Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Ocak 2023

Erken seçim masası

Seçime yaklaştıkça seçimin de bize doğru yaklaştığını görmeye başladık.

2022 yılı boyunca muhalefetin "erken seçim" taleplerine karşı AK Parti ve MHP’den “Seçim zamanında yapılacak” açıklamaları gelmesine rağmen geçtiğimiz gün Ömer Çelik’in işaret verdiği MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ise her şartta ortaya çıkacak erken seçime destek verileceği açıklaması bir anda tabloyu değiştirdi.

Erken seçimin bir ihtiyaç olduğu konuşulmadan ya da gerekçesi tam olarak ortaya koyulmadan gelen bu talebin oluşmasında oy oranlarındaki değişim ile sahada oluşan tablonun büyük etkisi olduğu görülüyor.

Bir yıl önce ekonomideki zorlu tablonun muhalefet liderleri nezdinde erken seçim konusunun gündeme getirmesine öne çıkarsa da 7 Nisan itibarıyla yapılan seçim düzenlemesiyle bu taleplerin bir anda bıçak gibi kesildiğini gördük.

Önce, Eylül diye verilen tarihler Kasım ayına sarktı.

En sonunda tüm muhalefet partileri erken seçim çağrısını rafa kaldırdı.

Bu sefer ise iktidardan erken seçim açıklamaları gelmeye başladı.

2022 Nisan ayında Meclis'ten geçen seçim kanunuyla ile artık oylarda yapılan düzenleme önümüzdeki seçimlerde çok büyük bir yer tutuyor.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Cumhurbaşkanı seçimi için yüzde 50 artı bir oy ile seçilme yeterliliğinin sağlanmak zorunda olması, oy oranları çok olan büyük siyasi partilerin, oy oranları görece daha az olan küçük siyasi partilerle iyi ilişki kurmasını ve onları göz ardı etmesini engelliyordu.

Parti içi demokrasi sağlanamasa da "toplumsal uzlaşıyı artıracak" bir girişim olarak gördüğüm bu durum, büyük partileri çok rahatsız etmiş olacak ki neredeyse hepsi bu düzenleme sonrası oldukça sessiz kaldı.

Yapılan düzenlemeye daha önce yazdığım yazılarda açıkça karşı çıktı.

Çünkü demokrasinin ileriye gitmesi ve uzlaşı kültürünü artırılması ülkemizin geleceği açısından daha yerinde olacak bir yaklaşım olacaktır.

Bir toplumda yüzde 50 çoğunluğu elde etmek öyle kolay bir iş değil.

Evimizde aile üyelerimizle bile çok az konuda fikir birliği sağlayabiliyorken hâliyle toplumda bu oranları bulmak epey zor.

Ama işin güzel tarafı da bu ya...

İlk seçim düzenlemesi, kanunlarda herhangi bir değişiklik yapacak güçte olmamaları nedeniyle düşük oy alan partilerin de yasal düzenlemelerde söz sahibi olmasını sağlıyordu.

Bu, demokrasinin daha da gelişmesini gazetecilik yaklaşımımın temeline alan biri olarak eksik bir demokrasi olsa bile destek verdiğim hatta çok memnun olduğum bir durum ortaya çıkarıyordu.

Fakat bu düzenlemenin kaldırılması eski siyasi jargonları geri getirdi.

İktidarın refleksini değiştirmesi ve Parlamenter Sistemdeki çoğunluk oyu alanın sözünün geçtiği düzenin yıkıldığını anlaması gerekiyor.

AK Parti, "demokratik" ve "liberal" değerleri öne çıkaracak ilkelerle "özgürlükçülüğü" ve "özel teşebbüsü" merkezine alan bir siyasetten "kabuğuna çekilen" ve "belli bir kitle üzerinden siyaset yapan" parti hâline gelmemeli.

Bunu aşmanın yolu çok belli...

Bazı meselelerde "ortak hareket etmek" bu kapsamda çok önemli bir siyaset olmalı.

Vatandaş durumu görüyor.

Neye, nasıl destek vereceğini de biliyor.

Havanda su dövmeye gerek yok.

Bu ülkenin daha fazla demokratik düzenlemeye ihtiyacı var.

Dar bölge seçim sistemi, ön seçim, siyasi etik yasası ve iç tüzük düzenlemeleri için hâlâ geç değil.

Düne kadar "Seçime gidiyoruz. Anayasa değişmez" diyenlere rağmen başörtüsü meselesi nedeniyle anayasanın değişmesi konusunda muhalefet ile iktidarın ortaklaştığı bir zemine gelebildik.

Atılacak adımlar ile Meclis kapanmadan gereği yapılacak bir hava yakalanmışken seçime doğru gidişte siyasetin ve Ankara koridorlarının aklındaki tek soru, erken seçim ile başörtüsü düzenlemesinin birbirini sıkıştıran ve üç sandık gelme ihtimalini canlı tutan denklemi...

Yapılan çağrılara ve verilen sözlere rağmen muhalefetin çekimser kalmasının bir anlamı yok.

Bu konuda bir anayasa düzenlemesine ihtiyaç olmadığına inansam da küçük partileri dışarıda bırakamayan siyasettin büyük partilerin birbirini yok saydığı noktaya getirilmesi oldukça anlamsız gördüğüm ve pratik faydasının namümkün olduğu garip bir duruma neden oluyor.

Bu bağlamdan bakınca 6 Nisan ve öncesi için seçim ihtimâli oldukça yakın görülüyor.

Anayasa görüşmesi oylandıktan hemen sonra seçimin öne alınmasına ilişkin düzenlemenin gelme olasılığı epey yüksek gibi...

Kimsenin sandıktan korkmasına gerek yok.

Halk zaten oyunu çoktan verdi. Şu an sadece teferruatları yaşıyoruz.