Dolar (USD)
32.56
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2490.70
BIST 100
9524.59
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Temmuz 2019

Erdoğan’ın davası…

Mahatma Gandi’yi bilirsiniz. Hindistan’da İngiliz işgaline karşı Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideridir. İngiliz sömürgeciliğine karşı verdiği mücadeleyle ön plana çıkan ve İngiliz İmparatorluğunu dize getiren “Küçük dev” adamdır Gandi…

İlk önce Hint halkının İngiliz emperyalizmine karşı savaşımının temel yöntemini çizen “Ahimsa” (şiddet dışılık) eylemleriyle ön plana çıkar. İngiliz malları boykot edilir. Gandi, İngilizlere karşı “tuz yürüyüşü” adını verdiği şiddete dayanmayan ama çok etkili ve sonuç odaklı bir sivil itaatsizlik eylemi başlatır. Yürüyüş zamanla yüzbinlere ulaşır. Katılanların hepsi beyaz renkli khadi adı verdikleri düz dokunmuş Hint pamuklu kumaş elbise giyerler. Yol boyunca beyaz bir nehir gibi aktığından bu yürüyüşe Beyaz Akan Nehir adını verilir. Gandi, “Britanya İmparatorluğunun temellerini bununla sarsacağım!” der ve sonuçta İngiliz Emperyalizmin istilasına son verir.

Gandi’nin amacı önce içerde birlik ve bütünlük sağlamak, Hindu, Müslüman ve tüm halkları Hindistan’ın özgürlük mücadelesinde birleştirmekti. Bunu da başarmıştı. Halk da birlikten kuvvet doğduğunda sonuç alabileceğini biliyordu. Eylemlerde emperyalist tahakküm hedef alınıyor, halk motive oluyordu. Sonuç, özgür ve bağımsız bir Hindistan…

Gandi’nin liderliğinde sembolleşen mücadeleyi neden mi ele aldım?

Sayın Erdoğan ta gençlik yıllarından beri bir mücadele içindedir. Ülkesi ve milleti için canı pahasına verilen bir mücadele... Ülkemiz üzerindeki Batı etkisini kırma mücadelesi Erdoğan’a içerde “Milletin adamı” unvanını kazandırdığı gibi; ülkemiz, İslam dünyası ve Dünya’ya ilham kaynağı olmuştur. Bu direniş Ona “Dünyada mazlumların, Hakk’ın ve halkın gür sesi Erdoğan…” unvanını kazandırmıştır.

Batı’nın hedefi bellidir. Demokrasi, insan hakları ve özgürlük gibi evrensel değerleri kullanarak dünyada istila ve işgal girişimlerini meşrulaştırmaktır. Irak, Afganistan, Suriye bu gerekçelerle işgal edildi. Venezuela’da işgal girişimi tehlikesi hala atlatmış değil! 15 Temmuz işgale girişimini asla unutmayacağız…

Bilelim ki, Batı’nın yaşam biçimlerinden, düşünce ve düşünme kalıplarından kurtulmadığımız sürece tehlike her zaman kapımızdadır ve bu nedenle tuzağın kendi içimizden kurulma ihtimali her zaman vardır. Erbakan ve Erdoğan davasının gelecekte devamı için içimizden yeni Erbakanlar ve Erdoğanlar çıkarmalıyız. Bunun için baldıran zehri içmemiz isteniyorsa içeriz. Evet, ülkemizin, milletimizin ve davamızın hizmetkârı ahlaklı ve değerlerimizle kuşanmış bir nesil yetiştirmek birinci önceliğimiz olmalıdır.

Bu yolda kafa bulandıranlara aldırmayın. Hala gerçeği görmeyenlere, haz ve hevesinin peşinde koşan kifayetsiz muhterislere kulak asmayın siz. Bunlar ABD ve Batı’nın emir erleri gibi çalışırlar. Bunların konjonktürde nasıl kullandıklarını ve sonuçta pişman olduklarını defalarca gördük. Saymama gerek var mı?

Nedim Şener birkaç gündür, FETÖ’nün geçmişte sızmalarına dikkat çekiyor. FETÖ elebaşlarının ifadeleri çok iğrenç: “Ben AKP’lileri görünce domuz görüyor gibi oluyorum.”

“AKP iktidar olmasın da isterse Komünist Parti olsun.” Bunlar haince ve kan donduran ifadeler!

"İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizleri helâk etme Allah’ım?"