Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Ekim 2020

​Ermeni mezâlimi!

Her milletin bir tarihi vardır. Var olduktan bugüne dek çeşitli badireler atlatmış, çeşitli savaşlar yaşamış, iyi ve kötü günleri olmuştur milletlerin. Kimisi soylu bir edâ ile yaşamış, kimisi de soysuzca bir hayat sürmüştür. Kimisi başkalarını da kendisi gibi görmüş ve öyle muamele etmiş, kimisi de başkalarını kendine köle addetmiş ve zulmetmiştir. Bu halleriyle milletlerin soylarını ben Habil ve Kabil’e dayandırıyorum. Dünyayı iyiliğe ve güzelliğe sevk etmeye çalışanları Habil’e, her yana saldırıp sömürmeye, zulmetmeye çalışanları da Kabil’e benzetirim.

Ermeniler, Pers İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Büyük İskender’in daha sonra sırasıyla Selevkosların, Romalıların, Bizanslıların, Selçuklu Türklerinin ve nihayet Osmanlı Türklerinin egemenliğinde yaşamış bir millettir. Anadolu’da yaşadıkları uzun zaman içerisinde hiçbir zaman bağımsız olamayan Ermeniler, mütemadiyen himaye altında yaşamış, huzur ve güven içerisinde yaşamalarına karşılık da kendilerine o huzur ve güven ortamını sağlayan devletlere vergi ödemişlerdir.

Ermeniler himayelerinde yaşadıkları devletler içerisinde en iyi muameleyi Türklerden görmüşlerdir. Bunu tarihi vesikalar da ortaya koymaktadır. Hatta Osmanlı Devleti döneminde, kendilerine devletin üst kademelerinde birçok görevler verilmiş, birçok ayrıcalıklar tanınmıştır. Bu ayrıcalıklar sayesinde özel okulları, özel yayınları, özel hayatları ve özel kazançları ile Osmanlı Tebasından daha üstün bir hayat yaşadıkları bir gerçektir. Huzur ve güven içerisinde yıllarca yaşadıkları Osmanlı Devletinin zayıflamaya başladığı 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren emperyalist devletlerin teşvik ve tahrikleriyle, memleket içerisinde karışıklıklar çıkarmaya ve devlet için problem olmaya, o eski güzel günlerini unutup ihanet planları kurmaya başladılar. Birinci Dünya Savaşı sırasında ise daha da ileri giderek devlete isyan ederek sivil Anadolu halkını katletmeye her türlü zulmü yapmaya başladılar. Konferanslar için Anadolu’yu dolaşırken bile Ermenilerin yaptığı zulümlerin izlerini gözlerimle gördüm. Tarihi yapılarda hala Ermenilerin katlettiği Müslüman Türklerin kan izlerini görebilirsiniz. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde yapılan kazılarda Müslüman Türklere ait olan çok sayıda toplu mezarlar ortaya çıkmıştır.

Memleketim Trabzon’da Ermenilerin işlediği cinayetler, uyguladığı zulümler ve yaptığı ihanetler Trabzon tarihinin en acı yıllarını oluşturur. Yeminli ifadelerde Of, Vakfıkebir, Sürmene, Araklı, Yomra, Maçka, Düzköy, Şalpazarı ve Trabzon çevresinde Ermenilerin asker olmadığını tespit ettiği evleri bastığı, kadın ve erkeklerin üzerlerini arayıp kıymetli eşyalarını çaldığı, kadınlara kocaları önünde tecavüz ettiği ve sonra kocalarını öldürdüğü, ulema ve müftüleri katlettiği, masum çocukları süngüden geçirdiği, giderayak her tarafı yakıp yıktıkları yazılıdır.

Bu isyanlar sadece Trabzon’da değil, yurdun her köşesinde aynı şekilde hayata geçirildi. Gümüşhane, Bayburt, Urfa, Diyarbakır, Malatya, Arapgir, Merzifon, Maraş, Kayseri, Akhisan, Eğin Ermenilerin isyan çıkardığı şehirlerimizin başında gelir.

Yurt içindeki isyanları desteklemek için Ermeni komiteleri Sivas, Erzurum, Şebinkarahisar, Van, Elazığ bölgelerine silah sevkiyatını Karadeniz’in Samsun ve Trabzon limanları vasıtası ile yapıyorlar, bunun için büyük tüccarları kullanıyorlar, İtilaf devletlerinin konsolosları aracılığı ile haberleşiyorlardı.

Tarihte dünyanın çeşitli yerlerindeki mezâlimlerini şimdi de Azerbaycan toprakları üzerinde devam ettiriyorlar. 1991’de işgal ettiği bölgede sivil halkı öldürüyor ve ortalığı yakıp yıkıyorlar. Hâlâ Türk dünyasının kalbinde tazeliğini koruyan, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçen Hocalı Katliamı Ermenilerin en acı katliamlarından biridir bu bölgede. Sadece işgalle yetinmemiş sivilleri toplu şekilde katletmiş ve esirlere acımasızsa işkence yapmışlardı. Bu denli zalim olan Ermeniler şimdi de aynı zulmü işgal ettikleri can Azerbaycan topraklarında uyguluyorlar. Ermenistan, uluslararası hukuku hiçe sayarak, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini oluşturan Karabağ’ın işgalini sürdürüyor. Bugün Azerbaycan’ın yüzde 20 civarındaki toprağının bulunduğu bölge, Ermenistan işgali altında bulunuyor.

Türkiye hariç tüm dünyanın sessiz kaldığı bir vahşete tanıklık ediyoruz Azerbaycan’da, Karabağ’da.

Yeter artık diyerek, Azerbaycan işgal edilen topraklarını bir bir geri alıyor.

İnşallah bu Ermenilerin son zulmü olur ve kendi kanlarında boğulurlar.

İnsanlık da böylece bir caniden kurtulur.