Eşikteki kaos
Almanya'nın Hanau kentinde iki ayrı kafede Neo Nazi- Tobias Rathjen, 9 kişiyi katletti.
Nefreti, politik argüman haline dönüştüren, terör örgütlerinin hamiliğine soyunan, katliamlara seyirci kalan Batı’nın bu durumu hiç de şaşırtıcı değil.
Türkiye’deki mültecileri, İdliblileri terörist ilan edenlerin, bu nefreti seçim malzemesi yapanların, Kemalistlerin Tobias Rathjen’den farkları yok. Nazizm, sadece Almanya’da değil, Türkiye’de de her zaman Kemalizm adı altında taraftar kitlesibulmuştur, bulmaktadır.
Gezicilerle, FETÖ’cülerle, PKK ile sarmaş dolaş olan Nazi hayranlarının Recep Tayyip Erdoğan’ı ölümle tehdit edenlerin bu ilk cinayet değil; 1990-2020 tarihleri arasında 200 kişiyi katlettiler.
Eşikteki kaos
26 Nisan 2020’de KKTC’de seçim yapılacak. Seçilenler 2025’e kadar görev yapacaklar.
Haziran 2023’te de Türkiye, Cumhurbaşkanı ve genel seçimlere gidecek.
Ağırlaştırılmış müebbete mahkum FETÖ’cünün, Türkiye’yi altüst eden Gezi kalkışmasının finansörünün serbest bırakılması, Siyonist tetikçilerin darbe çağırısı ve Mustafa Akıncı’nın tutum ve söylemleri kaosun hiç de uzakta olmadığının gösteriyor.
Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması planlanan terör koridoru, KKTC ile doğrudan ilgilidir. Mustafa Akıncı’nın Barış Pınarı Harekatı’na karşı çıkması yabana atılacak bir durum değildir.
Türkiye, KKTC üzerinden kuşatılıyor. Akıncı, Türkiye’nin Akdeniz’de petrol ve doğalgaz aramasını da istemiyor.
26 Nisan 2020’de KKTC’de yapılacak seçimler, Haziran 2023’te yapılacak Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve genel seçimleri derinden etkileyecek potansiyele sahip.
KKTC’de Gezi benzeri bir ittifak kurulmuş durumda.
PKK, FETÖ ve marjinal Marksist örgütlerin KKTC’de rahatça hareket etmeleri, tehlikenin açık olduğunu göstermektedir.
Mustafa Akıncı 26 Nisan 2020’de tekrar cumhurbaşkanı seçilirse Türkiye’nin KKTC siyaseti çok büyük bir yara alır.
Türkiye, hainlerle nasıl bir mücadele yürütecek?
Malum terör yandaşı Gezi zekalılar da KKTC’deki bu ihaneti körüklemekte birbirleriyle yarışacaklardır; Türkiye’nin millî davası Kıbrıs’a ihanet ettiğini, tıpkı Suriye, Libya politikasının çöktüğünü ileri sürdükleri gibi, KKTC politikasının da çöktüğünü gerekçe göstererek “Kıbrıs’a sahip çık!”mitingleriyle ‘Yeniden Gezi’leri, deneyeceklerdir.
Siyonist RAND Corporation'ın darbe arayışı da FETÖ’nün ‘ayak’ oyunları da bu minvaldedir.
Oluşturacakları bu kargaşa ortamını Haziran 2023 seçimlerine kadar tedricen sürdürmek isteyeceklerdir.
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis kararı verilmiş eski EDOK komutanı M.İ.nin temyiz aşamasında tahliye edilmesi ve Gezi olaylarının finansörü olmaktan yargılanan O.K.nın delil yetersizliğinden berat etmesi, olayların oluşumuna pek de uygun görünmediğinden HSK’nin incelemesinde.
Gezi sanığının beratından ‘Gezi meşrudur ‘hükmüne varanlar, ‘Yeniden Gezi’ye hazırlanma çabasındalar.
‘Yeniden Gezi’nin, Kanal İstanbul bahanesiyle ateşleneceği anlaşılıyor. Kanal İstanbul Çalıştaylarını bunun için düzenliyorlar.
Yargıçlar ‘ağaçta’ ısrarcılar…
Gezi’nin kompetanı :''Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş. Sen hâlâ anlamadın mı? Haydi gel.'diyor, sayın yargıçlar ise meselenin ağaç olduğunda ısrar ederek, firari sanığı yalancı çıkarıyorlar.
Gezi, Mayıs- Haziran 2013’te bir ay boyunca (Bayburt hariç 80 ilde) sürmüştü. Mahkeme, delil bulamamış. Mesele, meğer sadece ağaçmış.
Peki, 80 ildeki Gezi olayları nasıl kendiliğinden oluştu? Olayın 80 ile yaygınlaşması tek merkezden yönetildiğini göstermez mi?
Gezi’nin finansör zanlısı O. K., 15 Temmuz işgal girişiminin de şüphelisi olarak tekrar tutuklandı. Savcının iddiasına göre 15 Temmuz’dan 17 gün önce, 28 Haziran 2016’da sanık, CIA ajanlarıyla görüşmüş. Tesadüfî de olabilir; o akşam Atatürk Havalimanı’nda Rus uyruklu teröristler katliam yaptılar, 43 kişiyi öldürdüler. The Guardian da bu vahşeti : “Türkiye’de şiddet sarmalı devam ediyor.” manşetiyle veriyordu. ( O günlerde bu köşeden o katliamın darbe hazırlığı olduğunu yazmıştım.)
Dikkat!!!..
Sınırımızdaki Suriyeli mültecilere, koronavirüs bulaştırabilirler…
