Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Haziran 2021

Ermenistan'ın Kuşak Yol zaferi

Geçtiğimiz hafta G7 zirvesinden Çin’in Kuşak ve Yol Girişimine karşı 2035 yılına kadar 40 trilyon dolarlık bir yatırım yapılacağı açıklamasıyla siyaseten bir ekonomik atom bombası atılmıştı.

2008 küresel krizi yaşanırken kasasında bütçe fazlası 1 trilyon doları olan Çin, bir varlık fonu kurarak kalkınmayı sürdürülebilir kılmak için bu kaynağı çevresini harcamayı seçti.

Çok kısa zamanda Kuşak ve Yol Girişimi’nin ilanı ve Asya Altyapı Kalkınma Bankasını kurması atılan güçlü adımlar oldu.

Enerji güvenliğini Malaka boğazının kaderine bırakmak istemeyen Çin, Myanmar üzerinden kurduğu petrol ve doğal gaz boru hatlarıyla önemli bir adım atmıştı.

Bu yatırımını korumak için yönetiminin kendi kontrolünden çıkmasını önlemekten geri durmayarak Myanmar’da askeri bir darbe yapılmasına imkân verdi.

Taa milenyumun başından bu yana birçok raporla Çin’in yükselişi ABD yönetiminin dikkatine sunuldu.

ABD’nin tam serbest piyasa ilkesinin belirlendiği liberal bir yönetim olması onlarca yıldır yaşadığı zenginliği beraberinde getirse de multi milyarder zenginlerin bu sıralar ABD’nin kara belası da oldu.

Her yeni seçilen başkan önlem alınması gereken birinci meselenin Çin olduğunu bilmesine rağmen kara belalarının isteklerine boyun eğdiler.

Sanırım tam bu aşamada ülkemizde yapılması planlanan bir düzenlemeye değinmekte fayda var.

Özel sektörden fonlanarak seçime giden siyasi partilerin özgürlüklerini kaybetmeleri seçim sonrasında da ülke menfaatine çok katkı sağlayamaz.

Şirket fonlamasıyla halkın çıkarını koruyacak kararların alınmasını ne derece zorlaştığı ABD’nin durumunda açıkça belli.

Hoş liberal düzenin kurallarını kullanıp ucuz iş gücü ile fadakârlık yapan Çin’in bu yükselişini “haksız” görmek ne kadar adil olur bilinmez ama daha fazla kâr hırsıyla hareket eden burjuvaya tüm kontrolün bırakılamayacağı kesin...

Piyasa serbest olmalı ama her daim vatandaşı koruyan bir devlet de olmalı.

Şu an Türkiye’de devletin etkin olduğu bir piyasa var.

Serbest piyasanın tam işletilememesi dünya ile rekabette yeterli teknolojinin geliştirilmesini engelliyor.

Bunu aşmalıyız.

Neticede Çin gibi Komünist tek parti yönetimine sahip bir devletin serbest piyasa ilkesi ile neler başardığını iyi incelemek gerekiyor.

Aynı başarı yolunu Güney Kore’deki darbe hükûmeti de yürütmüştü.

Darbecileri övecek değilim.

Ama askerlerin Güney Kore özel sektörünü serbest bırakmasının yanında ihracat için baskı yapması piyasanın teknolojik dönüşümünü sağlamıştı.

Bu da Güney Kore menşeli birçok malın dünyada boy göstermesini beraberinde getirdi.

Neyse konudan sapmayalım.

Çin’i elindeki fazla parayı akılcıl yatırıma yönlendirdi.

Türk devletlerinin yanında Pakistan, Afganistan ve İran’ı birleştiren bir ekonomik koridor kurdu.

Bu koridorun ucu her koşulda Türkiye’ye çıksa da Bakü-Tiflis-Kars Tren yolu ile Gürcistan’ın Anaklia limanı ve Türkmenistan üzerinden Tahran demiryolu bu ekonomik koridorda birbiriyle rekabet halinde...

Tam bu aşamada Ermeni işgali altındaki Karabağ’ın 44 günlük bir savaş sonrasında Azerbaycan tarafından geri alınması süreci ortaya çıktı.

Ardında Ermenistan; Zengezur’da Azerbaycan ile Nahçıvan arasında geçişi sağlayacak bir demiryolu ve karayolu kurulmasına onay verdiği anlaşma yaptı.

Savaşın konusu sadece Karabağ’ın kurtarılması iken ortaya çıkan bu sonucu daha iyi anlamlandırmak için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na sorduğumda “Ermeniler de kazançlı çıkacak” yanıtını almıştım.

Karabağ’ın geri alınması sonrasında karışıklık yaşayan Ermenistan’ı erken seçime götüren Nikol Paşinyan’ın partisi yüzde 53,92 oy alarak Rus yanlısı Robert Koçaryan’ı yendi.

Ekranlarda yapılan yorum ve analizlerin çok ötesinde bir duruşla Karabağ savaşının zamanlamasına dikkat çekerek bu adımın Kuşak ve Yol Girişimi’nin bir ayağı olarak okunması gerektiğini söylemiştim.

Ermenistan halkı kontrol ettiği toprakları kaybetmesine rağmen Paşinyan’ı destekleyerek Ermenistan’ın Batı’ya açılması konusundaki isteğini yineledi.

Rusya’nın İran’ı dışarıda bırakma çabası ile Ermenistan’ın gelişme arzusu örtüşüyor.

Uluslararası ticaretin bölgeyi iyileştireceğini hep birlikte göreceğiz.