnemesiyle mütecaviz bir idare şeklinden gelmiş
ve şimdilerde sadece süslü ama içi boş söylemlerle güzel günler vaat eden bir
anlayışın bu ülkeye getireceği olsa olsa eski yeni olabilir. Yani eskiyi
yeniden getirmenin ötesinde gelecekleri ve getirecekleri bir şey olamaz.
Bu millet tarihinden ders alan ve
o hatalara bir daha düşmeyecek kadar basiretli, tarihini mahvedenleri tekrar iş
başına getirmeyecek kadar da akildir.