Erdoğan’ın hayalinin ismi ''Eren'' olmalı
Koronavirüs pandemisi gündemimizi meşgul etmeye devam ediyor.
Kısa bir süre boyunca Türkiye’nin önemli gündemlerine odaklandık ama yine döndük şu Kovid-19 belasına…
Okuyucularımın bana ulaştırdığı “bir sorunu” en son yazımda gündeme getirmiştim.
İşimiz gazetecilik.
Milat Gazetesinin sıkı takipçilerinin seslerini duyurmak da işimizin bir parçası…
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Bilim Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın açıklamasında takipçilerimin sorusunu Sayın Bakan’a yöneltme fırsatı buldum.
Kurban Bayramında ortaya çıkabilecek bir kısıtlama nedeniyle kurbanlık hayvanlarını büyükşehirlere getirme konusunda tedirginlik yaşayan besicilik işi ile uğraşan vatandaşların durumunu ilettim Sn. Koca’ya…
Sn. Bakan “Kabine Toplantısı”nı işaret etti.
Bakanlığın açıkladığı “Çalışma Rehberi”ni dikkate alarak hareket edilebileceğine de ayrıca vurgu yaptı.
Takipçilerimize bu konuda “iyi bir haber” vereyim.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 2020 yılı Kurban Hizmetlerinin Uygulanmasına dair bir tebliğ yayımladı.
İlgili yazıda randevu sistemi ile kurban kesiminin yapılacağı bilgisi yer alıyor.
Kurban satış yerleri İstanbul için bayramdan 15 gün, diğer iller için “bir ay” önceden hazır hale getirilecek.
Düzenlemeye bakıldığında kısıtlamalar gündeme gelse bile “kurban satışı ve kesimi sürecinde bir sorun yaşanmayacak” gibi görünüyor.
Bu yüzden küçük şehirlerdeki besiciler “gönül rahatlığıyla” kurbanlık hayvanları büyükşehirlere getirebilir.
Büyükşehirlerde kurban ibadetini yerine getirmek isteyen “vatandaşlar da rahatça kurbanlarını satın alıp kesim işlemini yapabilir.”
Her zaman söyleniyor ya:
“Koronavirüs alınan tedbirlerden daha güçlü değil.”
***
Camiler okul olsun
Gündemdeki “Salgında ikinci dalga mı yaşanıyor?” sorusuna Sağlık Bakanı Koca’nın cevabı şu anki durumun “ilk salgının etkilerinin devamı” olarak görülmesi şeklinde oldu.
Eylül döneminde “okulların açılması” ile “salgının yayılacağı korkusu”nu taşıyan birçok kişi var.
Belki “ikinci” belki de “üçüncü dalga” o zaman gelecek.
Milli Eğitim Bakanlığı da bu konuda bir çalışma başlattı ama ortada ciddi bir “derslik sorunu” var.
Yani yeterli derslik yok.
Çocukların koronavirüsle mücadele için alınan önlemlere uyma konusunda “eksiklik” gösterebileceği de herkesin malûmu…
Aynı sınıf mevcutları ile “sosyal mesafe kuralı”nı uygulamak imkânsız gibi görülüyor.
Eğitim öğretim dönemine kadar yeterince “okul yaparak” bu sorunu aşmak da mümkün değil.
Bence “camiler” bu konuda “kurtarıcı” olabilir.
Sabah namazı ile öğle namazı arasında kalan sürede isteyen ailelerin çocukları için “camilerde eğitim öğretim” yapılabilir. Hem “sosyal mesafe sorunu” çözülür hem de “camilerdeki atıl alan” da kullanılmış olur.
Ne dersiniz?
***
Türkiye’nin “Eren”leri
Türkiye içinde taşıdığı; tarihi, coğrafyası, inancı, birlik mayası ve daha birçok farklı unsuruyla büyük bir “mefkûre”ye sahip…
Büyük hedeflerin “sorumluluğu” da, “fedakârlığı” da büyük…
Bu büyük fedakârlıkları gözünü kırpmadan yerine getiren polisi, askeri, jandarması, sahil güvenliği, özel harekâtı, istihbaratı ve daha nicesinin bilinen bilinmeyen, görünen görünmeyen “şehadeti” var…
Bir de “İyi ki varsın Eren” denilebilecek cesur, sivil şehitleri var bu vatanın.
Daha nice “Eren Bülbül”ler taşır bu vatan bünyesinde…
Bir öneri;
“Madem kutlu bir mücadeledir Türkiye’nin yaşadıkları
O zaman onurlandıralım bu kahramanları”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) öncülüğünde hayata geçen elektrikli otomobilin 2022 yılında yollara çıkacağı açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lansmanını yaptığı araçlar için isim çalışması yapılıyor.
Bence Türkiye’nin mücadelesini ortaya koyan bir isim verilmeli.
Öyle bir isim olmalı ki herkes “evet işte bu” demeli.
Öyle bir isim olmalı ki herkes “onurlandı, onurlandırdı” demeli.
Öyle bir isim olmalı ki herkes “unutulmadı, unutturulmadı” demeli.
Türkiye için canını ortaya koyan Erenleri anımsatmalı
Türkiye için ilmini ortaya koyan erenleri, mühendisleri hatırlatmalı
İsmi “Eren” olmalı.