Eril kadınlar, dişil erkekler…
Bu sabah uçuşum için
geldiğim havalimanında, bagajı vermek için sıranın en az olduğu bankoya
yöneldim. Biniş saatim yaklaştığı için sabırsızlıkla sıranın bana gelmesini
bekliyordum. En öndeki birkaç kişi işlemlerini tamamlayıp gidince sıra önümdeki
genç çifte geldi. Bunlar orta boy altı minyon, zayıf, beyaz kazaklı kadınla en
az bir seksen beş boyla iri omuzlu bir delikanlıydı. Delikanlının kolunda kıza
ait olduğu kesin, beyaz peluş bir palto vardı.
Genç kız kimlikleri
uzattı, uçuş şehrini söyledi, biletleri beklerken yanlarındaki tek valize
abandı, biraz zorlanarak kaldırıp bıraktı. Tartıya baktım, on bir kilo dokuz
yüz gramdı. Genç kadın valizi tüm gücüyle kaldırıp yukarıya bırakırken
yanındaki genç adam hiç istifini bozmadı. Bir kolu bankoda, bir ayağını
diğerinin arkasına geçirmiş, genç kızın biletleme işlemlerini seyrettiği gibi
izlemeye devam etti. Eli yüzü temiz, üstü başı düzgün biriydi. Yanındaki
kadının nereneyse iki katıydı. Genç kız, bankodaki görevlinin uzattığı
biletleri aldı ve yanındaki delikanlıyla sıradan ayrıldılar.
Üzüntüyle izleyip
yadırgadığım buna benzer vakalara artık o kadar çok rastlıyorduk ki! Erilleşmiş
kadınlar ve dişilleşmiş erkekler toplumun her yerinde arzı endam ediyorlar. Bu
durum, modern dünyanın kadın erkek eşitliği sloganının bir sonucu muydu?
Üzerindeki tüm sorumluluğu kadına iteleyen bundan da hiç rahatsızlık duymayan
erkekler ne ara peyda oldu ve bu kadar yaygınlaşmıştı? Peki kadınlar? Kadınlar
ne zaman hem kendilerinin işlerini yürütüp hem de erkeklerin sırtlarından
attığı tüm sorumlulukların altına girmişlerdi? Daha doğrusu uzun zamandır
üstlerine bırakılan erkek işlerini nereye kadar sürdürebileceklerdi?
Sosyal medya, ofisler,
sokaklar en az kadınlar kadar süslenip, bedenlerine yatırım yapan, en ufak
zorluk görmemiş, sorumluluk üstlenmemiş, kırılgan, trip şampiyonu erkeklerle
dolu! Güneş kremi sürmeden dışarıya çıkmayan, gece kremlerini aksatmayan, pamuk
elli erkek bedenli kadın zihniyetli erkekler… Ailesine, kadınına ilişkin sorumluluk
duymaktan aciz, tüm yatırımını bedenine yapan, hayatındaki tek zorluk ve
adrenalinin, sosyalleşmenin bilgisayar oyunları olduğu light erkekler…
Kadınlar cephesine
gelince durum daha acınası ve vahim! Hep genç hep güzel hep fit hep mükemmel olmak
zorunda olmaları bir yana erkeklerin üstlerine bıraktığı sorumluluklar, yükleri
nahif ruh ve bedenleriyle taşımaya çalışıyorlar. Aile planlamasının, ekonomi
yönetiminin, bedensel güç isteyen işlerin tüm yükünün omuzlarında olduğunu fark
etmeden yürümeye çalışıyor. Güçlü kadın mottosuyla üzerine atılan bütün erkek
işlerinin kendisini ne kadar yorduğunun farkında bile olmadan ağır aksak
ilerlemeye çalışıyor. Yorulmasının sebebinin kadınlık değil erkeklerin
görevlerini üstlenmek olduğunu anladığında çoğunlukla çok geç olacak. İşte o
vakit sorgulamalar, yargılamalar, kopuşlar
gelecek ve kimin, neden bu kadar yükü üzerine boca ettiğini düşünmek
bile istemeden artık tek adım dahi atacak mecalinin kalmadığını anlayacak…
SABİHA GÜL DOĞAN