Erdoğan ve kırkı çıkan Karabağ…
İnancın etrafındaki zincirler
kırılınca, kurulan tuzaklar yerle bir edilince; İslam’ın savleti yeniden peş
peşe tüm parlaklığı ile ortaya çıkıyor... Bütün mesele; bize cilt yapılan batılı gibi düşünme ve
yaşama tarzını yırtıp atmaktı. Yırtınca altından ecdat gibi imanlı ve kahraman
yapı ortaya çıkmış oldu. Mevcut uyanışla Ordumuz böyle zaferden zafere koştu: Fırat
Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı’nın gürül gürül akması… Demek ki topyekûn
tam uyanış olsa ve Allah’ın ipine sıkı sıkıya sarılmış olsak; hiçbir zafer ve
başarı elimizden kayıp, gitmeyecek...
Yeri
geldiğinde şair ruhlu… Yeri geldiğinde
dünyanın büyüklüğünü güya beş ama gerçekte ise leş daimi üyeye kafa atarak
haykıran bir yiğit… Vakti saati dolunca Cumhurbaşkanlığı makamını bir
kenara koyup, Allah’ın huzurunda başını secdeye koyan samimi bir kul… Yeri
geldiğinde hasret türküsüne eşlik eden kocaman yürekli bir insan… Ve de yeri geldiğinde; şehitler için Kur'an
ı Kerim okuyan tilaveti düzgün enteresan bir insan… Osmanlı Padişahları
gibi 10 parmağında on marifet. Şükürler olsun; Erdoğan dönemi bize her türlü
uyanış ve zaferler yaşatmaya devam ediyor. İnşallah ömrü de, başarıları da daim
olur…
Çok
bekledik, yüz küsur yıl gözümüz yollarda kalmıştı. Tam bizden biri; şanlı
ecdadın ruhunu taşıyan, mazlumları ve Müslümanları dert edinen kahraman ve
imanlı bir lideri... Susamıştık; cami seven, ezan seven, çocuk seven, garipleri
seven hele hele Allah’ı çok seven gerçek bir Müslüman lideri… Kafayı
heykellerle bozmamış; teknolojiye, milli üretime ve milli mühendislere hasta ve
vatan – millet için çalışan, ezan ve bayrak aşığı insanı çok ama çok
beklemiştik... Gerçek kahraman ve başkomutan İslam evladı Erdoğan Türk
SİHA'larının yapılmasına destek vererek, Ebabil kuşlarının küffar üzerinde
uçmasına ve Karabağ’ın azat olmasına vesile oldu. Baş Komutan Erdoğan’ı ve de
kararlı tutumuyla Azerbaycan’ın zafere ulaşmasına vesile olan Aliyev’i gönülden
tebrik ediyoruz. Zaferin sevincini tadıyla yaşayan Aliyev’de Azerbaycan için
lider olduğunu tescillemiş oldu.
Ebabil
kuşlarımızın taşıdığı gazap, Ermenistan ordusunun üzerine yağınca; Can
Azerbaycan, yaşadığı Karabağ hasretinin kırkını çıkarmış oldu. ‘40 günde, kırk bin kere Maşallahlık zafer
hayırlı uğurlu olsun. Darısı zafer bekleyen diğer mazlumlara… Evet, zafer var ama sevinemeyen hain kişilerde var…
11
Aralık 2020 tarihli gazetelerin birinci sayfalarına baktığınızda kimin yerli ve
milli olduğunu anlayabilirsiniz; hiç okumanıza bile gerek kalmadan. Yerli ve
milli gazetelerin haricindekilerde alakasız sürmanşetler, inadına kör olup,
görmezden gelinerek başka zorlama ve baskılarla atılan manşetler ve o manşetler
peşine takılan uydurma ve yalan dolu haberler... Ah, Karabağ’a sevinememiş, kara bağlamış kafalar!…
Adam
hain olunca, adam batı hayranı ve emperyalistlerin uşağı olunca, hayırlı
manşetler mesela: Türkiye’nin dışarıdaki
zaferleri, başarıları ve Azerbaycan’ın Karabağ zaferi asla onun için manşet
olmuyor. Aynı gün milletimizi sevindiren bir şey olsa ve de batının bizi
tehdit etmesi, hırlaması olsa; ertesi gün hırlamalar manşet olur ve
hırlayanların havlamalarını ballandıra ballandıra anlatırken, satır aralarına
kendi tehditlerini yerleştirmeyi de asla ihmal etmiyorlar… Bu arada, Milletin
düğün bayram ettiği milli meselelere kör kalıp, demokrasi ve İslam düşmanı
batının üflemelerine göre manşet atan içimizdeki hain basın, Atatürk’ün
arkasına sığınmayı da asla ihmal etmez…
Azerbaycan'da düzenlenen Zafer
Geçidi Törenini ucundan, minnacık ve koşarak gören haçlı basını yine bizi
şaşırtmadı ama şaşırdığımız hala o gazetelere para verip alanlar ve hala
kendilerini öz hakiki milliyetçi ve vatansever görmeleridir. Hele birde söz söyletmeyen ve
göğüslerini kabartarak bakmaları, sanki
kalpakları giyinip, Ortadoğu’da ne kadar alçak emperyalist var ise kovup
geldikten sonra zeybek oynayacak gibi duruşları var ki söylenecek her söz
yanında sönük kalır. Yine her milli meselede olduğu gibi; Azerbaycan'da ki ‘Zafer
Geçidi Töreni’ni iftihar ve şükürle seyretmek, kazanılan zafere derinden
sevinmek Osmanlı çocuklarına kaldı ve bundan çok mutluyuz çünkü İslam Ordusunun
zaferlerine ancak gerçek Müslümanlar sevinir.
Evet, Azerbaycan'da ki Zafer Geçidi Törenini, Kahraman Türk Askerinin heybetli zafer yürüyüşünü tüylerimiz diken olarak ve gözlerimiz dolarak izledik... Özümüze dönünce fetihler bizim için kaçınılmaz oluyor. Tarihin perdelerini aralayıp, oradaki meyden muharebelerine, büyük komutanlara ve büyük zaferlere bakmaya gerek yok; sen kendi özüne dönünce zaten zaferler sana: durma gel! Diyor. Biz kendimiz olunca; Allah için ölmeye niyet edince hiçbir zafer bize asla sırtını dönmez!..
Hasret kırkı çıkan Karabağ, hayırlı uğurlu olsun.