Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2998.59
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Ertuğrul Gazi

Asırlarca dünyaya adaletle hükmetmiş muhteşem bir medeniyetin sahipleriyiz. Ve bu medeniyetin yaşandığı şanlı tarihimizi ve coğrafyamızı toplum olarak yeni keşfediyor, anlıyor, seviyoruz. Tarih kitaplarına olan büyük teveccüh, tarih dizilerine yönelik muazzam ilginin temelinde bu hakikat var. Biz ecdadımızla barışmaya başladık. Meşhur sözdür: "Zararın neresinden dönülürse kardır." Biz şimdi o karlı döneme ve irfan devrine geçtik. İnşallah aydınlık bir yola doğru emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz. TRT'de Çarşamba akşamları yayımlanan "Diriliş Ertuğrul" dizisi, bu anlamda büyük bir uyanışa vesile oldu. Türkiye'de halkın büyük beğenisi ile karşılanan dizi, başta İslam alemi olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinde de seyredilmeye başlandı. Sadece biz değil dünya da Osmanlı'yı keşfetmeye, anlamaya çalışıyor. Şükürler olsun.

Alparslan'ın Malazgirt Zaferi'yle Anadolu'nun kapıları bizlere açılmıştır. Bu kapıdan girenler arasında Kayı Obası da vardı. Ertuğrul Gazi'nin Beyliğindeki oba, yer arayışını tamamlamış, Söğüt ve Domaniç'te çadırlarını kurmuştur. Anadolu Selçuklu Devleti'nin Sultanı Alaeddin Keykubat'ın takdirini kazanan Ertuğrul, az kuvvetle bir yandan Moğol güçleriyle, bir taraftan Bizans kuvvetleri ve Tapınak Şövalyeleriyle mücadele etmiş, içerde ise ihanet odaklarını üstün siyasi dehasıyla bertaraf etmiştir. Dönemin maneviyat büyükleriyle sık sık görüşüp dualarını alan Ertuğrul Gazi, 624 yıl dünyaya hükümferma olacak, üç kıtada, yedi iklimde adalet ve hakkaniyetle devam edecek olan Osmanlı Devlet'nin temelini attı. "Diriliş Ertuğrul" dizisiyle hatırlanan Ertuğrul Gazi, hem inançlı kişiliğiyle hem de cesareti ve kararlılığıyla büyük bir obayı arkasından sürüklemiş ve herkese ümit olmuştur. Talip Arışahin'in kaleme aldığı Ertuğrul Gazi'yi okurken bir yandan 'kurucu bir lider'in dirayetini, metanetini, gayretini ve cesaretini görecek, öte yanda devrin sosyal, kültürel ve dinu00ee hayatı hakkında da bilgi sahibi olacaksınız. Yazar, tarihçilerin çok az malzeme bulduğu dönemi araştırarak bizlere çok değerli bir eseri kazandırmıştır. Ertuğrul Gazi gibi öncülerin, kitleleri coşturup peşinden koşturan kahramanların bugün de mevcut olduğunu görüyor, şükrediyoruz.

SORULARLA TASAVVUF VE TARu00ceKATLAR

Kıymetli ilim adamı ve ilahiyatçı Prof. Dr. Mehmet Demirci Hocamızın Sorularla Tasavvuf ve Taru00eekatlar isimli eserinin üçüncü baskısı yapıldı. Tasavvuf ve taru00eekatlarla ilgili bir çok önemli sorunun cevabının verildiği bu seçkin eseri, konuyla ilgilenen bütün dostlara tavsiye ediyorum. Aziz hocamızı yürekten kutluyor, eserin yeni baskısının hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Kitabın arka kapak yazısını paylaşmak istiyorum. "Tasavvuf ve taru00eekat konusu çoğumuzun ilgisini çeken fakat hakkında yeterli blgiye sahip olmadığımız alanlardan biridir. Dinu00ee, felsefu00ee, tarihu00ee ve sosyal boyutlarından her biri, ayrı ayrı belli bir ağırlıkla ele alınmadan tam olarak anlaşılması zordur. Tasavvuf ve taru00eekat, özü itibarıyla dinin bir algılanış ve yaşanış biçimidir. Duygusal tara ağır bastığından taru00eekatta kolayca yanlışlığa düşülebilir. Onun için bu alan mutlaka doğru bilgi ile beslenmeli v edesteklenmeldiir. Her şeyin 'ilmi cehlinden yeğdir.' Soru- cevap şeklinde hazırlanan bu kitabın, doğuşundan günümüze kadar tasavvuf ve taru00eekatlar konusunda yeterli malumatı vereceğini, bazı yanlış kanaatlerin ve ön yargıların düzeltilmesine yardımcı olacağını umuyoruz."

LEYLu00c2'DAN MEVLu00c2'YA

Günümüzün değerli araştırmacı yazarı İsmail Bilgin'in kaleme aldığı ve yıllar önce Sanatalemi.net sitesinde yayımlandığında büyük ilgi ile takip edilen "Gülnihal'e Mektuplar" başlıklı denemeleri Leyla'dan Mevlaya adıyla kitaplaştı. Eserde mecazi aşktan İlahu00ee aşka yapılan yolculuk anlatılıyor. Kısa bir mektubu okuyalım: "Gülnihal, Bu topraklar için söylenecek nice sevda türkülerimiz var. Her ne kadar hayallerimiz mayınlanmaya çalışılsa da. Söylenecek çok türkümüz var dilimizde ve gönlümüzde. Bu topraklar için nice hülyalarımız var. Yurt denen toprakların kılıç il kazanıldığını ancak adalet ile yüceldiğini, ilim ve teknik ile yükseldiğini, dua ile bereketlendiini de iyi biliriz. Kalem ve kağıdı değerli biliriz. Bu yüzden bizim nazarımızda kalem, kılıçtan keskindir. Bir de öfkemiz keskindiru2026 Öfkemiz de kendi şahsımızdan, nefsimizden dolayı değildir. Kendi öfkemiz kör bir bıçak misalidir. Kesmez. Bu kadere teslim olup kader karşısında boynumuzun kıldan ince olduğuna delalettir. Bunu bilmezler de he daim öfkemizi deemeye kalkarlar. Usanmazlar." İsmail Bilgin'i kutluyorum. Hayırlı olsun, daha nice eserlere inşallah. Bu denemelerin kitaplaşmasını bekleyen dostlara da bu vesile ile müjdeyi veriyorum. Her üç eser, Mihrabad Yayınları arasında günışığına çıktı.