Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Nisan 2018

Erken seçimin önemi\u2026

Ne yazık ki bugün okullar, mezun olduğunda ne olacağını bilmeyen, kariyer planlaması yapmamış, hangi üniversiteyi ya da hangi bölümü okumak istediğini dahi belirlememiş, iş hayatı ile ilgili planları olmayan öğrencilerle dolu.

Hatta bugün, birçok üniversite öğrencisi dahi belli bir amacı olmadan sadece "üniversite kültürü" içerisinde bulunmak ve "lisans mezunu" olmak adına üniversite okumaktadır. Muhtemelen bu öğrenciler, mezun olduktan sonra ya ailelerin yönlendirmesi ile belli bir işi yapacak ya da çevresel koşulların getireceği zorluklar/zorunluluklar nedeni ile belli bir mesleği seçmek durumunda kalacaklardır.

Her iki seçenekte de bireyin kendi öz iradesi ile öncesinde, erkenden aldığı bir karar söz konusu olmayacak ve bunun sonucu olarak muhtemelen ya eğitim ortamında ya da iş/meslek ortamında mutsuzluk, huzursuzluk, tatminsizlik, stres, davranış bozuklukları gibi olumsuz psikolojik süreçleri yaşayacaklardır.

Bu tür olumsuzlukları önlemenin en önemli ve kilit noktası, öğrencinin ya da bireyin henüz bu seçimlerle karşı karşıya kalmadan, yani öncesinden belli bir planlama (erken seçim) yapıp öğrencilik ya da meslek hayatını bu plan çerçevesinde sürdürmesidir.

Zayıf ve güçlü yönlerini bilen, yeteneklerinin, kabiliyetlerinin farkında olan, elbette ki bireyin kendisidir. Bu açıdan birey, kendi duygularını, eylemlerini, düşünce ve becerilerini bir bütün olarak göz önünde bulundurarak kendine hedefler belirlemesi önemlidir. Bu hedefler kişinin başarıya ulaşmasını kolaylaştırıcı adımlar, seçimler ve tercihlerden oluşmalıdır.

Temel Eğitim öncesindeki yetişkinlik süreci diyebileceğimiz kritik dönemde, aile ortamında ebeveynlerin bazı tutum ve davranışları bireyin karar almasında, hedefler belirlemesinde, yani seçimler yapmasında önleyici, engelleyici rol üstlenebilmekte. Bu nedenle bireyin ilerleyen hayatında yapacağı tercihler, seçimler için aile ortamı yeterli düzeyde altyapı sağlamamakta. Bu durum tabii ki işin seyrini değiştirmekte ve yetişkinlik evresinde bireye, kendisini yönlendirme ihtiyacı içerisinde hissetmesini sağlamakta.

Batı ülkelerine baktığımızda ABD, Kanada, Finlandiya gibi ülkelerde, okul öncesindeki süreç incelendiğinde bireylerin erkenden seçim süreçlerini kendilerinin yönettiği, hedefleri kendilerinin erkenden belirlediği ve yetişkinlik süreçlerinde aileler tarafından pek müdahale edilmediği ve ulaşılabilir hedeflerle çocukta özgüven kazanımının desteklendiği görülmektedir.

Dolayısıyla bugün resmi kurumlarda verilen eğitim aracılığı ile bireylere bazı kazanımların elde edilmesini beklemek biraz eksik kalıyor. Bu kazanımların elde edilmesindeki ön koşul olan bazı duyguların aile ortamında yeterince oturtulmaması okul ortamında kazanılması gereken davranışların ulaşılmasını engelliyor. Bu nedenle bireylere gerçekçi ve sağlam bir kişiliği kazandırmak ve doğru tercihlerde bulunmalarını sağlamak için çocukluk yaşlarında evde, aile ortamında erken seçimleri yapmalarını, yanlış da olsa tercihlerini kendilerinin vermelerini sağlamak, ebeveynler üzerine düşen bir sorumluluk olarak görüyorum.

Bireyin kendini tanıması, sorumluluk alması, karar verebilmesi, belli bir plan oluşturması isabetli ve doğru hedefler belirlemesine bağlıdır. Vakti gelmiş ama sonuçlanmamış olay için hedef belirlemek, plan yapmak bir erken seçimdir.

Hedef belirlemeyen bir birey başkalarının hedeflerine uymak, rotasız gemi misali başkalarının rotasına sürüklenmek şeklinde bir yaşam biçime sahip olur ki, hayatı boyunca başkalarına bağımlı yaşamak zorunda kalır. Kararları her zaman başkaları verir, başkalarının verdiği kararlar çerçevesinde hayatını yaşar. Özgüveni azdır. Öz saygınlığı zayıftır. Başarma duygusunu tatmamıştır. Zorluklar karşısında kolay pes eder. Sürekli yardıma ihtiyaç duyar.

Bu olumsuzlukları yaşamamak adına çocuklarımıza erken seçimde bulunmalarına fırsat vermek son derece önemlidir.