Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2978.83
BIST 100
9949.01
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Şubat 2013

Eşim bilmez ben bilirim

Günümüz gençliğinin ne kadar kolaycı ve tatminsiz olduğunu tespit için yarışmaları izlemek yeterli. Kolay yoldan ev, araba, eşya kazandıran yapımlara ilgi gösterenlerin gençlerden oluşması bir tesadüf değil.

Emek vermeden kazanmak, sıkıntı çekmeden rahat yaşamak isteyen gençler, yarışma programlarını işgal etmiş durumdalar. Özellikle kadınların bu konuda gösterdikleri aşırı hırs ürkütücü. Bunu en iyi gözlemleyebileceğimiz yapımlardan biri de "ben bilmem eşim bilir" olsa gerek. Her ne kadar programın adı görünürde bu olsa da gerçekte tam tersi. En izleyemeyenimizin bile ara sıra takılı kaldığı yapımda yaşananlar bunu ispatlıyor çünkü.

Henüz üç, beş yıllık evli çiftlerin bir araba için ortaya koydukları tablo tedirgin edici. Kadınların, bu konuda erkeklerden daha talepkar davranmaları da ilginç. Günümüz kadınları, eski neslin emek vererek sahip olduklarına kolaydan ulaşmak istiyor.

Her biri, yarışmaya değil de kokteyle katılmış gibi giyinen, genç ve alımlı kadınlarımızın hanımefendi tavırlarından yarışmada eser kalmaması anlamlı. Yarışmacı frikiklerinin internette kendi isimleriyle yer bulmasına rağmen, aynı tarzda giyinmiş kadınlar yarışmaya akın etmeye devam ediyor.

Hoş, insanın aklına bu kadınlar ekranlarda, paylarına düşebilme ihtimali olan şöhret peşinde mi koşuyorlar düşüncesi de gelmiyor değil. Peki, kadınların gizli amaçlarından biri buysa, kocalarına ne buyrulur!

Yapımda sözde eşlerin inisiyatifine bırakılmış bahis karşısında verilen tepkiler görülesi. Yarışma sırasında yaşananlarsa düşündürücü! Nedense agresif davranan, küfür eden, sinirlenenler hep kadınlar. Kendi başarısızlıklarında kocalarının açılan kollarına sığınan çoğu kadın, eşine aynı tutumu gösteremiyor yazık ki.

Zaman zaman kontrolden çıkmış sözler, davranışlar, ben sana evde gösteririm bakışları izleyiciye ulaşıyor. Her kaybetmenin faturasını erkeğe çıkaran, kendisi için bir araba bile kazanmayı başaramamış kocaya yönelen öfke dolu bakışlar/mimikleru2026

Yarışmadaki durum böyleyken, evdeki kadın izleyiciler için de farklı yansımaları oluyor. Hemcinslerinin kocalarına davranışlarındaki en küçük detayı bile kaçırmayan kadınlar, erkek yarışmacıların tutumlarını da dikkatle izliyorlar. Kıyaslamacı ve kendini, cinsinin en iyisi, mükemmeli olarak düşünen kadınlar için gördükleri kavga sebebi olabiliyor.

Örneğin; kocaların, eşlerine sık sık "canım, hayatım, aşkım" gibi kelimelerle kurdukları cümleler; teselli ve konsantrasyon sözcükleri ekran karşısındaki kadınlar için mutsuzluk kaynağı anlamına geliyor.

Ne kadar çok kadının bu ifadeler karşısında evde kavga çıkardıklarını, kocalarına küstüklerini tahmin edemezsiniz! Daha iki günlük evli kadınların, kocalarından gördükleri sevgi ve ihtiram, çoğu eski evlilikte bir huzursuzluk kaynağı oluşturabiliyor.

Dizi ve filmlerdeki kusursuz erkek profilinin yapaylığının farkındaki kadın için bu erkek örneği farklı anlamlar içerebiliyor. Kurmaca olmayan karı-koca ilişkisinin erkek edilgenliğine, erkek özverisine, erkek fedakarlığına dönüşmüş halini izlemekten etkilenebiliyor. Dizilerdeki mükemmel erkek figürünün ütopik olması savunusuna karşı buradaki sahici erkek modeli aklını karıştırabiliyor.

Özellikle evliliği on, on beş seneyi devirmiş çiftlerde buna sıklıkla rastlanıyor. Eskinin, daha fedakar ve özverili eş modelini üstlenmiş ve sürdürmekte olan kadınlar, yeni nesil eşleri görünce gözlerini kendi hayatlarına çeviriyorlar.

Yıllardır yaptıkları fedakarlığa karşılık iki güzel sözü neden duyamadıklarını sorguluyorlar. Kocalarının, kendilerine en son ne zaman, "seni seviyorum, ya da aşkım, hayatım" dediğini düşünüyorlar.

Kurgu yapımlardan etkilenmeyen çoğu kadın bile bu programları izleyince mutsuz olabiliyor. İçimden bir ses, bu ve benzeri yarışmalardaki kadın-erkek ilişkisine, yeni rollere bakılırsa yakın bir gelecekte erkek haklarını savunmak zorunda kalacağımızı söylüyor sankiu2026