Erosçular Taksim''de
Kur’an, fesadı esas alanların gücü ele geçirdiklerinde ekini ve nesli helak etmek için çabaladıklarını anlatır. Yani Allah’a iman etmeyenler yetkiyi ele geçirerek muktedir olduklarında insanların ahlakını, toplumun istikrarını, düzeni bozdukları gibi tabiatı/nebatatı/ekini de yok ederler. Bu yok ediş tamamen ortadan kaldırma olarak değil, aslını bozma olarak da anlaşılmalıdır. Dolayısıyla “ekinin bozulması” ifadesinden onun talan edilmesinden tutun, onun genetiğini bozmaya kadar dönemsel anlamlar çıkarmak mümkündür.
Bugün küreselcilerin yeni bir insan türü istediklerini saklamıyorlar. Yeni insan türü, yeni inanç/din ve bu inanca sahip insan türüne dilediğini yaptır/t/ma hedefindeki küresel güçler çok önceden cinsiyet üzerinden bu planı devreye soktular. İnsan olmadan önce “beşer” olan benu Ademi tekrar akl etmeyen, sorgulamayan, kutsal tanımayan beşere dönüştürmek isteyen küreselcilerin bu hedefe varmaları için nasıl çabaladıklarını biliyoruz.
Dünya erkek-kadın eşitliği üzerinden cinsiyetsiz bir topluma doğru ilerliyor. Güney Kore Akımı dedikleri cinsiyetsiz gençlik projesi tutarsa hedeflerine varmada fazla zorlanmayacaklar. Zaten feminizm ile erkeksizlik yolunda epeyce mesafe alan küreselciler, erkekleri kadın(sı)laştırarak yeni bir insan nesli (beşer) hedefine doğru emin adımlarla yürümektedir.
Bu projenin önündeki en büyük engel dinlerdir. Kimilerinin II. Dünya Savaşı ile ilgili yorumlarında Yahudilerin bu savaşta katledilmelerinin bir sebebinin de onların Müslümanlarla birlikte bu projeye karşı çıkmaları olduğunu söylüyorlar. Zira Yahudilikte dinin anneden evlada geçtiğine inanılır. Bu sebeple Musevilerin “nesli bozma” projesine karşı çıkacağı öngörüsünden hareketle söz konusu savaşta katliam yapılmıştır deniyor.
İslam dini erkeklerin kadına, kadınların erkeğe benzemelerini bile yasakladığına göre neslin tamamen bozulmasına hay hay karşı çıkar. Bu sebeple dinimiz kendilerine gay, homoseksüel, transseksüel, lezbiyen adını verenlerin cinsel tercihlerine saygı duymaz.
Kimse İslam’dan “cinsel tercih özgürlüğü” beklemesin. Kimsenin yatak odasını araştırmayan İslam, casus tutup kimin kimlerle ve nasıl seks yaptığını da araştırmaz, lakin toplumun gözü önünde cereyan eden (fahşa) ve sapkınlık olarak gördüğü cinsel sapmalara da zinhar izin vermez.
Yeni bir inanç, yeni bir insan türünü hedefleyen küresel güçler İslam’ın cinsellikle ilgili koyduğu bu tahdidi ortadan kaldırmak istiyor. Türkiye’de İslam’ın hassas olduğu bu konuyu sürekli gündeme getirenler bu tepkilerini son yıllarda bir meydan okumaya dönüştürdüler. Gezi eylemlerinde en çok konuşulan bir konu da “Beden benim” edebiyatı değil miydi? Şimdilerde ise ezanın okunduğu sırada, “Va..nam kumbara” diyerek ahlaka, toplumumuzun binlerce yıllık değerlerine saldırıyorlar.
Bunu cinsel tercihe özgürlük olarak okumamız halinde asıl meseleyi ıskalamış oluruz. Bu ülkede kimse kimsenin yorganını kaldırıp kim nece seks yapıyor diye bakmadı. Kimse kimsenin fantezilerini irdelemedi, lakin kimse kusura bakmasın, bu ülkede kimse bu milletin binlerce yıllık değerleri ile oynayamaz, oynatmayız.
Bir millet değerleri ile vardır ve bu değerleri ile varlığını sürdürebilir. Bir milletle dertleri olanlar önce o milletin değerlerinin içini boşaltır, sonra o milleti teslim almak kolaylaşır.
Ülkemizde son haftalarda ezan üzerinden, cinsel sapkınlık üzerinden milletin değerlerine yönelik savaş yeniden alevlendi. Bununla bir yandan toplumu germeyi hedefleyen güçler, bir yandan da “azar azar ve alıştıra alıştıra” yöntemine başvuruyorlar.
Bu güçler geçtiğimiz hafta Taksim’de cinsellik dışında kutsal tanımayanlar üzerinden topluma bir operasyon çektiler.
Lakin o olayla ilgili dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husus daha vardı: Taksim’de düdüklü eylem yapanların ezan okunurken ezanı protesto ettiklerine dair haberler yapıldı. Bu grup o hadsizliği yapar mı yapar, lakin işin aslının ne olduğu dikkatlerden kaçırılmamalıdır.
O aşağılık eylem sırasında düdüklerin çalınması, sloganların atılması ezan okunmadan önce mi sonra mı başladığı önemlidir. Bu cinsellik tapıcılarının ezana, dine Allah’a bir saygılarının olmadığını hatta bunların bu değerlere ve Yüce Yaradan’a düşmanlık yapacak kadar zıvanadan çıkan bir güruh olduklarını biliyoruz. Ancak yine de haber servis edilirken bu hadsiz güruhun direkt ezanı protesto etmeleri ile ezan okunurken protestolarının şiddetini arttırmaları farklı şeylerdir.
Küreselcilerin cinsellik üzerinden bir planı daha var: Toplumu birbirine kırdırmak, unutmayın, unutursak toz duman oluruz.