Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Aralık 2024

Eril kadınlar, dişil erkekler…

Bu sabah uçuşum için geldiğim havalimanında, bagajı vermek için sıranın en az olduğu bankoya yöneldim. Biniş saatim yaklaştığı için sabırsızlıkla sıranın bana gelmesini bekliyordum. En öndeki birkaç kişi işlemlerini tamamlayıp gidince sıra önümdeki genç çifte geldi. Bunlar orta boy altı minyon, zayıf, beyaz kazaklı kadınla en az bir seksen beş boyla iri omuzlu bir delikanlıydı. Delikanlının kolunda kıza ait olduğu kesin, beyaz peluş bir palto vardı.

Genç kız kimlikleri uzattı, uçuş şehrini söyledi, biletleri beklerken yanlarındaki tek valize abandı, biraz zorlanarak kaldırıp bıraktı. Tartıya baktım, on bir kilo dokuz yüz gramdı. Genç kadın valizi tüm gücüyle kaldırıp yukarıya bırakırken yanındaki genç adam hiç istifini bozmadı. Bir kolu bankoda, bir ayağını diğerinin arkasına geçirmiş, genç kızın biletleme işlemlerini seyrettiği gibi izlemeye devam etti. Eli yüzü temiz, üstü başı düzgün biriydi. Yanındaki kadının nereneyse iki katıydı. Genç kız, bankodaki görevlinin uzattığı biletleri aldı ve yanındaki delikanlıyla sıradan ayrıldılar.

Üzüntüyle izleyip yadırgadığım buna benzer vakalara artık o kadar çok rastlıyorduk ki! Erilleşmiş kadınlar ve dişilleşmiş erkekler toplumun her yerinde arzı endam ediyorlar. Bu durum, modern dünyanın kadın erkek eşitliği sloganının bir sonucu muydu? Üzerindeki tüm sorumluluğu kadına iteleyen bundan da hiç rahatsızlık duymayan erkekler ne ara peyda oldu ve bu kadar yaygınlaşmıştı? Peki kadınlar? Kadınlar ne zaman hem kendilerinin işlerini yürütüp hem de erkeklerin sırtlarından attığı tüm sorumlulukların altına girmişlerdi? Daha doğrusu uzun zamandır üstlerine bırakılan erkek işlerini nereye kadar sürdürebileceklerdi?

Sosyal medya, ofisler, sokaklar en az kadınlar kadar süslenip, bedenlerine yatırım yapan, en ufak zorluk görmemiş, sorumluluk üstlenmemiş, kırılgan, trip şampiyonu erkeklerle dolu! Güneş kremi sürmeden dışarıya çıkmayan, gece kremlerini aksatmayan, pamuk elli erkek bedenli kadın zihniyetli erkekler… Ailesine, kadınına ilişkin sorumluluk duymaktan aciz, tüm yatırımını bedenine yapan, hayatındaki tek zorluk ve adrenalinin, sosyalleşmenin bilgisayar oyunları olduğu light erkekler…

Kadınlar cephesine gelince durum daha acınası ve vahim! Hep genç hep güzel hep fit hep mükemmel olmak zorunda olmaları bir yana erkeklerin üstlerine bıraktığı sorumluluklar, yükleri nahif ruh ve bedenleriyle taşımaya çalışıyorlar. Aile planlamasının, ekonomi yönetiminin, bedensel güç isteyen işlerin tüm yükünün omuzlarında olduğunu fark etmeden yürümeye çalışıyor. Güçlü kadın mottosuyla üzerine atılan bütün erkek işlerinin kendisini ne kadar yorduğunun farkında bile olmadan ağır aksak ilerlemeye çalışıyor. Yorulmasının sebebinin kadınlık değil erkeklerin görevlerini üstlenmek olduğunu anladığında çoğunlukla çok geç olacak. İşte o vakit sorgulamalar, yargılamalar, kopuşlar gelecek ve kimin, neden bu kadar yükü üzerine boca ettiğini düşünmek bile istemeden artık tek adım dahi atacak mecalinin kalmadığını anlayacak…

SABİHA GÜL DOĞAN